Eğer yazının başlığına başlığın son kelimesi olan “hakkında” kelimesini yazmış olmasa idim bu başlık lahikaları enine boyuna tahlil eden bir kitabın adı bile olabilirdi. 

İnşallah ehliyetli bir kardeşimiz o çalışmaya muvaffak olur. Amin.

Böyle bir çalışma yapılsa hangi mektub hangi tarihte yazılmış ve o tarihte dünyada ve memleketimizde hangi icraatlar yapılmış bunları bir tahkik ehlinin göstermesi ile görebiliriz.

Şimdilik biz çok zahir olan bir kaç husus üzerinde duralım.

Lahika mektuplarının ilki falan tarihte yazılan filan mektubdur demek isteği geldi içimden lâkin maateessüf bu konuda bir bilgim yok.

Bildiğim ve çoklarımızın bildiği bu ki; o tarihlerde müthiş dehşetli icraatlar şeair i Islamiyye aleyhinde yapılıyor idi. Peki nasıl oluyor da lahika mektublarında o dehşetli icraatlardan bahis açılmıyor ve taa kıtâmete kadar gelecek her müminin kuvve i maneviyyesini canlandırıp diri tutacak binler hakikatler beyan edilirken manen muminlerin kuvve i maneviyyelerinin kırılmasına vesile olacak bir bahis açılmıyor?

Bize bugün iman  ve Kur'an hizmetinde gereken düsturlar ve çok önemli ölçüler lahika mektublarında vardır. Bununla beraber lahika mektublarının yazıldığı ortamlar ile mektublar arasındaki irtibatı incelemek ve üzerinde düşünmek bize çok farklı kapılar açar. 

Öyle acımasız ve dehşetli icraat vaktinde böyle şefkatli ve vazifeye sevk eden ve vazifeye halel verecek her türlü hâle sed çeken bir üslub hakikaten fevkalade ve harikuladedir.

Bir kaç husus üzerinde durmayı vaad etmiştim lâkin sadece bu husus üzerinde uzun uzun tefekkür etmeye lâyık olmasından kısa kesiyorum.

Rabbim lahikaların üslubunu kendimize misal almayı ve lâhikalarda mektubları bulunan zâtların halleri ile hallenmeyi bizlere de nasib etsin inşaallah. Yoksa bu zamanda ne fazla ilim ne de fazla olan başka bir şey bizim için necat vesilesi olamayabilir...