Ramazan'da ikinci zafer: Putlar yere serildi!

Ramazan'da ikinci zafer: Putlar yere serildi!

Mekke müşrikleri Hudeybiye Antlaşması’nı bozunca, Peygamber Efendimiz (sav) hicretin sekizinci yılı Ramazan ayında hazırlıklara başladı. 20 Ramazan’da büyük bir ordu ile Mekke’ye 4 koldan girdi. Mekke’de ezan sesi yükseldi. Putlar yerle bir edildi

Allah Teâlâ’nın Beyti (Kâbe) ve onun bulunduğu kutsal belde Mekke’nin müşriklerin elinden kurtarıldığı bu büyük fetih, yine bir Ramazan ayında kazanılmıştır. “El-Fethu’l-a’zam/En büyük fetih” olarak da isimlendirilen bu zafer, Mekke müşriklerinin Hudeybiye Antlaşması’nı bozması üzerine, hicretin sekizinci yılı Ramazan ayında gerçekleştirilmiştir.

Kureyş müşrikleri, bu yılın Şaban ayında Huzaaoğulları’na saldırıda bulunarak, onlardan 23 kişiyi öldüren Bekiroğulları’nı açıkça desteklemişlerdi. Hatta Kureyş’ten bazı gençler tebdil-i kıyâfetle baskına dahi katılmıştı. Böylece onlar, Müslümanlarla hicretin altıncı yılında yapmış oldukları Hudeybiye andlaşmasını bozmuş oluyorlardı. Nitekim Rasûlullah (sav), Medine’ye gelerek durumu anlatan Huzaaoğulları liderine yardım sözü verdi. Diğer yandan andlaşmayı bozdukları için pişmanlık duyan Mekke müşrikleri, liderleri Ebû Süfyân’ı, barışı yenilemesi ve süresini uzatması için acilen Medine’ye göndermişlerdi. Ebu Süfyan oraya geldiğinde şehrin bu katliam haberiyle çalkalanmakta olduğunu gördü. Antlaşmayı yenileyebilmek için ashabın ileri gelenlerinin yardımına başvurdu. Ne var ki, onlardan hiçbirinden destek görmedi, herkes işi Peygamberimiz’e bırakıyordu. Peygamberimiz ise ona olumlu veya olumsuz bir cevap vermemişti.

Mekke’ye dönen Ebû Süfyân, Medine’de yaptıklarını anlatınca Mekkeliler, “Sen hiçbir şey yapmamışsın. Bize sulh haberi getirmedin ki kendimizi emniyette hissedelim. Savaş haberi getirmedin ki, bu iş için hazırlık yapalım.” dediler.

Rasûlullah (sav), bu günlerde ashabına savaş hazırlığı yapmalarını emretti. Medine civarındaki Müslüman kabilelere elçiler gönderdi ve silahlarını kuşanıp, Ramazan ayının ilk günlerinde Medine’ye gelmelerini bildirdi. Kiminle savaşılacağını özellikle gizli tutmak istiyordu. Mekke müşriklerinin bundan haberdar olup, savaşa hazırlanmalarını önlemek için çok sıkı tedbirler aldırdı. Mekke yollarını sıkı bir şekilde kontrol altında tuttu. Bu arada Mekke üzerine gideceğini kamufle etmek için, Necid taraflarına bazı birlikler gönderdi. Çünkü onun niyeti, Mekke müşriklerinin savaşsız teslim olmalarını sağlamak ve hür iradeleriyle Müslüman olmaları için zemin hazırlamaktı. Savaşa her defasında olduğu gibi mecbur kalınca başvuracaktı.. Bu münasebetle Kureyş’in harbe hazırlanmasına fırsat vermemek arzusuyla bu tedbirleri alıyor ve bu günlerde şu duayı dilinden düşürmüyordu:

- “Allahım! Casusların Kureyş’e haber ulaştırmalarına fırsat verme de onları yurtlarında ansızın yakalayalım.”

Ramazan ayının ilk günlerinde ordunun hazırlıkları tamamlanmış bulunuyordu. Peygamberimiz, ayın onunda Medine’den ayrıldı. Yolda katılanlarla birlikte ordusunun mevcudu 10 bine ulaşmıştı. Sulsul denilen yere ulaştığında, isteyenlerin oruçlarını açabileceklerini ilân ettirdi. Mekke yakınındaki Merrüzzahran vâdisinde ise, düşmanla karşılacakları için oruç tutmaya devam edenlerin de artık oruçlarını açmalarını emretti.

Fetih ordusu, putatapıcılığın kökünü kazımaya, mukaddes Kâbe’yi putlardan temizlemeye gidiyordu. Sevgili Peygamberimiz’in bütün gayesi, Mekke’ye kan dökmeden girebilmekti. Bunun için elinden gelen bütün tedbirleri almıştı. O güne kadar hazırladığı en büyük ordusuyla Mekke’ye 16 km. uzaklıkta bulunan Merruzzahran vadisine kadar geldiği halde, Mekkelilerin haberi olmamıştı. Bu vadide karargâh kurup, asker sayısınca, yani 10 bin tane ateş yakılmasını emretti. Niyeti, ordusunun kalabalık olduğunu göstererek Kureyşliler’in harbe başvurmadan teslim olmalarını sağlamaktı.

Öbür taraftan Rasulullah’ın bir ordu hazırladığını duymuş, ancak kiminle savaşacağını öğrenememiş olan Mekkeliler, büyük bir endişe içine düşmüşlerdi. Bu ordunun Mekke üzerine gelebileceği korkusuyla, o tarafa giden yollara gözcüler çıkarıyorlardı. İslâm ordusunun Merruzzahran’da konakladığı gece, bizzat Mekke reisi Ebu Süfyan, iki adamını alarak etrafı gözetlemeye ve olup bitenler hakkında bilgi toplamaya çıkmıştı. Onlar söz konusu vadideki binlerce ateşi görünce, hayrete düşmüşler bunun sırrını öğrenmek için o tarafa doğru gitmişlerdi. O sırada İslâm ordusunun ileri karakolları tarafından yakalanıp Rasûlullah’ın huzuruna getirildiler.

Kureyş lideri, Hz. Peygamber’in huzurunda şehadet getirerek Müslüman oldu. Bu gelişme, Mekke’nin kan dökülmeden alınması için büyük bir adımdı. Ordusunun büyüklüğünü göstererek Mekkeliler’in kayıtsız şartsız teslim olmalarını sağlamak isteyen Rasûlullah, amcası Abbas’a Ebû Süfyân’ı bir kayanın üzerine çıkarmasını söyledi. Ardından ordusuna onun önünden resmî geçit yaptırdı. İslâm ordusu kabile bölükleri halinde, kendilerine ait bayrak ve sancakların altında önünden geçerken Ebû Süfyân, her birliğin hangi kabileye ait olduğunu sorup öğreniyor; bu kabilelerden hiçbiriyle daha önceden bir düşmanlıklarının bulunmadığını söyleyerek hayretlerini ifade ediyordu.

Daha sonra Peygamberimiz, Mekkelilerin savaşsız teslim olmalarını sağlaması için Ebu Süfyan’ı Mekke’ye gönderdi. Kureyş lideri, kendisini bekleyen halkına, “Ey Kureyşliler! Muhammed karşı konulamayacak bir orduyla geliyor” dedikten sonra onlara Rasûlullah’ın şu talimatını bildirdi:
“Kâbe’ye sığınanlara, Ebu Süfyan’ın evinde toplananlara veya kendi evine kapanıp dışarı çıkmayanlara dokunulmayacaktır.”

Başta hanımı Hind olmak üzere ileri gelenler ona şiddetli bir tepki göstermişlerdi. Ancak onun üzerlerine güç yetiremeyecekleri bir orduyla gelindiğini açıklaması neticesinde, Mekke halkı, Kâbe ve Ebu Süfyan’ın evinde toplandı. Bir kısmı da kendi evlerinde kalmıştı. Az sayıda olsa da silahını kaparak sokağa fırlayanlar, ötede beride koşuşanlar görülüyordu.

 

Yeni Akit

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.