Kemalizm ve Gülenizm taaşşuku

Bu ülkede bilhassa ideolojik anlamda birbirine ‘paralel’ olarak doğan, büyüyen, gelişen ve aynı zamanda birbiriyle çarpışan iki ana akım var: Ergenekon ile Fergenekon. Buna Kemalizm ile Gülenizm de diyebiliriz. Bir yazımızda “Ergenekon’un [Kemalizm] müsebbibi Fergeneken; Fergenekon’un [Gülenizm] müsebbibi Ergenekon’dur” demiştik. Türkiye’nin yakın tarihi bu iki ana akımın birbiriyle kıyasıya savaşının tarihidir. Bu, felsefi anlamda derinliği olan bir savaş değil, bir iktidar savaşı. Daha yerinde bir deyişle derunda yaşanan düşünsel bir savaş değil, satıhta yaşanan kaba bir savaş. Hangisi galip gelirse gelsin değişen bir şey yok. Vitrinde savaşıyor gibi görünürler ama arkada ilan-ı aşk ederler birbirlerine. 

İkincisi, celladı olarak tanımladığı birincisine aşıktır daima. Sahih bir İslami paradigmadan bakınca iki akımın da doğduğu ve beslendiği mecra ile varmak istediği hedef aynı. Hatta bir yönüyle ikincisi birincisine göre çok daha dünyevi. Onun için ikincisine, birincisinin çocuğu ya da ‘din hüviyetine bürünmüş Kemalizm’ demek yanlış değil. İki akımın da en marifetli silahı hain ve ustaca kumpaslar. [Her iki akımın daha detaylı bir karşılaştırması için birkaç ay önce bu köşede çıkan “Kemalizm ve Gülenizm İlişkisi” başlıklı yazımıza bakılabilir.]

Ortada henüz tam olarak yanıtı bulunamamış soru şu: Kim kime kumpas kurdu? Eğer Ergenekon, Fergenekon’un haince kumpaslarından ibaret bir süreç ise yani Ergenekon’dan tutuklanan sanıklar gerçekten masum ve günahsız ise şu sorular muallakta kalıyor demektir: bugüne kadar 1960, 12 Eylül, 28 Şubat darbeleri ile Sarıkız, Ay ışığı gibi darbe planlarının gerçek faili kimlerdi? Bunların faillerinin ulusal/Kemalist kanat olduğu konusunda aklı başında hiç kimsenin kuşkusu olmadığına göre Ergenekon davasını sadece Fergenekon’un hain bir kumpası olarak okumak ve değerlendirmek isabetli bir analiz gibi görünmüyor. Aynı şekilde Fergenekon [FETÖ] sürecini, bazı fanatik bağlılarının iddia ettiği gibi, Ergenekon’un bir rövanşı, bir intikamı olarak okumak ve değerlendirmek de pek isabetli bir analiz değil. Çünkü ortada 15 Temmuz’da yüzlerce insanın ölümüne neden olan vahşi bir darbe fiili var. Bir yerde fiil varsa o fiilin mutlaka bir faili vardır. Bu ortadaki darbenin failinin Fergenekon [FETÖ] olduğu akl-ı selim olan herkesçe kabul edilen su götürmez bir gerçek artık.

Peki sorun ne? Sorun, her iki davanın da haklı olan özünden kopartılarak sulandırılması ve bulandırılması sorunudur. Sulandırma ve bulandırma ise özü hak olarak yürütülen bir davaya yapılabilecek en büyük haksızlık ve ihanettir. Ergenekon, özü itibariyle haklı bir davaydı ama o haklı davanın içerisine FETÖ mensuplarınca alakası olmayan yüzlerce malzeme katıldı, onu kalkan yaparak bütün muhalifler tasfiye edilmeye çalışıldı. Bir haksızlığı ifşa edeceğim derken ondan on kat fazla bir haksızlık yapıldı daha doğrusu cinayet işlendi. Adalet ilkesinin ayaklar altına alınması sonucunda özünde çok haklı olan bir dava giderek bir yıkıma, deyim yerindeyse, bir hukuk katliamına dönüştü. Fergenekon mensuplarının amacı hiçbir zaman adaletin yerini bulması değildi -içerisinde bazı İslami cemaatler de dahil- kendilerine rakip olarak belledikleri herkesi tasfiye etmekti sadece. Onun için davanın özü unutuldu, kumpas olan tarafı kaldı hafızalarda. Haklı bir dava haksız ve hukuksuz amaçlara kurban edildi. Umarız, özü itibariyle çok haklı, makul ve yerinde bir soruşturma olan Fergenekon’un [FETÖ] akıbeti Ergenekon gibi olmaz. Çünkü o yöne doğru kaydığına ya da kaydırılmaya çalışıldığına dair bazı ciddi ve endişe verici emareler var. FETÖ bahanesiyle özellikle kamu kurum ve kuruluşlarından hiç alakası olmayan bazı dindar ve muhafazakar çalışanların da atılması ve yine aynı bahaneyle Kemalizm’in yüceltilip bütün İslami tarikat ve cemaatlerin potansiyel birer FETÖ adayı olarak görülmesi ve gösterilmesi bu ciddi endişe verici emarelerden sadece birkaçı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum