Müslümanlar kendilerinden beklenen modernleşme sürecini geçmeden doğrudan postmodern dönemin içine düşmüşlerdir.

Bu noktaya gelmesi bir manada bilim, sanat, sanayi ve teknolojik anlamda bir gelişmeyi tamamlamadan gerçekleşmiş olması yeni dönemi Müslümanların bir güç ancak alt yapısı zayıf bir yumuşak güç olarak yapılandırmıştır.

Bir geçiş dönemi olacak ve modern medeniyet içinde geleceği bulunmayan post modern dönemin Müslümanların yükselmesine zemin olması bir manada bir lütfu ilahi olarak görülmelidir.

Bu dönemde batının yüzyıllardır çalıştığı ve önemli bir noktaya getirdiği değerleri hazır olarak bir malzemeye dönüştürmesi Müslümanların hızlı tüketimine hazır hale getirmesiyle yeni değerler kolaylıkla bir görünüm olarak ortaya çıkarılabilecektir.

Postmodern dönem modernizm için bir bozukluk ve başıbozukluk, şaşkınlık, endişe, ne yapacağını bilememezlik; Müslümanlar içinse söyleyecek çok şeyinin olacağı, sağlam argümanlarının kullanılmamış olmasının etkileyiciliği, büyük taze nüfus gücü, dinlenmiş bir aktiflik, İslam’ın büyük itici kuvveti ile Batı'yı ele geçirmesini kolaylaştıracaktır.

Bu ele geçirme batının İslam’ı tanımasıyla hazır malzemelerini daha da açmasını ve kendi medeniyet tecrübesinin kolayca paylaşabilmesini netice verecektir.

Bu nedenle yeni medeniyetin inşası için Müslümanların modern medeniyet sürecini geçirmesi, denenmiş şeyleri tekrar test etmesi gerekli olmayacak; hazır medeniyetin değerlerini gönüllü bir teslim alışla batının elinden alması ile gerçekleşecektir.

Yeniden büyük medeniyeti kuracak, kısa da olsa insanlığa geçici bir baharı yaşatacak yeni zaman bu gelecek zamandır.