Osman Nuri'den Bediüzzaman'a: Hangi kitap var ki, asırlarca böyle hürmetle okunsun?

Osman Nuri'den Bediüzzaman'a: Hangi kitap var ki, asırlarca böyle hürmetle okunsun?

Nasıl bir nankör var ki, gelsin sana dokunsun?

(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin BARLA LAHİKASI adlı eserinden bölümler.)

Osman Nuri'nin bir fıkrasıdır.

Kur'ân-ı Azîm

Bir kelimeni, milyonlar defa tekrar okusam,

İlk başladığım lezzeti, daima duyarım.

Sen İslâm ocaklarının sönmez bir lem'asısın,

Sen o misilsiz Zâtın emsalsiz kelâmısın.

Rabbin en sevgili Resulüne kısmet olan,

Değerli bin bir çeşit ispatlı kelâmısın.

Hangi kitap var ki, asırlarca böyle hürmetle okunsun?

Nasıl bir nankör var ki, gelsin sana dokunsun?

Hâşâ, sana inanmayanlar kâfirse bile,

Gelsin onun dellâlının yanına otursun.

O dellâldan alınca ders-i ilhamı,

Lânetler eder, inkâr ettiğine Kur'ân'ı,

İlmin en derin hocası, burhanı,

Zelîl eder, karşısında seni tanımayanı.

Kudsî kitabın çok ünlü, onun dellâlı Üstadım Said

Gönül ister ki, o ayarda bulunsun binler Said.

Aynı günün sabahı okuduğum, büyük ve kudsî kitabımız olan Kur'ân-ı Azîmüşşândan aldığım nurlu ilham-ı İlâhîden, dolayısıyla güneş gibi kuvvetli olan Risale-i âliyelerinizin âcizde bıraktığı derin his ve tesirlerden doğmuştur.

Osman Nuri