Said Nursi'nin sözünü çarpıttı

Said Nursi'nin sözünü çarpıttı

Yeni Mesaj yazarı Bayraktar, Afyon belediyesinin yaptığı bir icraatı eleştirirken Said Nursi'nin bir sözünü çarpıtarak yazdı

Risale Haber-Haber Merkezi

Yeni Mesaj Gazetesi yazarı Muharrem Bayraktar, Afyon belediyesinin yaptığı bir icraatı eleştirirken Said Nursi'nin bir sözünü çarpıtarak yazdı.

Afyonkarahisar belediye başkanı Burhaneddin Çoban’ın “Afyonkarahisar’daki Yunan mezarlığında bulunan Yunanlılar için bir anıt yapacağı" açıklamasını eleştiren Bayraktar birden bire sözü Said Nursi'ye getirdi Risale-i Nur'da yer alan bir ifadesini hafife alan bir eda ile yorumladı.

Anıtın, Başbakan Erdoğan'ın “Yunan açılımı” projesi doğrultusunda yapıldığını ileri süren Bayraktar, şunları yazdı:

"Sayın başbakanın ifade ettiği “Yunanistan’la aramızdaki tüm sorunları çözeceğiz, Yunanistan’la sıfır sorun” açıklamasına uygun düşen bir şekilde büyük bir icraata hazırlanıyor. Belediye başkanı Çoban, Yunan açılımına uygun olacak şekilde “Afyonkarahisar’daki Yunan mezarlığında bulunan Yunanlılar için bir anıt yapacaklarını, buranın ziyarete açılacağını” söyledi. Çoban, daha da ileri giderek savaşta ölen Yunanlıların da şehit olduğunu söylüyor! (Said Nursi’nin Cihan Harbi’nde ölen gâvurlar için “onlar da bir nevi şehittir” diye verdiği çağlar üstü ifadesine ne kadar da benziyor!”

Bilindiği gibi adı geçen gazete ve yazarları Müslümanların diğer din mensuplarıyla diyaloga geçmesini ağır bir şekilde eleştirmekte ve hakarete varan söylemler dile getirmekler.

BEDİÜZZAMAN NE DEMİŞTİ?

Bediüzzaman Said Nursi, Kastamonu Lâhikası adlı eserinde, "Şiddet-i şefkat ve rikkatten, bu kışın şiddetli soğuğuyla beraber manevi ve şiddetli bir soğuk ve musibet-i beşeriyeden biçarelere gelen felâketler, helâketler, sefaletler, açlıklar şiddetle rikkatime dokundu" ifadeleriyle dünya savaşında ölenlerin "eğer on beş yaşına kadar ise ne dinde olursa olsun şehit hükmünde" olduğunu, "15'ten yukarı olanların ise eğer masum ve mazlum ise, mükâfâtlarının büyük olduğunu, belki Cehennemden kurtaracağını" belirterek, "Çünkü ahirzamanda madem fetret derecesinde din ve din-i Muhammedîye (a.s.m.) bir lâkaytlık perdesi gelmiş. Ve madem ahirzamanda Hazret-i İsâ'nın (a.s.) din-i hakikîsi hükmedecek, İslamiyetle omuz omuza gelecek. Elbette şimdi, fetret gibi karanlıkta kalan ve Hazret-i İsa'ya (a.s.) mensup Hıristiyanların mazlumları, çektikleri felâketler onlar hakkında bir nevi şehadet denilebilir. Hususan ihtiyarlar ve musibetzedeler, fakir ve zayıflar, müstebit büyük zalimlerin cebir ve şiddetleri altında musibet çekiyorlar" demişti.