Risale-i Nur medyası bağımsız olmalı

Risale-i Nur medyası bağımsız olmalı

Rafet Kalyoncu, Risale-i Nur ve medya sorularını cevapladı

Risale Haber-Haber Merkezi

 

Rafet Kalyoncu, Risale-i Nur ve medya sorularını cevapladı.

 

Risale-i Nur’un medya (televizyon, radyo, yazılı basın, internet) kanalları aracılığı ile duyurulması, anlatılması, konuşulması ve tartışılması için uygun kişi ve uygun dil, yakışır üslûb konusundaki düşünceleriniz…

 

Risale-i Nur’a vakıf, yeterli eğitim ve yazı yeteneği olan herkes; yazılı medyada ve internette Risale-i Nur’a dair yazılar yazabilir. Fakat radyoda, hitabet ve ses tonu gibi yeteneklere ihtiyaç bulunmakta; TV’de ise bu yeteneklerin yanında ayrıca görsellik de çok önem taşımaktadır. Bağıra-çağıra konuşan, düzgün bir Türkçeye sahip olmayan, saçı sakalı birbirine karışmış, pejmürde bir kıyafetle ekrana çıkanlar, Risale-i Nur camiasına hitap etse de genel izleyiciye karşı Risale-i Nur’a gölge olurlar.  

 

TV, Radyo, gazete, kitap ve dergi yayıncılığı dışında alternatif yayın araçları konusunda neler söylenebilir?

 

Sözü edilen yayın araçları dışında, giderek yaygınlaşan ve etkinleşen internet medyası akla gelmektedir. Bu sahada halen yapılmakta olan amatörce çalışmaların tesiri çok sınırlıdır. Oysa profesyonelce yapılacak çalışmalar, her dilde, her kesime hitap etme şansına haiz olacaktır.

 

Bugün bütün dünyanın kullandığı en etkili iletişim araçları ve aygıtları nelerdir? Biz bunları ne kadar kullanabiliyoruz?

 

Yukarıda sıralanan basılı yayın, radyo, TV ve internet medyasının her biri kendi alanında belli bir etkinliğe sahiptir. Bunların bizde tüm kesimlere hitap edecek şekilde, etkin olarak kullanıldığını söylemek çok zordur. Yıllardır yayın hayatında olan bazı gazete ve dergilerin traj durumu pek iç açıcı değildir. Radyo ve TV çalışmaları ise amatör olmanın ötesine geçememiştir.

 

Risale-i Nurun iletişim dili konusundaki düşünceleriniz?

 

İletişimde en önemli araç, muhatabın ve hedef kitlenin durumuna uygun bir dildir. Bu konuda ölçüyü korumak son derece önemlidir. Bir taraftan Risale-i Nur’un orijinal dilini ve üslubunu korumaya çalışırken; diğer taraftan manasını bozmadan ve eksiltmeden muhatabın anlayacağı bir tarzda ifade edilmesi, sanıldığı kadar kolay ve her önüne gelenin yapabileceği bir iş değildir.  

 

Mevcut medya organları –özellikle televizyon kanalları- üzerinden Risale-i Nur’un tanıtımı nasıl yapılabilir?

 

Risale-i Nur’a dost bazı ulusal ve yerel TV kanallarında amatörce yapılan ve sınırlı bir izleyici kitlesine hitabeden programlar, daha profesyonelce ve geniş kitlelere hitap edecek şekilde düzenlenebilir. Bunun için her şeyden önce, Risale-i Nur’a vakıf yetenekli programcı ve sunucuların yetişmesi gerekmektedir.

 

Televizyon programcılığında karizmatik ve medyatik isimlerin daha etkili olduğu göz önünde bulundurulursa mevcut potansiyelimiz ile tanıtım ne düzeyde yapılabilir?

 

TV’lerde mevcut bu gibi kişiler, genellikle Risale-i Nur’ların içeriğinden bihaber olduklarından; onlardan doğrudan Risale-i Nur’u tanıtmaları beklenemez. Ancak, o gibi kişilerin zaman zaman düzenledikleri ve tanınmış bazı ilahiyatçı veya diğer konuşmacıların katıldığı; dolaylı olarak Risale-i Nur’dan veya müellifinden bir şekilde söz edildiği programlara; ya doğrudan konuşmacı olarak ya da program canlı yayın ise yeri geldiğinde telefonla katılarak; itham ve yanlış bilgiler düzeltilebilir. Elbette bu iş Risale-i Nur hizmetinde bulunanlar için bir görevdir de. Bu görevin, söz konusu programları takip eden, akademik kariyeri olan, konunun özelliğine göre ilahiyatçı, tarihçi veya belli bir nosyona sahip kişilerce yerine getirilmesi gerekir.

 

Bilim adamı, gazeteci, sanatçı, yazar gibi mesleklerinde tanınmış isimlerimiz ile televizyon yayımcılığı konusunda harekete geçmemizin zamanı gelmiş midir?

 

İşin finansmanı ve fizikî imkânları sağlandıktan sonra, TV yayını yapılması için zamanın uygun olduğunu düşünüyorum. Böyle bir yayın hizmetinde görev alabilecek mevcut kadroların yanında, zamanla eksik kadroların yetişmesi temin edilebilir.  

 

Nur hareketinin kendi medyası olacaksa bunun alt yapısı nasıl oluşturulabilir? Cemaati kanallar mı olmalı yoksa cemaatler üstü bir anlayışla yeni bir yapılanmaya doğru mu gidilmeli? Tamamen özel girişimciler eliyle yürütülecek işlere destek mi verilmeli?

 

Medyada, Cemaatlerin kendi anlayışlarının dışına çıkması ve genele hitap etmesinin pek mümkün olamayacağı, bugüne kadar yapılan çalışmalardan görülmektedir. Cihanşümul bir anlayışla Risale-i Nurların neşir hizmeti, her türlü klikleşmenin dışında, her kesime hitap edecek şekilde, profesyonelce ve bağımsız olmalıdır. Bu hizmetin sürdürülebilir ve bağımsız olabilmesi için, mali imkânı olan ortak düşüncelere sahip kişilerin oluşturacağı bir kurumsal yapı düşünülmelidir.

 

Risale-i Nur’u ne tür programlar ve formatlar aracılığı ile ekrana taşımalıyız?

 

Bunun için Risale-i Nur’un amacını göz önünde bulundurmak gerekir. Amaç, Kur’an hakikatlerinin neşri ve tebliği ise, bu çerçevenin dışına çıkmamak ve gereksiz siyasi tartışmaların içine girmemek gerekir. Polemiğe neden olacak konulardan uzak, insanların manevi ihtiyaçlarına cevap veren, ruh ve gönüllerine hitap eden, İslam ahlâkının güzelliğini Risale-i Nur’larla anlatmak esas maksat olmalıdır. Risale-Nur’ların içerik zenginliği düşünülürse bu konuda problem olmayacaktır.

 

Toplum neyi niçin seyrediyor? Bizi niçin ve nasıl seyretmeli?

 

Toplumun, genel olarak, gelip geçici heves ve zevklerine hitap eden programları izlediği bilinmektedir. Ancak, bununla birlikte bazı belgesel, tarih ve dinî konulu programların da oldukça yoğun bir izleyici kitlesini çektiği görülmektedir. İnsanların dinî konulardaki sorularına cevap verecek, kafalarındaki şüpheleri giderecek, Risalelerde çokça yer alan orijinal konuların güzel bir şekilde takdimi insanların ilgisini çekecek ve zaman içinde izleyici kitlesini artıracaktır.  

 

Risale-i Nur camiasına yakın/uzak TV kanalları ile ilişki kurma ve irtibata geçme konusunda ne gibi çalışmalar yapılabilir?

 

Risale-i Nur camiasından uzak TV kanalları konusunda yapılabilecekler, yukarıda 6. maddede ifade edilmişti. Camiaya yakın kanallarda ise, gerekli diyaloglar kurularak, Risalelerle ilgili programlarına katkı sağlamak şeklinde çalışmalar yapılabilir. 

 

Medyanın gündemine Risale-i Nur’u taşımak için yapılması gereken uygun sosyal ve kültürel faaliyetler nelerdir? Bu faaliyetler ile medyayı buluşturma konusunda neler yapılabilir?

 

Düzenlenecek sempozyum, açık oturum, konferans ve hattâ mevlit gibi etkinliklere medya temsilcilerinin davet edilerek; haber konusu yapmaları sağlanabilir.

 

Risale-i Nur yayıncılığı yapanlar için yayın standartları ortaya koymak istense, önerileriniz ne olacaktır?

 

Bu konu, sanıldığından çok daha problemlidir. Dini kitap fuarlarına bakıldığında, günümüzde her önüne gelenin Risaleleri rastgele bastırıp yayımladığı görülmektedir. Bunların tamamının hizmet amaçlı olduğunu söylemek oldukça zordur. Ticarî gailelerle yapılan neşriyatın ise belli prensipler ve standartlar dairesinde olması beklenemez. Hizmet amaçlı yayıncılar, bir araya gelerek; öncelikle, “Risale-i Nurlar için 15 vazife” başlıklı çalışmayı fiiliyata geçirmelidirler. Böyle bir çalışma son derece zaruri, lüzumlu ve faydalıdır. Kanaatimce, değişik meşrep ve hizip sahibi olan söz konusu yayıncıların aralarındaki derin görüş farklılıklarını bir tarafa bırakıp, bir araya gelmeleri bugün için sadece güzel bir temenniden öteye geçmemektedir.     

 

Sizce Risale-i Nurları tanıtmada en etkili araçlar nelerdir? İlk üç tanesini belirtir misiniz?

 

Bir eserin en etkin tanıtma aracı, bizzat kendi mükemmelliğidir. Bu bağlamda, Risale-i Nurları tanıtmada etkili olacak harici araçlardan önce, Risale-i Nur eserlerinin yukarıda değinilen 15 vazife bağlamında ehil kişilerce gözden geçirilerek; eleştiri konusu olan hususların tashihi, izah ve şerh edilmesi icap eder. Misal olarak: Tarihçe’de geçen Fırat nehri ifadesi, İşaretü’l-İ’cazda yer alan Bakara suresi 25. Ayetteki “ezvacun mutahharatun” ibaresinin mealinin ve 14. Söz’ün zeylindeki ikinci sualin tashih edilmesi gerekir. Diğer yandan eserlerin basılmadan önce mutlaka yeterli bir editör elinden geçirilerek, imlâ hataları düzeltilmelidir. Derviş mantığıyla, aman noktasına harfine dokunmayın yaklaşımı ile bariz sehivleri düzeltmemekte ısrar etmek; Risale-i Nur’a hizmet değil tam tersine bir takım muarız ilahiyatçılara koz vermektedir.

 

Yerel, bölgesel, ülke çapında ve uluslar arası platformlarda Risale-i Nur yayınlarına bakıldığında, Cemaatlerin durumu nasıl gözükmektedir?

 

Cemaatleri eleştirmek bize düşmez, imkânları ölçüsünde ihlâsla hizmet edenlere “Allah razı olsun!” deyip, tebrik etmek gerekir. Ancak, yapılan yayınlara baktığımızda zaman zaman birbirleri aleyhine ağır eleştiriler yer aldığı görülmektedir. Burada göz önünde bulundurulması gereken husus, Risale-i Nur’daki düsturlara uygun hareket edilip edilmediğidir. Mesela, ittihad-ı İslam iddiasında olan bir davanın mensuplarının, öncelikle kendi aralarında bu ittihadı ne derece sağladıkları önem arz etmektedir.

 

www.RisaleAkademi.com