Risale-i Nur anahtar eser

Risale-i Nur anahtar eser

Risale-i Nur Külliyatı’nı Arnavutça’ya tercüme eden Yusuf Tahir Sarguti Risale Haber’e konuştu

 

Röportaj: Abdurrahman Iraz-Risale Haber

 

Arnavutluk’ta vaizlik, müftülük ve Arapça öğretmenliği yapmış olan Yusuf Tahir Sarguti, emekli olduktan sonra tüm mesaisini Risale-i Nur’ları anlamak üzerine teksif etmiş. Bu eserlerden kendi halkının da mahrum kalmaması için Risale-i Nur Külliyatı’nı Arnavutça’ya tercüme eden Yusuf Tahir Sarguti ile konuştuk.

 

Sizi kendinizden dinleyelim, bize kendinizi tanıtır mısınız?
 
İlk olarak sizi ve Risale Haber’de çalışan tüm arkadaşları İslamın hoşluğuyla selamlıyorum. Rahmet ve bereket üzerinize olsun.
 
Sizin bir kardeşiniz olarak adım Yusuf Tahir Sarguti. 12 yıl kadar bu yana Bişkopya şehrinde, Arnavutluk’ta vaizlik, müftülük ve Arapça öğretmenliği yaptım. Son 8 yıldır ise Risale-i Nurların tercümesine önem verdim. Külliyatın çoğunu bitirmeye yaklaştım. Arapça Risale-i Nurları Arnavutçaya çeviriyorum. 43 yaşındayım.

 

 

BU ZAMANDA BÖYLE BİR TEFSİRİN OLDUĞUNU VALLAHİ HAYAL BİLE ETMİYORDUM


Bediüzzaman'ı ilk olarak nasıl duydunuz?
 
1993 senesinde Arnavutluk Elbesan'da müftülük yapıyordum. Fethullah Gülen Hocaefendinin talebelerinden bazı cömert Türkler benim Risalelerle tanışmama vesile oldular. O öğrenciler bana Bediüzzaman'ı tanıyıp tanımadığımı sordular. Ben de tanımadığımı söyledim. O zamanlar Arnavutluk’ta komünizm vardı ve Arnavutluk’un tüm kapıları dışarı kapalıydı. Hatta herhangi birşeyden haber almaya bile izin verilmiyordu. Onlar bana çok büyük bir alim olduğunu söylediler. Ben de bu faziletli alimin bir kitabı, bir nüsha yazısı varsa bana vermelerini istedim. Allah razı olsun onlarda bana tüm Arapça Risale-i Nurları getirdiler. İlk olarak bu şekilde tanıştım ve risaleleri okumaya başladım.
 
Bu zamanda böyle bir tefsirin olduğunu vallahi hayal bile etmiyordum. Bunu görünce tamamen Risale-i Nurlara önem verdim. Zamanımı ayarladım ve tercümeye başladım.

 

MESCİTLERDE RİSALE-İ NUR DERSLERİ VERİYORUM
 
Risaleleri okuyunca neler hissettiniz?
 
Tabiki imanın nasıl tatlı birşey olduğunu hissettim. Çünkü ispat aklı besliyor, akıl da imanı besliyor. Okudukça daha çok okumaya özlemim artıyor. 1993 senesinden beri Arnavutluk’ta imamlık yapıyorum ve mescitlerde Risale-i Nur dersleri veriyorum.
 
Arnavutluk’ta komünizm ne zaman bitti?
 
1990’lardan sonra.
 
Bu güzel birşey…
 
Tabiki akıl hapishaneden çıktı nurlara açıldı.

 

 

KADER BENİ İYİ BİR CEMAATLE KARŞILAŞTIRDI


Mescitlerde Risale-i Nurlardan nasıl bahsediyorsunuz?
 
Bediüzzaman'ın ismiyle bahsediyordum ve Arnavutçaya tercümeden sonra cemaate etkisi daha güçlü oldu. Onlar da zeki cemaatlerdi. İlk olarak başkent Tiran'da açıldı bu dershaneler. Gelen öğrenci sayısı azdı ama bu derslere Arnavutluk’ta çok önem veriyorlardı. Çünkü hapisten çıkmıştık, bizde böyle ruhu besleyen kitaplar yoktu.
 
Ben çok değiştim. O zamanlar yanlış cemaatlere düşseydim benim için çok zor olurdu. Ama Elhamdülillah kader beni iyi bir cemaatle karşılaştırdı. Bediüzzaman faziletli bir alim ve mürşid. Ben Risaleleri okudukça yanlışlarımı öğrendim. Risaleler benim için çok şeyi ıslah etti ve değiştirdi.
 
Önce Arapçasını okudum gizlice, yasaktı o zamanlar. Sonra bir medreseye dahil oldum ve Mısır'a gittim El Ezher-i Şerif'e. Türkiye'ye de her sene iki kez geliyorum. Yaklaşık 53 şehri ve o şehirdeki dershaneleri ziyaret ettim.
 
Türkiye' de çok dolaşmışsınız, Türkçeyi öğrenebildiniz mi?
 

Geldiğimde çok meşguldüm ama öğrenmek istedim. Yeteri kadar zamanım olmadığı için tamamen Risale-i Nurla meşgul oldum. Belki niyet ve irade ile Risale tercümelerinden sonra. Biz Türk halkını kardeş görüyor ve sayıyoruz. Her zaman bizimle birlikte olmuşlar, İnşallah gelecekte Türkçeyi konuşacağım.
 

TÜRKİYE BATIYA AÇILAN BİR KAPI VE RİSALE-İ NURLAR BU KAPININ ANAHTARI


Hangi kitapları tercüme ettiniz?
 
Sözler, Mektubat, Şualar, İşarat-ül İcaz, Asa-yı Musa… Hemen hemen hepsini.

 

Her Türkiye’ye gelişinizde farklı neler görüyorsunuz?
 
Ne zaman Türkiye'ye gelsem yeni bir şey görüyorum. Manisa'da yeni bir okul yapılıyordu mesela. Tabiki iş yapmak söz söylemekten daha güçlü. Elbette siz çok işler yaptınız daha da çok yapmak zorundasınız. Çünkü diğer kişilerden daha bilinçlisiniz.
 
Biz Arnavutluk’ta batıdayız ve sizin bize destek olmanız gerekiyor. Sadece burada değil orada. Çünkü Türkiye batıya açılan bir kapı ve Risale-i Nurlar bu kapının anahtarı. Batıyla konuşmak, tartışmak için bir anahtar. Bu yüzden siz daha iyisini yapabilirsiniz. Doğu ve batı arasında bir kapısınız ve dünya Türkiye'ye saygı duyuyor. Eğer Türkiye Avrupa Birliği’ne girerse İslamı batıya iyi ve güzel bir şekilde gösterecek.

 

RİSALE-İ NUR’LAR TÜM CEMAATLER İÇİN İYİ BİR ÖRNEK
 
Bir çok İslam ülkesini ziyaret ettiniz. Türkiye’ye karşılaştırınca ne ortaya çıkıyor?
 
Bize yol gösteren şey Kur’an ve Sünnettir. Tüm halklar Kur’an ve Sünnete uysalar iyi ve güzel ahlak artacak. 70 yıl önce Türkiye’deki siyasi hareketlerle Risale-i Nurlar savaş ve muhalefet içinde olmamış. Pozitif yönde bir etkisi olmuş halka. Ve İslam büyümüş. Tüm halklara saygım var çünkü Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ve Türkiye tüm İslam dünyasında en iyi ülke. Şair Ahmet Şevki’nin (Arap şairlerinin prensi) dediği gibi:
 
”Nebi size gönderildi,
Ve sizi bir yoldan bir yola getirdi,
Ve sizin Kur’an’ınız kıbleniz,
Hepsi kardeşlik, aydınlık ve barış için.”
 
Tabiki biz Müslümanların birleşmesi gerekiyor. Bir çok Arap alimlerin kitaplarını okudum. Bu kitaplar o dönemlerde siyasetin güç kullanmasına ve çok insanların ölümüne sebep olmuş. Risaleleri de okudum ama Risale-i Nur’lar tüm cemaatler için iyi bir örnek olmuş. Diğer kitaplar siyasetle de meşgul olunca pek çok ölüme sebep vermişler. Bu kötü bir sonuçtur. Tabiki iş sonuçla kıyaslanıyor. Risale okuyanları 50 senden beri görüyoruz, hiç bir zarar görmeden okuyabiliyorlar. Ben 50 kereden fazla okudum Risaleleri. Okudukça onları yaşayacağız inşallah.

 

 

ALLAH BU RİSALELERİ BİZİ BİRLEŞTİRMEK İÇİN VERDİ


Her sene El Ezher'de Bediüzzaman hakkında konferans düzenlense ve Arnavutluk’tan siz katılsanız neler söylerdiniz?
 
Ben derim ki, Bediüzzaman Said Nursi (r.a.) alemin Üstadıdır. Sadece Türkiye'nin değil. Felsefecilerin Üstadıdır, sosyal bilimlerin Üstadıdır, akıl-mantık Üstadıdır, fıkıh Üstadıdır. Bu konferanslar her sene düzenleniyor ve pek çok alim onun hakkında konuşuyor. Ve bu zamandaki en iyi mürşid olduğunu söylüyor. Ben onu örnek alırım. Çünkü O  tüm seviyelerden konuşur. Ve bu sadece Allah’tan gelen bir ilhamla olabilir. Allah (cc) Ona ilim vermiş. Allah bu Risaleleri bizi birleştirmek için verdi. Biz ona saygı duymaktayız çünkü büyük bir alim.
 
Son olarak bir hadis-i şerifle sözlerimi bitirmek istiyorum:
"İnsan dört şeyden soruluyor:
1. Gençliğini ne yaparak harcadın,
2. Bu gençliği nasıl bitirdin,
3. Paranı nasıl kazandın ve nasıl harcadın,
4. İliminde ne yaptın?"

Bunların ilmi geldi bize ve biz bunlardan sorumluyuz. İnşallah bu Risale-i Nurları okur, çalışır ve Risale-i Nurda ne varsa yaparız. Bediüzzaman bu asırdaki bir mürşiddir, tüm İslam Aleminin ve dinin gururudur.