Oruç bizi tutuyor mu?

Ramazan ayını herkes gibi ben de çocukluğumun ilk yıllarında kalkılan sahurlarla, açılan iftarlarla hatırlıyorum. İlk zamanlar oruç tutamasam bile sahura kalkmayı çok isterdim. Benim çocuklarım da öyleydi. O zamanlar kafama takılan bir şey vardı. Oruç tutmak gerekiyor deniyordu. Ben o küçücük aklımla, acaba oruç nasıl tutuluyor diye düşünürdüm. Oruç tutmayı bir şeyin peşinden koşarak bir şeyler yakalamak olarak algılıyordum.

Oruç kavramı farsça bir kavramdır. Oruç ile tutmak birleştirilmiş ve oruç tutmak diye yeni bir kelime türetilmiştir. Bunun Arapçası savm ya da siyamdır. Arapça’da oruç tutmak anlamına gelen “siyam” veya “savm”, insanın bir şeyden kendisini uzak tutması, bir şeyi terk etmesi demektir. Bu geniş anlamıyla Araplar arasında hiç konuşmamaya da “savm” denmektedir. “Rahman olan Allah’a hiç konuşmamayı (savmı-orucu) adadım. Bugün hiçbir kişiyle konuşmayacağım” (Meryem Suresi, 26) mealindeki ayet bu mânâya delalet etmektedir.

O halde aslında biz orucu tutmuyoruz, oruç bizi tutuyor. Oruç bizi tutmazsa, bizim oruç tutmamızın da pek anlamı kalmıyor.

Oruç bizi iftar vaktine kadar yemekten, göz alıcı meyve ve sebzelerden, iştah açıcı kebap, lahmacundan, her türlü lezzetli baklavadan, börekten, çörekten uzak tutuyor.  Oruç bizleri eşlerimizden uzak tutuyor. Gerçek oruç, orucun bize helal olan şeylerden bile uzak tutmasıyla gerçekleşiyor. Helal olanlardan uzak durmayı öğrenen insan, haramlardan da uzak durma bilincine erişiyor.

Ayrıca oruç bizi gıybetten, kötü söz söylemekten, hakaretten, uzak tutmalı. Yani dilimizle de oruç tutmalıyız.

Haram olan, bizi kötü düşüncelere ve hülyalara sevk eden şarkı ve türkülerden uzak tutmalı oruç. Onun yerine güzel mesajları olan, hayra ve iyiliğe sevk eden musikilere kulak vermeli insan. Kur’an’ı çokça dinlemeli. Yani, kulağımızla da oruç tutmalıyız.

Gözümü haram olan şeylerden uzak tutmalıyız. Her zaman yapmalıyız bunu. Ama oruçlu iken daha çok dikkat etmeliyiz bunlara. Gözümüzü haramdan sakınma ilahi emrini uygulamada zorlanıyorsak, Ramazan orucu bu sakınmayı gerçekleştirmek için iyi bir fırsat olabilir. Yani gözümüzle de oruç tutmalıyız.

Hasılı elimize, ayağımıza, aklımıza, hayalimize de oruç tutturmalıyız. Elimiz ve ayağımız meşru olan şeyleri yapmalı. Aklımız güzel şeyleri düşünmeli, hayalimizin sinema perdesinde irademizle güzel, ahlaki filimler oynatarak onlara oruç tutturmalıyız.

Oruç sadece aç kalmak, ya da susuz kalmak değildir. Oruç bütün beden ve duygularımızla yaşamamız gereken bir ibadettir.

Oruçla ilgili şu hadisleri hatırlamak bize bu konuda ışık tutmaktadır:

“Yalanı ve yalana göre hareket etmeyi terk etmeyenin yemeyi içmeyi bırakmasına Allah’ın ihtiyacı yoktur.” (Buhari, Savm, 8)

“Oruç bir kalkandır. Oruçlu, saygısızlık yapmasın, kötü konuşmasın. Eğer biri kendisiyle dövüşmeye veya sövüşmeye kalkarsa, iki defa, ‘ben oruçluyum’ desin.” (Buhari, Savm, 2)

O halde şu soruyla bitirelim:

Biz orucu tutarken, acaba oruç da bizi tutuyor mu?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum