İlaç kullanmak da kaderdendir, Allah'ın izniyle bazan fayda verir.

İlaç kullanmak da kaderdendir, Allah'ın izniyle bazan fayda verir.

Hadis-i Şerif

Bismillahirrahmanirrahim

îbni Abbas (r.a.) rivayet ediyor. Resulullah (sav) buyurdular ki: "İlaç kullanmak da kaderdendir. Allah'ın izniyle bazan fayda verir."

Açıklama: Cenab-ı Hakkın bir ismi de Safîdir. Rezzak ismi açlığı gerektirdiği gibi Şâfî ismi de hastalığı gerektirir. Kul hasta olacaktır ki Cenab-ı Hak, Şâfî ismiyle onu şifaya kavuştursun.

Ancak, Cenab-ı Hak şifayı çeşitli sebeplere bağlamıştır. "Tedavi olunuz. Derdi yaratan Allah, devayı da yaratmıştır" buyuran Peygamber Efendimiz (a.s.m.) sebeplere sarılmamızı öğütlemiştir. Şifa Allah'tandır. Ama bazan buna bir ilaç vesile olabilmektedir. Öyleyse şifayı Allah'tan bekleyenin doktora, ilaçlara başvurmasının hiçbir sakıncası yoktur. Aksine Resûlullah bunu tavsiye etmektedir.

Fıkıh kitapları tedaviyi kesin, muhtemel, ihtimali az tedaviler olmak üzere üç kısma ayırmışlardır. Bunlardan açlık ânında yemek yeme, susuzlukta su içme gibi bir tedaviye kesin, ilaçla yapılan bazı tedavileri muhtemel tedavîler içerisinde değerlendirmişlerdir. Üçüncü tedavî de okuma gibi faydası yüzde elliden aşağı ihtimali olan tedavilerdir.

Âlimler, "tedavisi kesin olan hastalıkları tedavî farz, terketmek ise haramdır." Tedavî etmesi muhtemel olan şeylere başvurmayı ise faydalı görmüş, terk etmenin ise haram olmadığını belirtmişlerdir. Böyle tedaviler mubahtır, hatta menduptur. Tıbbî tedavilerin bir kısmı bu sınıfa girmektedir.

Bu taksim çerçevesinde bize düşen bir hastalık ânında tecrübeli doktorlara başvurmak, faydası denenmiş ilaçları kullanmak olmalıdır. Eğer Cenab-ı Hak o vesileyle şifa ihsan edecekse şifâyı verir.

Hadiste ilaç kullanmanın da kaderden olduğu bildirilmiştir. Yâni Allah bizim herhangi bir ilaçla iyi olacağımızı takdir etmişse, o ilacı kullandığımızda kaderimize uygun hareket etmiş oluruz. Ancak ilacın illâ iyileştireceğine dair bir garanti yoktur. Allah o ilaca şifayı yerleştirmişse kul şifa bulur.

(Camiussağir - 4287)