“Kur'an-ı Hakîm'in bir ilâcıyla o acz yarası, tevekkül gülüne ve teslim çiçeğine döner. Bütün ağırlıklarımı beni kaldıran tevekkül sefinesine koyup, aczin iz'acatından beni kurtarıyor. Emr-i kün feyekûn'e mâlik olan bir sultan-ı cihana, acz tezkeresiyle istinad eden bir insana, ne gibi birşey ağır olabilir?”^[1]

Ahirzaman insanının bilhassa Müslümanlarının en büyük yarası, aczini fark ettiği andır. Çünkü kendi kudretine güvendiğinde karşısına çıkan dağlar devrilmez, yükler hafiflemez. Oysa aczini itiraf edip başını eğdiğinde, o yara birdenbire bir rahmete dönüşür. Kur’an’ın ilacıyla acz yarası, tevekkül gülüne ve teslim çiçeğine inkılab eder.

Tevekkül, hayat yolunun başında bir mukaddime gülü gibi açar.

Tevekkül Gülü İnsana der ki: “Sen vazifeni yap, sebeplere sarıl, çabala… Sonucu Allah’a bırak.” Bu gül, her sabah yeniden açar; işimize, gayretimize huzur serper inşiraha vesile olur. Çünkü kul bilir ki, kendisi yükleri taşımıyor, aczi nihayetsizdir bu sebeple bütün ağırlıklarını tevekkül sefinesine bırakmıştır. Bu sefine öyle bir define ki “sahil-i selâmet”’e^[2] hareket ediyor.

Teslim ise, yolun sonunda açan bir çiçektir. Netice ne olursa olsun, gönül hoşnutluğuyla kabul etmektir. Az da olsa, çok da olsa; tatlı da gelse, acı da gelse…

Teslim çiçeği der ki: “Rabbimin takdiri böyledir, bunda hayır vardır. Bunu kabul et. Her şey senin istediğin tarzda olması mümkün değil. Bu sebeple al beni teslim çiçeği olarak kokla ve teskin ol. Nasıl ki seyatin başında mukaddime gülünü tevekkülle kokladın şimdi sıra bende.” O an kalpte bir huzur yayılır; insan, kadere razı olmanın lezzetini tadar. Çünkü “Kaderi tenkid eden başını örs’e vurur kırar.”^[3]

Aslında tevekkül, ezel yönlü bir bakış gibidir: İşe başlarken Allah’a dayanmak. Teslim ise ebed yönlüdür: Neticeyi rıza ile karşılamak. İnsanın yolculuğu, bu iki çiçeğin kokusu arasında devam eder: Gülün güveniyle yola çıkmak, çiçeğin huzuruyla menzile varmak…

Unutmayalım ki, “kün feyekûn” emrine sahip olan Sultan-ı Cihan’a acz tezkeresiyle dayanan bir kul için hiçbir şey ağır değildir. Yeter ki biz, gül gibi tevekkül edelim; çiçek gibi teslim olalım.

Selâm ve duâ teslim ve tevekkül ehline olsun.

Tevekkül ve Teslim Âyetleri