Onların mu'cizeleri de Hz. Muhammed'in (asm) dâvâsına bir mu'cize hükmüne geçer

Onların mu'cizeleri de Hz. Muhammed'in (asm) dâvâsına bir mu'cize hükmüne geçer

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

مِنْ قَبْلِكَ 1: Kur'ân'da hiçbir kelime bulunmuyor ki, mevkiiyle münasebettar olmasın veyahut mevkiinin başka bir kelimeye münasebeti daha çok olsun. Evet, Kur'ân'ın herhangi bir yerinde bulunan bir kelime, o mevkiin başında bir tâc-ı zerrin gibi görünür. Ve aralarındaki münasebetlerden dolayı, aralarında geçimsizlik yeri yoktur. Ezcümle, مِنْ قَبْلِكَ kelimesine bak. Bu âyetin her tarafından uçup bu kelimenin başına konan letâifi gör. Zira bu âyet, nübüvvet hakkındadır. Nübüvvet meselesinde beş maksat vardır. Bu maksatlar, beş nükte ve letâifden in'ikâs etmiştir. Bu beş letâif, مِنْ قَبْلِكَ 'nin sadefindedir.

Maksatlar ise:

1. Hazret-i Muhammed aleyhissalâtü vesselâm, resuldür.

2. Ekmelü'r-Rusüldür.

3. Hâtemü'l-Enbiyadır.

4. Risaleti, âmmedir.

5. Şeriati, sâir şeriatlerin mehâsinini cem ile onların nâsihidir.

Birinci maksadın مِنْ قَبْلِكَ 'den veçh-i in'ikâsı: Meslekleri ve yolları bir olan bir cemaat, مِنْ قَبْلِكَ kelimesinden îmaen fehmolunur. Binaenaleyh, Hazret-i Muhammed'in (a.s.m.) مِنْ قَبْلِكَ 'deki zamire merci olması, o cemaatten mâdud olmasını iktiza eder. Ve onların meslekleri olan nübüvvetlerine ve kitaplarının sıdkına olan bütün deliller, Hazret-i Muhammed aleyhissalâtü vesselâmın risaletine ve Kur'ân'ın Allah'tan nâzil olduğuna bir hüccet-i katıa olduğu gibi, onların mu'cizeleri de Hazret-i Muhammed'in (a.s.m.) dâvâsına bir mu'cize hükmüne geçer.

Dipnot-1: Senden önce.

Bediüzzaman Said Nursi
İşârâtü'l-İ'câz