Prof. Dr. Carter Findley: Said Nursi'nin ortaya çıkışı da o dönemdedir

Prof. Dr. Carter Findley: Said Nursi'nin ortaya çıkışı da o dönemdedir

ABD'li Osmanlı Tarihçisi Prof. Dr. Carter Findley, Modern Türkiye Tarihi adlı yeni kitabından bahsetti...

Risale Haber - Haber Merkezi

Sabah Gazetesinde İbrahim Altay imzasıyla yayınlanan röportajda ABD'li Osmanlı Tarihçisi Prof. Dr. Carter Findley, Modern Türkiye Tarihi adlı yeni kitabından bahsetti.

Türkiye'nin modernleşme tarihinin sadece laik kesimi değerlendirerek anlaşılamayacağını ifade eden Findley, çalışmasına Mevlana Halid'den Said Nursi'ye kadar son dönemin önemli din alimlerini de dahil ettiğini söyledi.

Findley, Said Nursi'nin ortaya çıkışını 20'li 30'lu yıllarda devletin muhafazakarlara baskısının arttığı döneme denk geldiğini ifade ederek, Said Nursi'nin ortaya çıkışını devletin dayattığı değil, kendi bulduğu yolda ilerleme seçimi şeklinde açıkladı.

İşte o röportajdan ilgili kısımlar:

Giriş yazısı:
ABD'li Osmanlı Tarihçisi Prof. Dr. Carter Findley, Türkiye hakkındaki on yıllara yayılan çalışmalarını Modern Türkiye Tarihi adlı bir kitapta topladı. 1789-2007 arasındaki döneme çok farklı açılardan bakan ve yeni paradigmalar geliştiren kitap tartışılmaya başladı

Carter Findley, Osmanlı Tarihi hakkındaki araştırmalarıyla tanınan ABD'li bir akademisyen. Doktorasını 1969 yılında Harvard Üniversitesi'nde Stanford Shaw'ın yanında tamamlamış.

1972 yılından beri Ohio Devlet Üniversitesi'nde öğretim üyesi. 1987 yılında profesör unvanı alan Findley, o tarihten beri Türkiye'de ve Fransa'da misafir öğretim üyesi olarak bulunmuş.

Findley'in son kitabı Modern Türkiye Tarihi: İslam, Milliyetçilik ve Modernlik, 2009 yılında Yale Üniversitesi tarafından yayımlanmış. 2010 yılında, Ohio Tarih Akademisi Yayın Ödülü'nü ve Milliyetçilik Çalışmaları Derneği tarafından verilen 2010 Joseph Rotschild Ödülü'nü kazanmış.

Timaş Yayınları, Prof. Dr. Kemal Karpat'ın tavsiyesiyle kitaptan haberdar olmuş. Kitap hakkında Karpat: "Modern Türkiye tarihininin bilinmeyen boyutlarını kavramak için vazgeçilmez bir başvuru kaynağı olacak," diyor.

İyi derecede Türkçe bilen Findley kitabında büyük ölçüde orijinal kaynaklara dayanarak yeni okumalar yapıyor ve yeni paradigmalar ortaya atıyor. Son dönem tarihini şekillendiren iki ana akımı Radikal (Laikçi) ve Muhafazakar olarak tanımlıyor.

Bunlar arasındaki diyalektik ilişkiyi, pozisyon değişikliklerini ve modernleşme mücadelesini ele alıyor. Namık Kemal'den Orhan Pamuk'a, Ahmet Hamdi Tanpınar'dan Adalet Ağaoğlu'na Türk yazarların eserlerinden yararlanıyor.

Kitabı ilginç kılan bir diğer özellik ise muhafazakar akımın tarihini değiştiren üç yenilikçi hareketin (Mevlana Halid (Nakşibendi), Said Nursi hareketleri) kronolojisini çıkarması ve bu hareketlerden etkilenenen muhafazakarlığın iktidara yürüyüşünü anlatması. Findley'le buluşup tezleri hakkında konuştuk.

TÜRKİYE'Yİ SADECE LAİK TARAFIYLA ELE ALMAK DOĞRU DEĞİL
- Kitabınızda din önderlerine ve dini gruplara özel bir yer vermenizin nedeni neydi? Modernleşme sürecinde nasıl rolleri oldu bu yapıların?

- Benim öğrencilik yıllarımda Modernleşme Teorisi halen geçerliydi ve ben mesleki olarak bu konuda uzmanlaştım. Türkiye bu teoriye en mutabık ülkelerden biriydi.

Mesela Niyazi Berkes'in Türkiye'de Çağdaşlaşma kitabı o dönemin anlayışını besbelli bir şekilde ortaya koyar. Ama bunları aşıp zamanımıza kadar devam edecek bir kitap Türkiye'yi sadece laik tarafıyla ve bu bakış açısıyla ele alırsa olguları tam olarak kavrayamaz. Laik tarafın kronolojisi, meşhur kişileri filan bellidir.

'Muhafazakar tarafı nasıl ele alabiliriz, kronolojisini nasıl tayin edebiliriz' sorusunu sorduğumda karşıma bu yapılar çıktı. Bu din önderleri önemli. Çünkü muhafazakar olmakla birlikte oldukça dar bir zamanda çok büyük bir nüfuza sahip oluyorlar.

Mevlana Halid'in Hindistan'dan Osmanlı topraklarına dönmesi ve ölümü arasında 16 yıl geçti. Said Nursi, Risale-i Nur'u 1925'ten 40'lı yıllara kadar yazdı. Gülen hareketi de 33 yılda çok büyük bir hale geldi. Bunu anladığımda din kronolojisinin esasını anlamaya başladım.

Ayrıca bu önderlerden başka din kültüründe önemi olan başka şeyler de var. Sırat-ı Müstakim dergisinin ortaya çıkması konusu çok önemli mesela. Niye Jöntürklerin güçlenmesinden sonra yayımlanmaya başlıyor bu dergi?

- Niye?
- Çünkü radikal laikçiler ilk kez iktidar sahibi oluyor ve muhafazakar tarafı muhalefet konumuna sürüklüyor. Ya da Necip Fazıl'ın kariyerini nasıl anlatacağız? Fransa'da okuduğu sırada hiçbir şey öğrenmediğini yazıyor kitaplarda ama sanıyorum ki her şeyi öğrendi.

Çünkü o sıralarda nüfuz sahibi, sağcı, Katolik yazarların büyük başarıları vardı Fransa'da. Necip Fazıl bu birikimden de yararlanarak yeni bir sağcı, İslamcı siyaset ve liderlik modelini ortaya koydu.

DEVLET POLİTİKASI MUHAFAZAKARLARI HEDEF ALDI
- Kitabınızdaki tezlerden biri Cumhuriyet'in kuruluş sürecinde radikal laikçi akımın, muhafazakar akımı baskı altına alıp yok etmeye çalıştığı.
- Son dönem Osmanlı ve Türkiye tarihinde zaman zaman bir akım ön plana geçip diğerini baskı altına alabiliyor. Jöntürk devrimiyle başlayıp 20'li ve 30'lu yıllarda ortaya çıkan devlet politikası muhafazakarları hedef aldı.

O zaman ortaya konan ideal, milli, laik Türk imajına uyamayan insanlar çok olumsuz bir havada yollarını bulmak zorunda kaldılar. İşe bakın ki son dönemin en etkili din önderlerinden Said Nursi'nin ortaya çıkışı da o dönemdedir.

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.