Rabbimiz! Sen gerçekten rezîl edersin! Zâlimlerin ise hiç yardımcıları yoktur!

Rabbimiz! Sen gerçekten rezîl edersin! Zâlimlerin ise hiç yardımcıları yoktur!

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Âl-i İmrân Suresi 192-194. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor

192 . “Rabbimiz! Şübhesiz ki sen kimi ateşe koyarsan bu sebeble onu gerçekten rezîl edersin! Zâlimlerin ise hiç yardımcıları yoktur.”

193 . “Rabbimiz! Muhakkak ki biz, ‘Rabbinize îmân edin!’ diye îmâna çağıran bir da‘vetçiyi (peygamberi) işittik ve hemen îmân ettik. Rabbimiz! Artık bizim için günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi bizden ört ve canımızı ebrâr (içi dışı tertemiz olan iyikulların) ile berâber al!”

194 . “Rabbimiz! Artık peygamberlerin vâsıtasıyla bize va‘d ettiklerini bize ver ve bizi kıyâmet günü rezîl etme! Şübhesiz ki sen, va‘d(in)den dönmezsin.” (1)

1- “Mâdem her senede, öyle bir Kadîr-i Mutlak (kudreti sonsuz olan Allah), haşrin ve Cennetin nümûnelerini binler tarzda îcâd ediyor. Hem mâdem bütün semâvî fermanları ile saâdet-i ebediyeyi va‘d edip, Cenneti müjde veriyor. Hem mâdem bütün icraâtı ve şuûnâtı (işleri) hak ve hakîkattir ve sıdk (doğruluk) ve ciddiyetledir. Hem mâdem âsârının (eserlerinin) şehâdetiyle, bütün kemâlât (mükemmellikler), onun nihâyetsiz kemâline (kusursuzluğuna) delâlet ve şehâdet eder. Ve hiçbir cihette naks (noksanlık) ve kusur onda yoktur. Hem mâdem hulf-ı va‘d (sözünden dönmek) ve hilâf ve kizb (yalan) ve aldatmak, en çirkin bir haslet ve naks vekusurdur. Elbette ve elbette o Kadîr-i zü’l-Celâl, o Hakîm-i zü’l-Kemâl, o Rahîm-i zü’l-Cemâl va‘dini yerine getirecek; saâdet-i ebediye kapısını açacak, Âdem babanızın vatan-ı aslîsi (asıl vatanı) olan Cennete sizleri ey ehl-i îman idhâl edecektir (girdirecektir).” (Asâ-yı Mûsâ, 10. Hüccet-i Îmâniye, 189-190)