Sosyal medyanın, tik tokun, internet kullanımının belli bir denetimden geçmesi gerektiğini savunuyorum. Herkes eline telefonu alıp, istediği videoyu çekip istediği gibi paylaşmamalı.

Z Kuşağı adını verdiğimiz yeni nesil bazı gençlerin, sosyal medyada yapmış olduğu garip akımlara bir anlam veremesek de sesimizi çıkarmadık. Gençtir bunlar, kanları kaynıyordur dedik, sustuk. Ama iş dinimizin direği, İslamiyet’in beş şartından birisi olan namaz ibadetine gelince, susmamamız gerekiyor.

Efendim, sosyal medyada ya da haberlerde görenler görmüştür. Görmeyenlere biz hatırlatalım. Gençler cemaatle namaz kılıyor gibi yapıyor, namaz kılanlardan birisi kendisini yere atarak ölmüş numarası yapıyor. Diğerleri de gülerek eğleniyor. Neden böyle yapıyorlar, amaç nedir, verilmek istenen mesaj var mı? Bu soruların hiçbir cevabı yok. Dalga geçilecek, eğlenilecek bir şey kalmadı, sıra namaza geldi.

Öncelikle şunu belirtmek istiyorum. Namaz, dinimizce kutsal bir ibadettir. İslamiyet’in şartı olarak kabul edilir. Dini değerlerin küçümsenmesi, alay edilmesi ve oyun eğlence konusu olması dinimizce kabul edilmeyecek bir olaydır.

“Bu gençler nereye gidiyor?” Bu sorunun cevabını ararken, aklıma Hababam Sınıfından bir sahne geldi. Mahmut Hoca, tüm velileri toplayarak, öğrencilerin zayıf olan karnelerini anne ve babalarına verdiği bir sahne vardı. “Suçlu öğrenci yoktur. Suçlu anne-baba vardır. O yüzden bu karneleri sizlere vermek istiyorum” demişti.

Dinimize, namaza gereken değeri vermedik. Namazı tam anlamıyla kılıp hayatımıza tatbik edemedik, hal böyle olunca çocuklarımıza da öğretemedik.

Evet, gençlerimize namazı sevdiremedik, kıldıramadık. Bari bu ibadetle (dolaylı olarak dinimizle) alay etmelerini, bunu bir oyun eğlence olarak görmelerine engel olalım.

Sağlıcakla kalın.