Risale-i Nur ile her ev üniversite
Sedav’ın Eğitim Koordinatörü Ömer Faruk Korkmaz, 'Gençliğimiz eğitim sisteminin mağdurudur. Mağduriyetler Risale-i Nur'un eğitim modeliyle aşılır' dedi
Sedav’ın Eğitim Koordinatörü Ömer Faruk Korkmaz, Sol Gazetesinde yer alan röportajında, Risale-i Nur'un eğitim sisteminin önemi üzerine konuştu.
2005 yılında kurulan ve alternatif eğitimin merkezi olarak tanıtılan Sedav, Arapça ve İngilizce seminerleri ve açık öğretim fakültelerinde okuyan üyelerine yönelik takviye seminerler düzenliyor.
Herhangi bir yaş sınırının olmadığı seminerler için ilköğretimi bitirmiş olma şartı var. Eğitimin dört kademeden oluştuğu Sedav’da, erkek üyeler için – askerlik problemi nedeniyle – Açık Öğretim Fakültesinde okuma zorunluluğu var. Derneğin seminerlerine katılabilmek için üye olmak gerekiyor. Öğrencilerin üyelik aidatı dışında herhangi bir ücret ödemediği derneğin eğitim koordinatörü Ömer Faruk Korkmaz, Arapça öğretimi konusunda oldukça iddialı olduklarını belirtiyor. Sedav’ın üniversiteye giremeyen, ‘ümidi tükenmiş, kabiliyeti henüz ortaya çıkarılmamış gençlerle’ dayanışma merkezi olduğunu vurgulayan Korkmaz, "Sedav tabi ki Ehli Sünnet ve-l Cemaate bağlıdır. Bu çizgi içinde herkesle dost ve kardeş olup diyalog halindedir. Amaç sadece cemaatli olmaktır Cemaatçi olmak değil" diyor.
Kişisel gelişim seminerleri de var
Derneğin kişisel gelişim ve olgunlaştırma seminerlerine katılanlara, kurs sonunda sertifika veriliyor.
Daha sonra MEB’in düzenlediği dil sınavlarına katılarak resmi dil sertifikaları alan mezunlar, resmi dil kurslarında, İSMEK merkezlerinde usta öğretici olabiliyorlar. A.Ü. İlahiyat Ön Lisans’ta okuyan bir öğrencilerinin Arapçada Türkiye birincisi olduğunu belirten Korkmaz, “Arapça bugün en yaygın uluslararası ikinci dildir. Uluslararası ilişkilerde, ticarette, sanatta, müzikte doğal olarak da tabi ki bütün İslami araştırmalarda kullanılabilirler. Sedav Arapçası Fasih Arapça olduğu için bütün Arap ülkelerinde, medyada ve üniversitelerde geçerlidir. Gençlerimiz ideallerini biraz yüksek tutar ve girişimci olurlarsa bu dil onları aç bırakmaz” diyor.
Sedav’da kademe programlarından sonra uzmanlaşmanın başladığını, ‘Arap dili, İslam Hukuku ve Hadis alanlarında uzmanlık programları olduğunu’ ekleyen Korkmaz, dört yıllık açık ilahiyatı bitirip Sedav’ın uzmanlık programını alanların diyanette vaiz olma şansının yüksek olduğunu da vurguluyor.
‘Bediüzzaman belki bir üniversite kuramadı ama…’
Sedav’ın Eğitim Koordinatörü Ömer Faruk Korkmaz İstanbul İmam Hatip Lisesi’nden mezun olduktan sonra, Pakistan’ın başkenti İslamabad’da Uluslararası İslam Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde Arapça ve İngilizce olarak lisans eğitimi, aynı üniversitede dinler tarihi alanında İngilizce yüksek lisans yapmış. Dinler Tarihi ve Özel Eğitim üzerine çalışmalar yapan Korkmaz, kurmuş olduğu eğitim danışmanlığı şirketi bünyesinde eğitim konusunda alternatif araştırmalar yapıp seminerler veriyor.
Ömer Faruk Korkmaz’ın, Hayrat Vakfı’nın 6 – 7 Haziran 2009 tarihlerinde organize ettiği ‘II. Milletlerarası Bediüzzaman ve Risale-i Nur Sempozyumu’nda, ‘İslam dünyasında günümüzde uygulanan eğitim usulleri ve eğitimin temel problemleri’ başlıklı tebliğindeki ifadeleri eğitime bakış açısını yansıtıyor. Sempozyumdaki konuşmasında, "Bediüzzaman belki bir üniversite kuramadı ama her evi bir üniversite haline getirdi. Gençliğimiz eğitim sisteminin mağdurudur. Mağduriyetler Risale-i Nur'un eğitim modeliyle aşılır" ifadelerini kullanan Korkmaz ayrıca, ‘Osmanlı devletinin son döneminde Osmanlı topraklarında yüzlerce yabancı okul açıldığını’ hatırlatarak, “Bu okullar misyonerlik manasında belki etkili olmadılar ama farklı kültürlerin tohumları Osmanlı toplumunun içine atıldı. Bu yabancı okullarda en çok üzerinde durulan iki eğitim şekli spor ve müzik olmuştur. Pratik dil eğitimi adı altında farklı bir kültür empoze edilmiştir. Bu şekilde İslam dünyasında yetişmiş insanların kendi toplumuyla çatışır hale gelmesi hedeflenmiştir. Ve bu konuda da başarılı olmuşlardır. Halk bu tahribata karşı hala ayaktaysa bunu Risale-i Nur'a borçluyuz” dedi.
Sol
