Melhame-i Kübra/Armageddon; dünyanın sonuna doğru gerçekleşeceğine inanılan büyük ve nihai savaşın adıdır.

Bu terim, genellikle kıyamet, kaos ve yıkım gibi kavramlarla da ilişkilendirilir. Bu savaşta iyiler ve kötüler, kâfirler ve Müslümanlar arasında nihai bir mücadele yaşanacak ve hak galip gelecektir. Biiznillah.

Armageddon'u dini manada ahir zamanda iman ve küfür mücadelesi olarak düşünebiliriz. Bu yaklaşım sembolik anlamını da düşünmeliyiz çünkü her şey bir maddi bir de manevi sebebe bakar.

Ahir zamanda Deccal, Süfyan, Yecüc, Mecüc gibi fitneler ortaya çıkacak, insanlar bunlarla imtihan edilecek ve sonunda büyük bir savaş yaşanacaktır. Belki şimdi Mezopotamya’da yaşanan olaylar da bu melhamenin bir adımıdır. Yeri gelmişken Orta Doğu diye bir şey yoktur. Bu isim müstemlekeciler tarafından uydurulmuş olan şeylerden birisidir. Orta doğu Anadolu’nun uzantısıdır. Başka bir isim takmakla hakikat değişmez.

Armageddon, sadece fiziksel bir savaş değil, aynı zamanda manevi bir mücadeleyi de temsil eder. Aslında dikkat çekmek istediğim şey burasıdır.

Bu mücadele, insanın kendi iç dünyasında, nefsiyle ve şeytanla olan mücadelesidir. İman edenler, bu mücadelede nefislerine ve şeytana karşı direnerek Allah'ın rızasını kazanmaya çalışırlar. Bir insan için hakiki manada Melhame-i Kübra budur. Belki diğerinde fiziki bir savaş söz konusu olur ve insanın dünya hayatını tehdit ederken, bu manevi olan ebedi hayatı tehdit ettiği için daha önemlidir.

Kalp ve ruha gelen şüpheler, günahlar insanı ebedi helâket ve felâkete götürmektedir. Sekülerizm ve getirileriyle mücadele eden ahir zaman insanlarının melhame-i Kübra ile mücadelesi hem derinleşiyor hem de çetinleşiyor. Çünkü bir taraftan tamir on taraftan tahribe maruz kalıyor insan. Faiz, zinâ, kumar, helal haram dengesi gibi

Siyasi meselelerle insan zihnini, ruhunu meşgul edip hiçbir şeyi değiştiremezken o enerji ve zamanını imanını kazanmak ve kuvvetlendirmek için harcasa elbette manevi melhame-i kübradan bir mücahid bir gazanfer olarak çıkabilir. İnsan farkındalığını, teyakkuzunu arttırmaya çalışmalıdır daima.

Selam ve selâmet vazife-i asliyesini bilip fariza-i zimmetini yerine getirme gayretinde olanlara olsun.