Abdullah MURADOĞLU

Abdullah MURADOĞLU

Kim susabilir!

12 yaşındaki bir çocuğumuzun paramparça edilmesi karşısında hangi vicdan susar ki halkın vicdanı olmayı kendisine görev bilmiş gazeteciler de görmezden gelsin ve sineye çeksin.

Böyle bir şey söz konusu olabilir mi?

Medyamızın durumu gerçekten Ahmet Altan'ın dramatize ettiği gibi sefaletin dibini bulmuşsa, o halde kalemlerimizi kıralım ve sessizliğin o kahredici kalesine sığınalım gitsin.

Hem kalem sahibi olmak, hem sessiz kalmak cinayete ortak olmakla eşdeğer çünkü..

O paramparça edilen çocuk aslında bizim bir bütün halinde, daha adil bir dünyanın parçası olma çabamızın ne kadar da hayati önem taşıdığını gözler önüne sermiyor mu?

Türkiye'nin kendi yolunda sağ salim ilerlemesinin ve 'demokratik açılım'ın bir süreç halinde devam ederek tamamlanmasının güle oynaya gerçekleşeceğini de ummayalım.

Birileri parçalayacaklar, biz bütün olmak için çabalayacağız..

* * *
Daha geçen gün Diyarbakırspor-Bursaspor maçında yaşanan olayların kardeşlik duygularını çökertmekten başka hiçbir işe yaramayacağını tartışmıştık hatırlarsanız.

26 Eylül'de olmuştu bu maç..

28 Eylül günü ise Diyarbakır'ın Lice ilçesine bağlı bir köy mezrasında koyun otlatan Ceylan kızımız, ne olduğu henüz resmen açıklanmayan bir şekilde can verdi.

Ceylan kızımız 'mücavir alan' içinde kör bir mermiye kurban gitmiş de olabilir..

Ama şimdi bu iki olayı birlikte düşünün ve açacağı tahribatı hesap edin..

Ne görüyorsunuz?

O gördüğünüz şeyden mutlu musunuz?

PKK ile Diyarbakırlıları, Kürtleri bir gören zihniyete sesleniyorum..

İstediğiniz tablo bu mudur?

* * *
Artık kapanması mümkün değil bu olayın.

Medyamız Münevver Karabulut'a gösterdiği ilgiden daha fazlasını Ceylan kızımız için de gösterecektir muhakkak.

Ceylan'ın o küçücük bedenine bir havan mermisi mi yoksa bir uçaksavar mermisi mi isabet etti yoksa bir mayına mı çarptı bilmiyoruz..

Zaten bu 'bilmemek' başlı başına endişe etmemiz yeterli değil midir?

Gerçekte ne olduğunu bize söylemesi gereken devlettir.

Her kim sorumluysa bulup çıkarmak da devletin görevidir.

Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre bölgedeki askeri birliklerden o saatte her hangi bir havan atışı yapılmadığı tespit edilmiş..

Havan değilse, ne?

Bunu açıklayacak bir Allah'ın kulu yok mudur bu ülkede?

Yeni Şafak

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum