Mahlûkatın üç nevi duaları pek harika bir Rabb-i Rahîme şehadet eder

Mahlûkatın üç nevi duaları pek harika bir Rabb-i Rahîme şehadet eder

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

Şimdi mukaddime bitti, sadede geliyoruz.

اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَاِيَّاكَ نَسْتَعِينُ1 in işaret ettikleri hüccete gayet kısa bir işarettir:

Evvelâ: Biz gözümüzle görüyoruz: Kâinatta, hususan zemin yüzünde, dehşetli ve daimî bir faaliyet ve hallâkıyetin intizamla cereyanı içinde merhametkârâne, müdebbirâne bir rububiyet-i mutlaka, hadsiz zîhayatların istiânelerine ve fiilen ve halen ve kàlen istimdatlarına ve dualarına kemâl-i hikmet ve inayetle imdat ve her birine fiilen cevap vermek tezahürü içinde bir ulûhiyet-i mutlaka, bir mâbudiyet-i âmmenin tecelliyatı, umum mahlûkatın, hususan zîhayatın ve bilhassa insan taifelerinin fıtrî ve ihtiyarî binler tarzdaki ibadetlerine mukabelesini akl-ı selim ve iman gözü gördüğü gibi, bütün semâvî fermanlar ve enbiyalar haber veriyorlar.

Saniyen: نَعْبُد ُ , ن 'unun remziyle mukaddimede mezkûr üç cemaatten her biri ve umumu, beraber, çeşit çeşit, fıtrî ve ihtiyarî ibadetlerle meşgul olmaları, şeksiz, bedahetle bir mâbudiyete karşı şâkirâne bir mukabele ve bir Mâbud-u Mukaddesin mevcudiyetine hadsiz ve şüphesiz bir şehadettir. Ve نَسْتَعِينُ , ن 'unun remziyle, mezkûr üç cemaatin, yani mecmu-u kâinattan tâ bir cesetteki zerrelerin cemaatinden her bir taifenin, her bir ferdin fiilî ve halî istianeleri ve duaları var.

Ve onların muavenetlerine koşan ve dualarına kabul ile cevap veren bir şefkatli Müdebbire, şüphesiz şehadet eder. Meselâ, Yirmi Üçüncü Sözün dediği gibi, zemindeki umum mahlûkatın üç nevi duaları pek harika ve ümidin haricinde kabul olması, bir Rabb-i Rahîm ve Mucîbe kat'î şehadet eder.

Evet, tohumlar ve çekirdekler, istidat lisanıyla, her biri birer ağaç ve birer sümbüle olmayı Hâlıkından isteyip duaları gözümüz önünde kabul olması gibi, bütün hayvanatın ihtiyac-ı fıtrî lisanıyla elleri yetişmediği yerlerden rızıklarını ve hayatlarına lüzumu bulunan ve iktidarlarının haricindeki matluplarını birisinden isteyip o fıtrî ihtiyaç diliyle ettikleri bütün dualarını gözümüz önünde kabul eden ve imdatlarına acip ve şuursuz mahlûkatı vakti vaktine hikmetle koşturan bir Hâlık-ı Kerîme zâhir şehadet eder.

İşte bu iki kısma kıyasen, lisan-ı kàl ile edilen duaların bütün nevileri, hususan enbiyaların (aleyhimüsselâm) ve havasların harika bir surette makbuliyeti, وَاِيَّاكَ نَسْتَعِينُ 2 deki hüccet-i vahdâniyete şehadet eder.

Dipnot-1: "Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım isteriz." Fâtiha Sûresi, 1:5.
Dipnot-2: "Ancak Senden yardım isteriz." Fâtiha Sûresi, 1:5.

Bediüzzaman Said Nursi
Şualar