Rus yazarların İslâm merakı

Rus yazarların İslâm merakı

Puşkin, Dostoyevski, Gogol, Bunin ve Nabokov'a dair çarpıcı bilgiler

Sevinç Özarslan'ın haberi:

Bakü Slav Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Asif Hacılı, bugüne kadar Rusya'da bile konuşulmayan, iddialı bir araştırma yayımladı. Rus Edebiyatında Kur'an-ı Kerim adlı eser, Puşkin, Dostoyevski, Gogol, Bunin ve Nabokov'a dair çarpıcı bilgilere yer veriyor.
Birkaç hafta önce Günyüzü yayıncılık ve Dağıtım bir araştırma yayımladı. İçindeki bilgiler bir yana adı bile oldukça iddialı: Rus Edebiyatında Kur'an-ı Kerim. Rusya'ya bakış açımız 'Moskof kafiri' ve Baltacı Mehmet Paşa olayından öteye geçememişken Rus Edebiyatında Kur'an-ı Kerim'in varlığından söz etmek bile şaşırtıcı. Asif Hacılı yaptığı araştırmalara göre, Rus edebiyatının kurucusu olarak bilinen Puşkin, Nabokov, Dostoyevski, Gogol ve Tolstoy'un eserlerinde Kur'an-ı Kerim'in ve Peygamber Efendimiz'in (sas) kişiliğinin, yaşantısının ciddi bir etkisi var.

Aslında 2005 yılında ünlü yazar Lev Tolstoy'un Hz. Muhammed'in bazı hadislerinden oluşan "Hz. Muhammed" adlı eseri Karakutu Yayınları tarafından Türkçeye çevrilmiş ve "Tolstoy Müslüman mıydı?" tartışmaları yeniden başlamıştı. Daha sonra da karşı görüşler medyada yer almıştı. Asif Hacılı, araştırmasında hiçbir Rus edebiyatçı için 'Müslüman'dı ya da değildi' gibi bir ifade kullanmıyor. Ancak hep bu düşüncenin izlerini sürüyor.

Yazar, Tolstoy ile ilgili ise şöyle bir bilgiye yer veriyor: "Bilindiği üzere kilise konseyinin verdiği karar doğrultusunda aforoz edilip Ortodoks kilisesiyle ilişiği kesilen Tolstoy'un felsefi çalışmalarında İslam önemli bir yer işgal eder. Tolstoy tanınmış tasavvuf şeyhlerinden Kunta Hacı Kişiyev, Mısır Başmüftüsü Muhammed Abduh, Başkurt Müslüman münevverlerinden Muhammed Şah Rahmetullin ve benzeri çok başka isimle şahsi ilişki kurar... Hayatının en zor dönemlerinde (mektup ve günlüklerinde yazdığı üzere) herkesin, hatta aile fertleri ile arkadaşlarının bile ona sırt çevirdiği, bazılarının onu da Gogol gibi deli ve aklını yitirmiş, devrimcilerin, geveze, mistik, devlet görevlilerinin tehlikeli bir devrimci, Ortodoksların ise şeytan olarak gördüğü ve kendisinin de "Durumum zor" dediği bir dönemde Tolstoy, bütün bu olanları şöyle özetler: Bu yüzden beni iyi niyetli bir Müslüman olarak görün, o zaman her şey güzel olacak, der."

Asif Hacılı, "Bu konular Rusya'da konuşuluyor mu, biliniyor mu? Türkiye'de pek bilinmiyor." şeklindeki sorumuza, "Rusya'da da yeni konuşulmaya, araştırmalara henüz konu olmaya başladı... Türkiye'de ise ne biliniyor ki!" cevabını veriyor. Ancak Sezai Karakoç'un Puşkin'in İslam'a bakışını anlatan yazıları olduğunu not düşelim.

Harun er-Reşit hayranı Gogol

Asif Hacılı, kitabında ünlü yazarlardan Nikolay Gogol'ü, Petesburg Üniver-sitesi'nde Umumi Tarih Kürsüsü'ne yardımcı doçent olarak atandığı dönemdeki makalelerini aktararak inceliyor. Gogol (1809-1852), Arapların kurduğu İslam medeniyetini ne Doğu'da ne de Batı'da, daha önce benzeri görülmeyen bir mucize olarak değerlendiriyor ve bu halkın bizzat Hz. Muhammed'in (sas) yaydığı İslam dini sayesinde tarih sahnesinde parladığını ifade ediyor. Gogol, devlet teşkilatlanmasını anlattığı, "Al-Mamun" başlıklı makalesinde bir filozof, siyasetçi, savaşçı ve edebiyat adamı olarak gördüğü Harun er-Raşit'ten hayranlıkla bahsediyor. Üniversitede bu makalesini işlediği dersine V. Jukovski ile A. Puşkin de katılmış.

Vladimir Nabokov: Muhammed'in gözleri nur saçıyor

1917 Rus devrimi sonrasında çok sayıda Rus aydını İstanbul'a iltica eder. Rus muhacir edebiyatının ünlü temsilcilerinden Vladimir Nabokov da bu isimler arasındadır. Nabokov, İstanbul izlenimlerinin etkisiyle 1918 yılında yazdığı 'Sessiz Akşam' şiirinde hem İstanbul'u hem de Peygamberimiz'i anlatıyor.

"Gece sessiz, cevap bekliyorum/Muhammed'in gözleri nur saçıyor/Turuncu çizginin üzerinde.../Minarenin kubbesi ışık saçıyor/Çılgınca cevap bekliyorum

Ateşli bir hasretle can atarak/Müezzin şarkısını bitirmiş/Siz gülleri, ışık gülleri/Solar yükseklerde/Sesleniyorum/Cevap yok..."

Şair belki Eminönü'nde belki de Sultanahmet'te pek çok kez ezanı dinlemiş olmalı. Müezzinin şarkısı diye bahsettiği elbette ezan. Eski seyyahlar da ezanı, şehre okunmuş bir şarkı olarak algılamış ve metinlerinde ezandan hep böyle bahsetmişler.

Fyodor Dostoyevski: Kardeşim, bana Kur'an gönder

Hacılı Dostoyevski'nin İslam diniyle ilişkisini, yazarın Asyacılığı ve Puşkin'in doğum yıldönümünde yaptığı ünlü konuşması üzerinden anlatıyor: "Dostoyevski bu konuşmasında Puşkin'in edebi çalışmalarında önemli yer işgal eden İslam motiflerinin ve Kur'an Taklitleri dizisinin hümanist özünü ve şairin İslam dünyasını ruhen benimsemiş olmasına bağlayarak şu soruyu yöneltir: Bu bir Müslüman değil mi, bu Kur'an'ın gerçek ruhu ve onun kılıcı değil mi, inancın saf ihtişamı, onun kanlı ve korkunç gücü değil mi?" Hacılı, Dostoyevski'nin Rus milli şuur ve kimliğinin oluşmasında önemli rol oynadığını düşündüğü Puşkin'le ilgili bu sözleri, sadece şairin değil, aslında onun bizzat kendi dünya görüşünde İslam'ın önemini ortaya koyduğunu belirtiyor.

"Unutmamamız gerekir ki, biz Avrupalı değil, Asyalıyız..." diyen Dostoyevski'nin Asyacı fikirleri ve Müslümanlara olan farklı yaklaşımları, Suç ve Ceza, Budala, Komik Adamın Rüyası ve Ölüler Evinden Notlar gibi önemli edebi eserlerine yansımış. Kürek cezası sonrasında beş yıl Kazakistan'a sürgün gönderilen Dostoyevski, orada Müslümanların hayatı, gelenek ve görenekleriyle tanışarak İslam'a ilgi duymaya başlar. Omsk'tan Semey'e hareketinden önce kardeşine yazdığı bir mektupta kendisine Kur'an göndermesini rica eder.

Dağıstanlı Tatarlarla, Lezgiler ve Çeçenleri anlattığı Ölüler Evinden Notlar'da Müslüman karakterlerin manevi ve psikolojik özelliklerinden bahseden Dostoyevski, özellikle Ali ile iyi niyetli ve saf Nurra'nın dini kimliklerinden kaynaklanan niteliklerine yer verir. Hacılı'nın dediğine göre benzer bir motif, Suç ve Ceza'nın sonunda da işleniyor. Ruhi ıstıraplardan, trajik manevi arayışlardan, isyandan sarsılan Raskolnikov, İrtiş kıyılarındaki sonsuz bozkırlarda birer nokta gibi görünen göçebe yurtlarına bakarak şunları söyler: "Oralarda hürriyet var ve buradakilere hiç benzemeyen başka insanlar yaşar, oralarda sanki zaman durmuş, sanki İbrahim ve onun sürülerinin çağı henüz devam etmektedir." Raskolnikov, ruhunun kurtuluşunu böyle bir Türk hayat tarzında arar. Manen sarsılan kahramanın düşüncelerine rağmen yazar, Hz. İsa ile Hz. Muhammed'in Allah'ın elçileri olduklarını ve aynı kurtarıcılık misyonunu üstlendiklerini vurgular.

Aleksandr Puşkin: And içerim, akşam namazı üzerine...

Kitapta okuru şaşırtacak olan, yeni Rus edebiyatının kurucusu olarak bilinen Aleksandr Puşkin'e dair verilen bilgiler. Hacılı'ya göre, Müslümanların kültüründen oldukça etkilenen Puşkin için İslam, bir ilham kaynağı, farklı anlamlar dünyası ve şiirsel bir mükemmeliyet örneği.

Puşkin 1821-1824 yılları arasında sürgün hayatı yaşadığı dönemde Müslümanların kültürüyle yakından tanışıyor. İlk gençlik yıllarında ortamın modasına uyarak 18. yüzyıl Fransız aydınlanmacılarıyla, özellikle Voltaire'in ve Epikürcü zengin çevrelerin etkisiyle dini pek umursamayan Puşkin, bu yıllarda manevi bir buhran geçirir. Eserlerinde hayatın boşluğu, anlamsızlığı ve yalnızlık gibi duygular hakimdir. 17 yaşındayken yazdığı 'İmansızlık' adlı şiirinde "Aklım Tanrı'yı arar, kalbim bulamaz" der. 1825'te kaleme aldığı 'Gizli Mağarada' şiirinde görüleceği gibi Kur'an-ı Kerim'le tanışması, onun manevi yönden canlanmasına vesile olur: "Gizli mağarada, sürgünlerde/Ben tatlı Kur'an'ı okudum/Aniden bir teselli meleği/Uçup geldi, bana tılsım getirdi/Onun sırlı gücü/Kutsal sözcükler yazdı/Üzerinde bilinmez bir el"

Kur'an'dan 17 kez bahsetmiş

Puşkin, yine aynı dönemde 'Bahçesaray Çeşmesi' şiiri üzerinde çalışırken Kur'an-ı Kerim şairi öylesine etkilemiş ki, Kur'an motiflerine dayalı özel bir dizi kaleme almış. Araştırmacılara göre 33. surenin 81. ayetinden doğrudan alıntı yapmış. Şairin 'Kur'an Taklitleri' adını verdiği bu eser, edebiyat kuramcısı V. G. Belinski'ye göre kaynak metnin içeriğini, lafzını ve üslubunu yansıtma gayretiyle dikkat çekiyor.

Ünlü edebiyatçı, Hz. Muhammed (sas) ile önce bir şair olarak ilgileniyor. Daha sonra Kur'an'ın dini ve felsefi anlamlarını keşfettikçe onun atmosferine giriyor ve İslami değerleri ve Hz. Muhammed'in (sas) misyonunu samimi hayranlık duygusuyla terennüm ediyor. Bir şiiri bu açıdan çarpcı:

"And içerim, çift ve tek üzerine/And içerim, kılıç ve kutsal savaş üzerine/And içerim, tan yıldızı/And içerim, akşam namazı üzerine."

Asif Hacılı, çalışmasında bazı istatistiki bilgilere de yer vermiş. Puşkin'in eserlerinde Kur'an 17, İncil 13, Tevrat 8 kere anılmış. Puşkin, Kur'an-ı Kerim'le yakından tanıştıktan sonra Hıristiyanlıkla da ilgileniyor ve Kur'an Taklitleri eserinden iki yıl sonra Peygamber adlı bir şiir yazıyor. İncil'den Yeşaya, Yeremiya veya İyezekil peygamberlerden biri için yazıldığı tahmin edilen şiirde şair, bazı araştırmacılara göre Kur'an-ı Kerim'in Fâtır, Müddesir, Hâlak, Kadir surelerinden istifade etmiş.

Şiir şöyle: "Ve o göğsümü kılıçla yardı/Ve titrek kalbimi çıkarttı/Ve ateşli koru/Yarılmış göğsüme koydu" Asif Hacılı ise bu dizilerin, "Biz senin sineni açıp genişletmedik mi!" ayetiyle başlayan İnşirah Suresi menşeli olduğu iddiasında.

"O, Müslüman değil mi?"

Bu soru, Puşkin'den sonra yetişen ünlü edebiyatçı Fyodor Dostoyevski'ye ait. O diye bahsettiği kişi Puşkin. Ünlü şair kendisinden sonra pek çok şair ve yazarı tesiri altına alarak Rus edebiyatında Doğu'ya yönelik ilginin gelişmesine ve İslam'a dair eserlerin çıkmasına sebep olmuş.

Asif Hacılı kimdir?

1960, Gürcistan doğumlu. 1977 yılında Bakü'de liseyi ve 1982'de de Bakü Devlet Üniversitesi Filoloji Fakültesi'ni bitirdi. 1982-1986 yıllarında Bakü'de askeri lisede öğretmenlik yaptı. 1986'da Bakü Slav Üniversitesi'nde çalışmaya başladı. 1987'de doktorasını verdi. Bakü Slav Üniversitesi'nde bir süre Edebiyat Kuramı kürsüsünün başkanlığını yaptı. Aynı üniversitede rektör yardımcılığı görevini de yürütüyor. Rus Edebiyatında Kur'an-ı Kerim kitabı Bakü'de 2009'da yayımlandı.

Kitapta ilgi çeken bölüm başlıkları

Kiev Rusya'sından, Moskova Rusya'sına İslam

Katerina Dönemi Tercümenin Tercümesinden Kur'an

Nikitin'in Rusya İçin Müslümanca Duası

Peresvetov'un Sultan Mehmet'i

Yakuboviç'in Şems Suresi yorumu

Maykovski'nin Doğu'su

Şuf'un Kur'an Şiirleri

İvanov Rubakin'de Peygamber'in Hırkası

Ellis'in Kadir Gecesi

İvan Bunin'in Kur'an'a Sadakati (20. Yüzyıl Rus edebiyatından)

Mihail Sinelnikov'un Camileri (20. Yüzyıl Rus edebiyatından)

Zaman