Kızılay 4 milyonu aşkın kişiye temel afet bilinci eğitimi verdi

Kızılay 4 milyonu aşkın kişiye temel afet bilinci eğitimi verdi

Türk Kızılay, 17 Ağustos Marmara Depremi'nin yıl dönümünde sosyal medya hesaplarından 4 milyonu aşkın kişiye afet eğitimi verdi.

Türk Kızılay'dan yapılan açıklamaya göre, 17 Ağustos depremini anma etkinlikleri kapsamında, Türk Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık ile Kızılay Genel Başkan Danışmanı ve İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Kızılay İstanbul Şube Başkanı Kadem Ekşi'nin moderatörlüğünde "Deprem 101 Afetlere Hazırlık Semineri" adıyla canlı eğitim programı düzenledi.

Kızılay'ın sosyal medya hesaplarından takip edilen programda katılımcılara online eğitime katılım sertifikası verildi.

Ayrıca program esnasında katılımcıların, depreme ne kadar hazır olduklarını görebilecekleri interaktif bir test de yapıldı ve sonuçları izleyicilerle paylaşıldı.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Türk Kızılay Genel Başkanı Dr. Kerem Kınık, devamlı sorumlulukları başkasına atma eğilimde olan insanların, önce kendi canından ve el uzatacağı etrafındaki insanların canından sorumlu olduğunu ifade etti.

Bu nedenle Türkiye'nin de "toplum tabanlı afet yönetim sistemine" geçmesi gerektiğini belirten Kınık, şu bilgileri verdi:

"Afetlere hazırlık noktasında en önemli görev birey olarak hepimizin üzerine düşüyor. İlk 3 dakika, ilk 3 saat, ilk 3 gün… Bunlar bir afetin kilit ve ayrı ayrı hazırlıklı olunması gereken zaman dilimleri. İlk 3 saatte size bir uzmanın ulaşma şansı yok. Ağır bir senaryoyla karşılaştığımızda en az 3 gün bize profesyonel yardım gelmeyecek. 3 gün ayakta kalacaksınız, komşunuza bakacaksınız, onu ayağa kaldıracaksınız. Amerika'da bu süre 5 gün olarak kabul edilmeye başlandı. Deprem çantalarını temin etmeliyiz. E-devletten toplanma merkezlerini öğrenip, evimize en yakın toplanma merkezine gidip oradaki yetkililerden bilgi almalıyız."

"Deprem sonrası özel araç kullanmayın"

Kınık, afetlere hazırlıklı ve dirençli olabilmek için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

"Aile afet planlarının yapılması, motorlu ulaşımın sakıncaları için bisiklet temin edilmesi gerekiyor. Deprem sonrasında yollarda araçlarla ilerlemek mümkün olmayacaktır. Ayrıca, özel araçlar, yardım ekiplerinin ulaşımını zorlaştıracaktır. Bu nedenle bisiklet tercih edilmelidir. Engelli yakınlarımızın, bakım hastalarımızın tahliyesinin önceden planlanması çok önemli. Bu bireyler için sosyal dayanışma gerekiyor. Mesela ilk yardımı hepimizin öğrenmesi gerekiyor. Bir gün bir yeriniz kanar, nasıl durduracağını bilmiyorsak daha olumsuz sonuçlara gidebilir. Afete hazırlık, ilk önce bireylerden başlar, sonra daha büyük oluşumlara doğru devam eder. Araba alırken 'Vuruğu var mı, sorunu var mı?' diye soruyoruz. Ev alırken niye sormuyoruz. İşitme engelliler birden fazla yerlerde düdük tutmalılar. İşitme engelli kardeşlerimiz sesimizi duyamayacaklar. O nedenle afet anında belli aralıklarla bu düdükleri çalmaları gerekecek."

Kızılay'ın deprem hazırlıkları kapsamında mahallelerde örgütlenmeye başlayacağını bildiren Kınık, "Mahallemizi tanıyacağız. Kızılay olarak mahalle ve sokaklarda örgütlenmeye başladık. Her mahallede Kızılay gönüllülerimiz olacak ve bu gönüllülerimiz mevcut tehlikeleri düzeltecek ve bildirecek." ifadelerini kullandı.

"Yarın olacakmış gibi depreme hazırlanmamız gerekiyor"

Türk Kızılay Genel Başkan Danışmanı ve İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu da "Deprem olacak mı?" tartışmasının kapatılması gerektiğini belirterek, "Deprem olacak. 'Olunca ne yapacağız?' asıl önemli olan bu. Yarın olacakmış gibi hazırlanmamız gerekiyor." açıklamasını yaptı.

Kadıoğlu, afete hazırlıklı olmayanların afet sırasında donup kaldığını ya da kaçıştığını aktararak, afet anında kontrolsüz tahliyenin öldürdüğünü, kaçmanın sorunlu bir hareket olduğunu, bunu aşabilmek için hem ruhsal hem de fiziksel eğitimlerin gerektiğini anlattı.

Çürük binalarda oturulmaması gerektiğine dikkati çeken Kadıoğlu, şunları kaydetti:

"Bu binalarda cenin pozisyonu gibi önlemlerin işe yaraması mucize olur. Önce binanın sağlam olması gerekiyor. Bina sağlam olunca bize en çok zarar verecek şey dökülecek, düşecek olan eşyalar ve sıvalardır. Bu nedenle 'çök kapan tutun' prensibi çok önemli. 17 Ağustos'ta düşen ansiklopedilerden çok sayıda bebek hayatını kaybetti. Evdeki eşyaların sabitlenmesi gerekiyor. Eşyalar öyle bir yer değiştiriyor ki yatak odasının kapısı açılmıyor. Kapıyı açıp insanlar başka odalara giremeyecekler. Sıfırıncı saniyede yani depremin ilk anında önce binanın sağlamlığı ve eşyaların sabitlenmiş olması önemli. Deprem anınca camlar patlıyor ve evdeki kişilere büyük zarar veriyor. Bunun için evlerin camlarını filmle kaplamak iyi bir çözüm olabilir. Camın dağılmasını önlüyor. Okullarda binalar sağlam, öğretmenler eğitimli olmalı. En azından bir kanamayı durdurmak, basit bir ilk yardımı bilmek gerekiyor. İlk yardım eğitimi ve ilk yardım çantası çok önemli."

Türk Kızılay İstanbul Şube Başkanı Kadem Ekşi ise deprem hazırlıkları konusunda toplumsal bir mutabakat olduğunu, Kızılay olarak İstanbul'un 39 ilçesinde fay hatları üzerindekiler başta olmak üzere 950 mahallede bu farkındalığı oluşturmak için hazırlık yaptıklarını ve bunu milli seferberlik ruhuyla başaracaklarını anlattı.

AA

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.