Risale-i Nur’da Vicdan Zekâsı (2)

İKİNCİ KATEGORİ, DÖRT TEMEL ZEKÂ

Vicdan zekâsı veya dört temel zekâ
Vicdan, hakkaniyet, doğru yanlış kavramının, ölçüsünün referansıdır. Bütün duyu ve duyguların inkişafı gibi vicdanın da inkişafı gerekmektedir. Vicdanın tekâmülü, geliştirilmesi lazımdır. Yaratılışta vicdanda bu cevher vardır. Ancak vicdanın ham cevheri doğru muameleden geçmezse, nefis ve hayvani duygular inkişaf eder ki, vicdanı bastırır köreltir.

“Vicdanın anâsır-ı erbaası ve ruhun dört havassı olan "irade, zihin, his, lâtife-i Rabbaniye" her birinin bir gayetü’l-gàyâtı var:
1.İradenin ibadetullahtır.
2.Zihnin, mârifetullahtır.
3.Hissin, muhabbetullahtır.
4.Lâtifenin, müşahedetullahtır.
Takvâ denilen ibadet-i kâmile, dördünü tazammun eder. Şeriat, şunları hem tenmiye, hem tehzip, hem bu gayetü’l-gàyâta sevk eder.(Hutbe-i Şamiye’nin Zeylinden)

***
Stephan R.Covey, “Etkili insanların 7 alışkanlığı “ kitabı ile ün kazanmış. Bu yedi alışkanlıklar konusu da ayrı bir yazı konusu olmakla beraber kısaca hatırlatmak isterim ki, Meyve risalesinin dördüncü meselesindeki mütedahil daireler misalindeki öncelikli vazifeler sıralamasına benzer analiz yapmıştır. Merak edenlere karşılaştırmalı mütâlâ etmelerini tavsiye ederim.

Yine, Stephan R.Covey, “8.Alışkanlık , Bütünlük” kitabında 4 temel zekâ kuramı üzerinde duruyor.
1.Ruhsal Zekâ (SQ)(Vicdan zekâsı da diyor)
2.Zihinsel Zekâ(IQ)
3.Beden zekâsı(PQ)
4.Duygusal  zekâ(EQ)
İnsanın tekâmülü, gelişimi 4 temel zekâsını geliştirmesi ile mümkündür.

Bu kategori Risale-i Nur’da Mektubat eserinin giriş bölümünde aynen şöyle, veciz şekilde ifade edilmektedir.

1.“Katiyen bil ki, hilkatin en yüksek gayesi ve fıtratın en yüce neticesi, iman-ı billâhtır.
2.Ve insaniyetin en âli mertebesi ve beşeriyetin en büyük makamı, iman-ı billâh içindeki marifetullahtır.
3.Cin ve insin en parlak saadeti ve en tatlı nimeti, o marifetullah içindeki muhabbetullahtır.
4.Ve ruh-u beşer için en hâlis sürur ve kalb-i insan için en sâfi sevinç, o muhabbetullah içindeki lezzet-i ruhaniyedir.” (Mektubat, 20. Mektubun girişi)

Vicdanını, Allah’a imanını kuvvetlendirmekle geliştirecek,
Aklını, zihnini, “Nasıl Bir Allah?” sorusunun cevabını bulduğu Marifetle, pozitif ilimlerle geliştirecek,
Bedenini ise, elmahareti, eksersiz, spor, sanatsal yeteneklerini geliştirmekle,
Kalbini ve duygularını ise, “teceddüt ve tekrar eden ibadetle” geliştirecektir.
Ehl-i tarikat ve tasavvufun, Seyr-i süluk yolu ile 40 yılı bulan tekâmül sürecini 15 güne indiren sır buradadır. Hızlı değişim, hızlı tekâmül sırrı….İman, marifet, ibadet ve muhabbet…..

***
ÜÇÜNCÜ KATEGORİ ÇOKLU ZEKÂ

Latifelerin zekâsı veya Çoklu Zekâ Yaklaşımı
Lâtifeler her ne kadar 10'u iştihar etmiş (meşhur olmuş) ise de Risale-i Nur’da letaif-i aşere birkaç farklı onlu kategoride bahsedilirken toplam 17 kadar latife sayılıyor.

“Aziz, sıddık, meraklı kardeşim Refet Bey,
Mektubunda letâif-i aşereyi sual ediyorsun. Şimdi tarikati ders vermek zamanında olmadığımdan, tarik-i Nakşî muhakkiklerinin letâif-i aşereye dair eserleri var. Şimdilik vazifemiz ise, istihrac-ı esrar olduğundan, mevcut mesaili nakil değildir. Gücenme, tafsilât veremiyorum. Yalnız bu kadar derim ki:
Letâif-i aşere, İmam-ı Rabbânî kalb, ruh, sır, hafî, ahfâ, insanda anâsır-ı erbaanın herbir unsurdan o unsura münasip bir lâtife-i insaniye tâbir ederek, seyr-i sülûkta her mertebede bir lâtifenin terakkiyatı ve ahvâlinden icmâlen bahsetmiştir.
Ben kendimce görüyorum ki, insanın mahiyet-i câmiasında ve istidad-ı hayatiyesinde çok letâif var; onlardan on tanesi iştihar etmiş. Hattâ hükemâ ve ulemâ-yı zahirî dahi, o letâif-i aşerenin pencereleri veyahut nümuneleri olan havass-ı hamse-i zahirî, havass-ı hamse-i bâtına diye, o letâif-i aşereyi başka bir surette hikmetlerine esas tutmuşlar.
Hattâ avâm ve havas beyninde teâruf etmiş olan insanın letâif-i aşeresi, ehl-i tarikin letâif-i aşeresiyle münasebettardır. Meselâ vicdan, âsab, his, akıl, hevâ, kuvve-i şeheviye, kuvve-i gadabiye gibi letâifi, kalb, ruh ve sırra ilâve edilse letâif-i aşereyi başka bir surette gösterir. Daha bu letâiften başka sâika, şâika ve hiss-i kablelvuku gibi çok letâif var. Bu meseleye dair hakikat yazılsa çok uzun olur”(Barla Lahikasından)

Risale-i Nur bakışı her latifenin bir midesi vardır denilmektedir. Her midenin kendine has gıdası ve ihtiyacı da olacağından lâtifelerin tatmini insan tekâmülünün de şartıdır.

Zekâ kavramı tek telime ile tanımlayacak olursak;
Zekâ, farkındalık demektir. Farkında olmak demek aramasını, istemesini bilmektir. İsteyen ve arayan ne istediğini bilirse bulur. Bunun da başlangıcı soru sormaktır. Cevaplar da soruların içindedir.
Farkındalığın tersi ise ülfettir. Cehli mürekkebin hemşiresi ülfet …..

Ülfet perdesini kaldıran, milyonlarca satmış, dünyaca meşhur olmuş, merak saiki ile incelediğimizde sahip olduğumuz hazinenin farkına varmaktır. Araştırmak, merak etmek ülfet perdesini kaldırmak için çok gereklidir.

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.