Risale-i Nur yurtdışında ders kitabı oldu

Risale-i Nur yurtdışında ders kitabı oldu

İşadamı Süleyman Delikanlı, YENİSİAD ile Filipinler’e gitti ve gözlemlerini anlattı…

Röportaj: Nurettin Huyut- Risale Haber

 

İşadamı Süleyman Delikanlı, Yeni Sanayici ve İşadamları Derneği (YENİSİAD) ile Filipinler’e gitti ve gözlemlerini anlattı…

 

Filipinler’e iş görüşmesi için gittiniz. Neler gördünüz?

 

YENİSİAD’ın organize ettiği bir organizasyondu. Bunun yanında siyasetçi olmayıp, bizim geziye icabet eden iş adamları da vardı. Gayesi hem bir iş gezisi yapmak hem de oradaki arkadaşlarla görüşmek, konuşmaktı. Gittiğimizde gayet güzel karşılandık. Bize gerekli ilgiyi, alakayı gerek bizim dış işleri yetkilileri gerekse ticaret işleri gösterdiler. Ticaret odası olarak da oranın ticari kuruluşları ile karşılıklı iş görüşmeleri yaptık. Hatta orada görüşme yaptığımız arkadaşların bir kısmı gelecekler ve burada tekrardan görüşmeler yapacağız.

 

Ticari bağlantılar mı yaptınız?

 

Ticari bağlantıları görüştük, konuştuk. Orada neler yapılabilir, ne olabilir hususunda fikir alışverişinde bulunduk. Gelecek zamanlarda da bunun gerçekleşebilmesi için neler yapabileceğimizi karşılıklı oturup müzakere edeceğiz.

 

Yakın ülkeler varken neden Filipinler’i tercih ettiniz? Uzak değil mi?

 

YENİSİAD’ın genel başkanı Said Özadalı, daha önce de Filipinler’e gitmişti. Tabi burada işin içerisinde hem ticari meseleler vardı hem de manevi boyutu da vardı. Filipinler, eskiden Müslüman çoğunluğun fazla olduğu bir ülke. Orada bir Hizmet-i İmaniye ve Kuraniye başlatılmış. Bu Hizmet-i İmaniye ve Kuraniye’nin feyzini orada müşahede etmekti. Müşahedelerimizi Risale Haber’de Sayın Muhammed Rıza kardeşimiz izah etmişti. Tabii O sadece görüntüleri izah etmişti. Bizzat yaşadıklarımızı biz yaşadık. Yaşadıklarımızı ifade etmekte hakikaten kelimeler yetersiz kalabilir.

 

Orada neler yaşadınız özetlerseniz?

 

Merhum kardeşimiz Cevdet Baybara kardeşimizin mezarı başında hatim indirildi. Hıristiyan olup sonra Müslüman olan Prof. Henry ile görüştük. “Dato ağabey” dediğimiz bir aşiret reisinin Cevdet kardeşimizin mezarını yaptırması, onu temizlemesi ve orada ifade ettiği sözler dikkat çekiciydi. “Siz buraya açık bir kabile ziyaretine gelmiyorsunuz, siz burada tarih değiştiriyorsunuz. Siz burada büyük bir hareketin başlamasına sebep oluyorsunuz” gibi çok manidar ifadelerde bulundu. Tabi orada olanları yaşamak lazım. Şu anda ne yaşadınız diye sorarsanız, gerçekten ifade etmek biraz zor. Ama Risale-i Nurlar’ın nasıl ekmek gibi, su gibi, ilaç gibi herkese lazım olduğunu; Risale-i Nurlar’a intisap etmiş, etkilenmiş önceden Hıristiyanken Müslüman olan papazların intibaları, duaları… Hepsi çok güzel şeyler.

 

Risale-i Nur hizmetleri açısından çok mükemmel bir yer. Oradaki kardeşlerimize dua edeceğiz, destek vereceğiz. Onların maddi manevi ihtiyaçlarına cevap vermek ahiret yatırımına güzel bir yatırım olur diyebilirim.

 

Oradaki sanayici iş adamları ile de görüştünüz mü?

 

Başkanımız “Biz buraya İstanbul şarkılarını söylemeye geldik; sizleri de İstanbul’a Filipin şarkılarını söylemeye davet ediyoruz” dedi. O cümleden sonra bana da bir şeyler söyle dediler. Ben de “Başkanın bu sözünü burada fiilen gerçekleştireceğim” diyerek şarkı söyledim. Müzik evrensel bir olaydır. Yani benim ruhumu okşayan bir mesele eğer düzgün okunmuşsa her insanın ruhuna o şekilde tesir edebilir.

 

Onlar da buraya gelecekler mi?

 

Gelecekler ve ticari ilişkilerimiz başlayacak inşallah.

 

Risale-i Nurlar basılıyor mu orada?

 

Hem İngilizce hem de Müslümanların toplandığı bir yerde ders kitabı olarak okutuluyor. Hatta oradaki okullara Risale-i Nurlar’ın dağıtımı yapıldı.

 

İlk defa mı dışa açılıyorsunuz? Dışarıda ticaret yapıyor muydunuz?

 

Benim dışarı ile çok fazla ilgim yoktu. Beni esasında ilgilendiren ciheti manevi ciheti, maddi ciheti beni pek fazla ilgilendirmiyor.

 

Başka yurt dışı geziniz olacak mı?

 

İnşallah. Fas’tan da davet ettiler. Niyetimiz oraya da gitmek. 70’li yılların heyecanını yaşadık desek abartmış olmayız. Hatırlar mısınız iki derse gelmiş kardeşlerimiz “ben bunu nasıl insanlara yayarım” diye heyecanlanırdı. O heyecanı, o zevki yaşadık. Çok değişik bir manevi iklim yaşadık.

 

Yani Risale-i Nurlar’ın turfanda olarak ilk defa orada yaşandığı bir dönemi yaşadınız.

 

Aynen öyle. Sanki Risale-i Nurlar daha yeni yazılmış veya biz yeni tanımışız.

 

www.RisaleHaber.com