Oyuncu Jennifer Finnigan: Ezan şükretmeyi hatırlatıyor

Oyuncu Jennifer Finnigan: Ezan şükretmeyi hatırlatıyor

Finnigan; Tyrant çekimleri sırasında Fas'ta duyduğu Ezan sesinin hissettirdiklerini aktardı...

Risale Haber - Haber Merkezi
 
Dünya gündeminin değişmez ana unsuru Ortadoğu, Amerikan dizilerine de ağırlığını koyuyor. Meşhur “Homeland” dizisinin yazarı ve yapımcısı Gideon Raff’ın imzasını attığı son proje “Tyrant” (‘Tayrent’ gibi okunuyor). Tyrant, tiran veya despot demek. Al Fayeed Ailesi’nin despot yönetimi altındaki Abuddin adında hayali bir Müslüman Ortadoğu ülkesinde geçiyor. Çekimleri Fas ve ağırlıkla Tel Aviv’de yapıldı; yani dekor gerçek... Senaryoda Arap Baharı’ndan alıntılar var; mesela 2010’da kendini ateşe vererek Tunus halkını ayaklandıran Muhammed Buazizi’ye gönderme yapılıyor. Ama gerçeklerle çekingen bir paralellik kuruyor Tyrant; “ne şiş yansın ne kebap” der gibi... Nihayetinde bir dizi bu... Ama bu kadarıyla bile farklılık ortaya koyuyor. Dahası son bölümleri İstanbul’da çekiliyor... Türkiye’de ABD yayınından 1 gün sonra, her çarşamba FX kanalında yayınlanıyor. Dizinin başrollerinden Kanadalı oyuncu Jennifer Finnigan (35) çocukluğundan beri dizilerde oyunculuk yapan eski bir model. Tyrant’de Ortadoğu’ya ilk defa ayak basan Amerikalı bir kadını canlandırıyor. 
 
Habertürk'te Alihan Mestci'ye verdiği röportajda "Ezan sesini çok özleyeceğini" söyleyen Finnigan, ilk defa Fas'ta duyduğu Ezan sesinde hissettiklerini şöyle ifade etti: "Hani kimi Amerikan filmlerinde terör eylemlerinden önce ezan sesi duyulur... İlk duyduğumda o olumsuz, korkutucu çağrışımdan kendimi alıkoyamadım. Çünkü bir bakıma böyle hissetmek üzere eğitiliyoruz. Ama kısa süre sonra o negatif duyguyu kaybettim. Ezanın ruhani, bilge havasına kapıldım. Duyduğum an kendi varlığımı hissediyorum. Derin bir nefes alıyorum. İçimi minnettarlık kaplıyor. Çoğu günler halimize şükretmeyi unutuyoruz. Ezan bir an durup şükretmeyi hatırlatıyor. Los Angeles’a döndüğümde kültür şoku yaşamaktan korkuyorum."
 
Röportajın ilgili kısmı şöyle:
 
‘EZAN ŞÜKRETMEYİ HATIRLATIYOR’
 
Batı’da sarışın olmakla Doğu’da sarışın olmak arasında fark var sanırım.
 
Kesinlikle... Fas’ta zor olduğunu söyleyebilirim. Bir kere herkesin dikkatini çekiyor. Sokaklarda çekim yaparken her daim tüm gözlerin üzerimde olduğunu hissettim. Garip geliyor; “Sadece saç rengi” diyorsunuz. Başta rahatsız oluyordum. Ama zamanla hayatımın en güzel deneyimlerini yaşadım, inanılmaz insanlarla tanıştım. Kültür beni mest etti. Fas’tan sonraki duraklarımız İsrail ve Türkiye Batılılaşmış ülkeler.
 
Burada kendimi çok rahat hissediyorum. Sanırım Ortadoğu kültürünün hayranı oldum. Yemek, insanlar, manzara, kokular... Çok özleyeceğim. Ve bu ses... (O sırada ezan okunuyor) Ezan sesini dinlemeyi kesinlikle özleyeceğim.
 
İlk defa nerede duydunuz?
 
Fas’ta.
 
Ne hissettiniz?
 
Hani kimi Amerikan filmlerinde terör eylemlerinden önce ezan sesi duyulur... İlk duyduğumda o olumsuz, korkutucu çağrışımdan kendimi alıkoyamadım. Çünkü bir bakıma böyle hissetmek üzere eğitiliyoruz. Ama kısa süre sonra o negatif duyguyu kaybettim. Ezanın ruhani, bilge havasına kapıldım. Duyduğum an kendi varlığımı hissediyorum. Derin bir nefes alıyorum. İçimi minnettarlık kaplıyor. Çoğu günler halimize şükretmeyi unutuyoruz. Ezan bir an durup şükretmeyi hatırlatıyor. Los Angeles’a döndüğümde kültür şoku yaşamaktan korkuyorum.

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum