Prof. Dr. Ömer Türker, "İslam Düşünce Gelenekleri"ni anlattı

Prof. Dr. Ömer Türker, "İslam Düşünce Gelenekleri"ni anlattı

Prof. Dr. Ömer Türker, İstanbul Üniversitesi İslam Araştırmaları Merkezi (İSAMER) tarafından düzenlenen çevrim içi etkinliğe katıldı.

Prof. Dr. Ömer Türker, İstanbul Üniversitesi İslam Araştırmaları Merkezi (İSAMER) tarafından düzenlenen çevrim içi etkinliğe katıldı.

İSAMER Merkez Konuşmaları kapsamında 7.si düzenlenen "İslam Düşünce Gelenekleri" başlıklı söyleşiyi Prof.Dr. Ahmet Hamdi Furat yönetti.

Prof. Dr. Ömer Türker, programda yaptığı konuşmada araştırmacı ve okuyucularla buluşan "İslam Düşünce Gelenekleri/ Kelam-Felsefe-Tasavvuf" adlı eserini, İslam düşüncesi hakkında ortak bir kültür oluşturma amacıyla kaleme aldığını söyledi.

Kelam, felsefe ve tasavvuf geleneklerinin temel yapısını benzer başlıklarda ele alındığı çalışmaya ilişkin bilgiler veren Türker, "İslam düşünce geleneklerinin bütününe ilişkin bir zihni tasavvur oluşturma amacı güdüldü. Üslubu da akademik olmaktan ziyade daha genel, okuyucuya hitap eden bir üslup. Akademik birikimi dikkate alan, akademik bilgiyi esas kabul eden ama genel okuyucuyu dikkate alan bir üslubu var." şeklinde konuştu.

Bahsi geçen geleneklerin yaşadığı problemlere değinen Türker, "Geleneklerin akıl tasavvurunu, alem tasavvurunu, insan tasavvurunu yani bilgi teorisini anlattım." diye konuştu.

Prof. Dr. Türker, bazı çağdaş problemleri ele almak için yola çıktığını, bir yazı dizisiyle başlayan çalışmanın zamanla kapsamının genişlediğini ifade etti.

Geleneklerin hem önceki mirası devraldıklarını hem de İslam'ın yeni oluşan medeni havzasının kendine özgü problemlerini dikkate alarak hareket ettiğini aktaran Türker, şunları kaydetti:

"Geleneklerin aslında en orijinal tarafları yeni oluşan bilimsel ya da kültürel havzanın etkisiyle ortaya çıkan şeyler. Bilhassa metafizik alanda, bilgi teorisi alanında, teorik fizik alanında bunu daha net görebiliriz.

İslam, İbn-i Sina ile birlikte felsefe geleneğinde kendine özgü ontolojisini nihayet oluşturabildi. Mutezile geleneği söz konusu olduğunda Ebu Haşim el-Cübbai ile birlikte anlatıyı bütüncül ve bütün diğer gelenekleri etkileyecek bir seviyeye çıkarabildi. Tasavvuf geleneği söz konusu olduğunda İbnü'l-Arabi kilit bir noktada durur ve İbnü'l-Arabi önceki dönemden intikal eden gerek İslam öncesi, gerek İslam içinde ortaya çıkmış mirasın tamamını kabule şayan bütüncül bir forumda anlatan düşüncelere tekabül eder. Kelam ve felsefe geleneği söz konusu olduğunda bütün bu geleneklerde ortaya çıkan bütüncül anlatıyı İslam dünyasının tamamını ilgilendirecek ve her kesimden insanın kabulüne mazhar olacak şekilde takdim etmeyi başaran düşünürse Fahreddin Razi olmuştur."

Prof. Dr. Ömer Türker, bu gelenekler tarafından ileri sürülen görüşlerin modern düşüncenin ortaya çıkışıyla birlikte kriz yaşadıklarını kaydetti.

Türker, "İçinde yaşadığımız dönemde herhangi bir problemi ele alırken bu geleneklerle irtibatımızın gücü ve zaafları aynı zamanda ele aldığımız problemlere yaklaşımımızın da gücü ve zaafları olarak kendini gösteriyor. Bu geleneklerden irtibatı keserek modern bir sorunu değerlendirmek bizim için mümkün olmuyor." değerlendirmesini yaptı.

Kaynak: Anadolu Ajansı

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.