Bir insanın maddi olarak bütün isteklerine kavuşması ile huzur ve saadet elde edilemez. Hakiki saadet, ancak manevi âlemlerde ruhen terakki ve tekâmül etmekle mümkün olabilir.

***

Bu zamanda tam anlamıyla istikamet üzere olmak ve bu şekilde emaneti hakiki sahibine iade etmek, çok zor olmakla birlikte her müminin en büyük maksadı olmalıdır. Allah'ın rızasını kazanmış bir şekilde bu dünyaya veda etmek kadar büyük bir şeref olamaz. Bu büyük mazhariyet dışında, başka rızalar peşinde koşan müminler için Rabbimizden tam istikamet temennisinde bulunmalıyız.

***

İnsanın fıtratına kader kalemiyle çok ince ve manidar hikmetler ile yüksek gayeler yazılmıştır.  İnsanlar bu yazıları tahkiki bir iman ve ince bir dikkat ile okuyabilir ve manalarını anlayabilirler. Küfür ve gaflet bu büyük manaları gizler ve okunmaz hale getirir. Böylece insanlar yaratılış gayelerinden uzaklaşırlar.

***

Ana unsurları sabit kalmak kaydıyla, her zamanın farklı ve kendi şartlarına has bir imtihanı vardır. İmtihanın şiddeti ve mükâfatın derecesi de, bu şartlar muvacehesinde elbette farklı olacaktır. Bu çerçevede ahir zamanda yaşayan insanların başına açılan imtihan çok çetin ve çok dehşetlidir. Ahir zamanın müstakim mümini olma şerefini elde edenler, elbette imtihanın şiddetine münasip olan mümtaz ikramlara mazhar olacaklardır.

***

Hak ve hakikat yolunda tavizsiz ve korkusuz bir şekilde ve istikametle hizmet etmek, müminlere her şeyden daha çok yakışan en güzel bir haslettir. Böyle bir şekilde yaşamak ve bu şeref ile İlahi huzura çıkmak, bir müminin sahip olabileceği en büyük paye ve zenginliktir,

***

Büyük bir imtihana tabi olarak gönderildiğimiz bu fani dünya hayatını, ebedi bir cennete basamak yapmak için çok iyi değerlendirmeli, emir ve rıza dairesinde bir hayat yaşamaya çalışmalıyız. Sonsuzluğu kucaklamanın tek yolu, ancak Allah rızasını kazanmakla elde edilebilir.

***

Bizler, verilen nimetlere şükrettiğimiz ölçüde bunlara sahip olmaya devam ederiz. Nimetleri küçümsediğimiz ve şükretmeyi bıraktığımız derecede de onlardan mahrum kalırız. Yaşadıklarımıza ibret ve kader cihetiyle baktığımız zaman, göreceğimiz manzara genellikle bu olacaktır. Mümin her hadiseye ibret nazarıyla bakarak, bunlardan gerekli olan dersleri almasını bilmelidir.

***

Geniş bir çerçeve ve geleceğe dönük bir bakış açısıyla düşünmek ve hazırlanmak; fakat içinde yaşanılan zamanın ve şartların gereği gibi davranmak ve yaşamak gerekir. Gelecek; sabırla ve inançla, yaşanılan zamandan istikbale köprüler kurularak inşa edilebilir.

***

Bu dünyada bir insanın ulaşabileceği en büyük şeref ve kazanabileceği en büyük servet MÜMİN olmaktır. Bunun şükrünü eda etmek için, son nefesimize kadar emir ve rıza dairesinde kalmaya gayret göstermeliyiz.

***

İmtihan için gönderildiğimiz bu dünya hayatını, ihlaslı bir istikamet üzere yaşamak ve bu zorlu yolculuğu bu şekilde tamamlamak, zaman zaman bazı zorlukları barındırıyor olsa bile uhrevi olarak bir insanın elde edebileceği en büyük makam ve saadettir.