Mücahit Bilici’nin Said Nursi ve Nurculuk sözlerini okurken…

"…Nurculuk Said Nursi’nin ilerisine geçmek bir yana fersah fersah gerisine düştü. Tahkik yerine taklidi seçti. Bir üstadı (ustayı) bir şeyhe (puta) çevirdi. Said Nursi’den sonraki Nurcu grupların isimlerinde bile bu başarısızlığın izini sürmek mümkündür. Nurcular arasında “Yazıcı”lar veya “Okuyucu”lar gibi cemaatler çıkmıştır. Ama bir “Anlayıcı”lar cemaati çıkmamıştır (klasik Nurculuğun dışındaki tek tük istisnalar hariç). Fikir bile taklit edildiğinde değersizdir. Nerede kaldı yazı ve söz. Nurculuğu ölüm hastalığına yakalatan şeylerin başında “abi” diye bir tür “sahabe” otoritesi ihdas etmeleridir. Said Nursi’ye hizmet ettikleri için kutsal adam muamelesi yapılan bu insanlar, çoğu kez bir çocuk kadar masum olduklarında bile en fazla bir çocuk kadar dünyadan haberi olan kişilerdi…" (Mücahit Bilici, Diken)

Hiçbir hareket ortaya çıktığı ilk dönemlerdeki taravetini ve tazeliğini koruyamaz. Zamanın yıpratıcı, eskitici, hırpalayıcı sınavından başarıyla geçmiş veya çok az yara almış toplumsal ve düşünsel bir hareket göstermek hal-i hazırda imkansız değilse de çok zor. Tarihsel ve sosyolojik bir kaidedir bu. İbn-i Haldun bilhassa vurgular bunu. Pek tabiidir ki nurculuk da bu umumi kaidesinin dışında değildir. Böyle bir akıbete mâruz kalması durumunda eleştirilmesi doğaldır.

Aşırılıklar ve ifratlar istisnadır ve istisnaların kaideyi bozmadığı bilinen bir husustur. İfrat-ı muhabbet çoğu zaman önü alınamayan umumi değil, hususi bir temayüldür. Dediğimiz gibi istisnadır. Kendisini aşırı yücelten samimi talebelerini her defasında “üstadınızı hatasız zannetmek hatadır” diyerek ikaz eder merhum Bediüzzaman. Onun için “bir üstadı (ustayı) bir şeyhe (puta) çevirdi” ifadesi bir dane hakikat ihtiva etmekle birlikte vakıaya muvafık ve mutabık düşmüyor.

İhtilafın tarihi insanlık tarihi kadar eski. Hatta bir açıdan insan demek ihtilaf demektir. İhtilaf itikadi olmadığı sürece rahmettir ve hizmete vesiledir. “Yazıcı” ve “okuyucu” şeklindeki adlandırmalar o cemaat içindeki insanların yaptığı bir tesmiye değil, dışarıdan sosyolojik olarak bakan bazı akademisyenlerin yaptığı tesmiyeler. İlginçtir, bu cemaatler içinde yer alan hiçbir samimi nur talebesi kendisini “yazıcı” ve “okuyucu” olarak tavsif etmez, sadece “nurcu” veya “nur talebesi” olarak tesmiye etmeyi tercih eder.

Bediüzzaman Said Nursi ve Risale-i Nurların izinden giden bütün insanlar “anlayıcı”dır aynı zamanda. En azından Bediüzzaman’ı ve Risale-i Nurları daha iyi anlamak ve yaşamak için ortaya çıktıklarını yakinen biliyoruz. “Yanlış anlamalar” muhakkaktır ama hiçbiri yanlış anlamak için anlamadı Üstadı, tam tersine doğru anlamak isterken yanlış anlama vartasına düştü. Bu varta nurculuğa has olmayıp bütün mezhepler, meslekler, meşrepler için de aynen caridir. Buradaki yanlış anlamanın göreceli olduğunu kabul etmek dürüstlüğün gereği. Kime göre yanlış? Evet, taklit tahkik ile takviye edilmezse değersizleşir zamanla.

Bediüzzaman iman hizmetinin meslek ve meşrep esaslarını azami muhafaza etmesi için hayatta iken hizmetinde bulunan bazı talebelerini “mutlak vekil” tayin etmiştir. Bu tasarruf ve tabir tamamen Üstada aittir. Nur talebelerinin bu “abi”lere hürmet etmesi Üstadın mezkûr tavsiyesine matuftur yoksa şahsi bir şey değil. Bundan dolayı “çoğu kez bir çocuk kadar masum oldukları” hükmüne katılıyoruz ama ikincisine katılmıyoruz.

Nurculuğun içinden çıkmış entelektüel bir simanın nurculuk eleştirisinin manidar olduğu doğru ama yapılan eleştirinin yapıcı ve inşacı olması şartıyla. Yapılan eleştiriler bu ön şart ile mukayyet değilse eğer, varılan ve ulaşılan sonuçların kimi zaman insafsız ve hakikatin dengesini bozması ve hakikati rencide etmesi kaçınılmazdır. Tenkit daha doğruyu ve daha güzeli ortaya çıkarmak amacıyla yapılırsa takdire şayandır ama aksi için yapılırsa bir kelimeyle vahimdir. Çünkü dava hakikati ortaya çıkarmaktır, zihinleri bulandırıp boşlukta öylesine mütehayyir bırakmak değildir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
27 Yorum