İlâhî şifa kaynakları

İlâhî şifa kaynakları

Âlem-i gayb eczahanesinde zerreleri ilim, hikmet ve kudretiyle basirane hareketlendiren Zat-ı Zülcelâl,

canlı mahlukatına hususan da insanlara hazır kuvvet paketleri hazırlayarak nihayet derecede muzdarip ve muhtaç kullarını Rahmaniyetiyle muhafaza etmektedir.

Benliklerine esir olmuş, şükürsüz kullarını koruyup onlara hastalandıklarında şifa veren Rabb-i Rahim’imiz (cc) dünyayı misafir kullarına adeta ilâhî bir darüşşifa halinde tanzim etmiştir.

“Bilmüşahede görüyoruz ki, bütün eşya, hususan zihayat olanların pek çok muhtelif hâcâtı ve pek çok mütenevvi metalîbi vardır. O matlâpları, o hacetleri ummadığı ve bilmediği ve eli yetişmediği yerden münasip ve lâyık bir vakitte onlara veriliyor, imdada yetiştiriliyor. Halbuki, o hadsiz maksutların en küçüğüne o muhtaçların kudreti yetişmez, elleri ulaşmaz. Sen kendine bak: zahirî ve bâtınî hasselerin ve onların levazımatı gibi, elin yetişmediği ne kadar eşyaya muhtaçsın. Bütün zihayatları kendine kıyas et.“1

Bu pencereden baktığımızda maddelerin bir kısmını analiz edebilen insan, hiçbir maddeyi sentezleyip kullanılır hale getiremez. Ancak hazırlanmış ilâhî nimetlerin ambalajını yaparak pazarlamaktadır. H2O kimyasal formülüyle su olduğunu tesbit eder, lâkin bu iki gazı birleştirip içtiğimiz suyu elde edemez. Onun için İlâhî rahmete her zaman muhtacız.

Kâinât eczahanesinde istif edilen sayısız nimetlerin hazinesinden sırasıyla üç değerli ikram-ı İlâhiden bahis açacağız. Bunlar; Zencefil, Zerdeçal ve Zeytindir.

ginger_dreamstime_m_12929505_1024x1024-001.jpg

ZENCEFİL

Bazı cennet taamlarını bizlere Dünyada tattıran Rabbimiz, bunlardan biri olan zencefili de Kur’ân-ı Kerîm’in bazı âyetlerinde bizlere hatırlatmaktadır.

“Orada onlara karışımı Zencefil olan bir kâseden şerbetler içirirler.

Oradaki Selsebil isimli kaynaktan“ (İnsan Sûresi: 17-18)

Ebu Saidi’l Hudri’nin rivayetine göre Hint hükümdarı, Resulullah’a (asm) bir testi dolusu zencefil hediye etmiş, Efendimiz de (asm) ashabına azar azar ikram etmiş, ondan bir miktar da Ebu Saidi’l Hudri’ye vermiştir.”2

Zencefilin kökü baharat olarak en az 4400 yıl öncesinde güneydoğu Asya, Çin ve Hindistan’da kullanıldığı tarihî belgelerde geçmektedir.

Günümüzde tropik iklimli ülkeler ve Amerika’da tarımı geliştirilmiştir.

Önceleri yemeklerde baharat olarak kullanılan zencefil, yapılan ilmi araştımalar sonucu analizleri yapılarak ihtiva ettiği maddeler tesbit edilmiş, tıp dünyasına kazandırılarak insan sağlığı koruma ve tedavisinde önemli yerini almıştır.

“Michigan üniversitesinde yapılan bir dizi araştırma, zencefilin yakın gelecekte kanser tedavisinde de kullanılabileceğini ortaya koydu.

ABD’li uzmanlar, zencefilin yumurtalık kanserinin tedavisinde kullanılabileceğini duyurdu.

Araştırmalarda, toz haldeki zencefil suda eritilerek kanserli hücreye uygulandı.

Zencefilin kanserli hücreyi öldürdüğü ve kanserli hücrelerin kemoterapiye karşı direnç kazanmasını önlediği görüldü.

Kesin etkisinin belirlenmesi için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu vurguladı.“3 diyerek modern tıbbın zencefili gündemine aldığı belirtilerek bazı klinik çalışmalarda etkili sonuçlar alınmaktadır. 

Eczahane-i Rabbani’nin harikalarından olan zencefilin faydalarını aşağıda belirtiyoruz:

“Etkili bir antioksidan olduğundan, kanserden korunma ve tedavisinde, mide ağrıları, ishal, barsak spazmları, hazımsızlık, gaz sıkışmaları, baş ağrısı, baş dönmesi, eklem ağrıları, üst solunum yolu enfeksiyonları, yol tutması, osteoartritte (kemik iltihabı)4 etkili olup, iştah açıcı, bulantı ve kusmaları önler.

Soğuk algınlığında çabuk iyileşmeyi sağlar, bedenî ve zihnî gücü arttırır, dinçlik verir.

15515-001.jpg

Romatizmal ağrıları keser. Karaciğer fonksiyonlarını düzenler. Tansiyon ve kolesterolü düşürür. Uyku bozukluğu ve alzhaimer hastalığında faydalıdır. Unutkanlığı giderir. 

Kullanılışı: bir bardak suya 2 gram zencefil kökü konur, 10 dakika kaynatılır, 10 dakika bekletilir. Günde iki bardak içilebilir. Toz halinde bal veya pekmezle karıştırılır, günde en fazla 4 gram tüketilebilir.

Faydaları saymakla bitmeyen, Rabbimizin harikalar ihtiva eden bu nimetine evlerimizde bulundurduğumuz bitkiler dolabında yer vererek, istifade edip bu ikramlara şükretmeliyiz.

Sonraki yazımız da Zerdeçalı ele alacağız. SAĞLICAKLA KALIN…

Dipnotlar:

1) Sözler Bediüzzaman Said Nursî s: 1066-67 Yeni Asya Neşriyat 2004.
2) Kur’ân-ı Kerîm’de Besinler ve Şifa Prof. Dr. Davut Aydüz s: 87 Işık Yayınları 2011.
3) Şifa Yaprakları Halil Uslu s: 139 Kardelen Yayınları 2013.
4) Hayat Kurtaran 101 Yiyecek Dr. David Grotto s: 371 Martı Yayıncılık.

yeniasya

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.