Memleketimin Delisi (Velisi)

Memleketim. Güzel memleketim. Karadeniz’in hırçın dalgalarının gövde gösterisi yaptığı yeşil memleketim. Yeşiliyle, mavisiyle tüm renklerin her tonuyla bezenmiş memleketim. Memleketimin sadece doğal güzellikleri çıkmaz ön plana. En azından ben öyle düşünüyorum. Bilmiyorum yazan var mı bizim memleketin delilerini. Aslında onlara deli diyesim gelmiyor. Onlar benim gözümde her zaman veli gibiydiler ve de öyle kalacaklar. Özellikle bir tanesi. Kesin veli olduğuna inandığım bir deli (veli). Adını vermeyeceğim. Adı da önemli değil zaten. Sadece şahit olduklarımdan bir iki olayı anlatacağım. Bundan yıllarca önce.

Yılbaşı gününün hemen ertesinde. Kar diz boyu. Hava soğuk. Sokakta kimsecikler yok. Tek başıma sahildeyim. Karşıdan kendi kendine konuşan biri geliyor. Bu bizim veli. Yaklaşıyorum. Söylediklerini duymaya başlıyorum. Söyledikleri hayret verici. Kelimeleri hala kulaklarımda çınlıyor.

Bana karla kaplı çam ağacını göstererek; “Hocam ya! Anlayamıyorum bu insanları. Allah ne kadar güzel süslemiş bu ağaçları. Neden kesiyorlar ve sonra da süslüyorlar anlamıyorum, anlamıyorum. Allah’ın süslemesi yetmiyor mu?” sözleri yanımdan uzaklaştı. Uzun zaman arkasından bakakaldım öylece.

Bizim velinin paraya ihtiyacı yok. Sepetin ucuna çubuklar geçirir ve o çubuklara simitleri dizer satardı ilçenin sokaklarında.

Otogardayım. Bizimkisi yine orada. Ama elinde simit sepeti yok. Kalkmasına az kalan bir otobüsün ön kapısından biniyor. “Fakire bir sadaka! Fakire bir sadaka!” Onu herkes tanıyor. Ama önemsemiyorlar. Herkes yerine yerleşme telaşında. Kimse cebine elini atmıyor. Arka kapıdan eli boş iniyor. Otobüse bakıyor. Kalkmasına çok az var. Bir hamle daha yapıyor. Tekrar ön kapıdan içeri dalıyor. Şoför koltuğunun tam yanından yolculara sesleniyor: “Allah sizleri gideceğiniz yere ulaştırmasın!”

Herkes şaşkın, bizimkine bakıyor. Biraz önce ceplerine eli varmayanlar ceplerinden para çıkarıp uzatıyorlar. Ne kadar verdiklerini bilmiyorlar. Onlar için artık miktarın önemi yok. Bizimkisi arka kapıdan iniyor ve “Allah yolunuzu açık etsin!” diyor. Hayretle olanları izliyorum. Yıllar önce şahit olduğum bu olayın sırrını yıllar sonra anlıyorum. Bizim veli meğerse herkesten zorla da olsa sadaka alıp onların belki de kazadan kurtulmalarına vesile oluyormuş. Hemen “Sadaka belayı defeder” Hadisi aklıma geliyor.

Bizim veliyi en son bir sene önce bir akrabanın cenazesinde gördüm. Cenazenin başında bekliyoruz. Ezana az bir vakit var. Ha okundu ha okunacak. Bizimki musalladaki tabuta yaklaştı. Bizlere başsağlığı diledikten sonra; “Siz şimdi namazınızı kılın. Cenazeyi ben beklerim. Siz namaz sevabından olmayın” dedi ve cenazeyi bekleyenleri namaza gönderdi.

Yakın zamanda aynı cami avlusunda yine bir yakınımın cenazesindeyim. Gözlerim bizimkini aradı durdu gayriihtiyari. Ama gelmedi. Kimseye de soramadım nerede olduğunu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.