Hz. İbrahim'in âli enbiyadır, Hz. Muhammed'in âli evliyadır

Hz. İbrahim'in âli enbiyadır, Hz. Muhammed'in âli evliyadır

Günün Risale-i Nur dersi

Bismillahirrahmanirrahim

Altıncı Şuâ

İkinci Sual: Teşehhüd âhirinde,

اَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ وَعَلٰۤى اٰلِ مُحَمَّدٍ كَمَا صَلَّيْتَ عَلٰۤى اِبْرٰهِيمَ وَعَلٰۤى اٰلِ اِبْرٰهِيمَ 1

deki teşbih, teşbihlerin kaidesine uygun gelmiyor. Çünkü, Muhammed aleyhissalâtü vesselâm, İbrahim aleyhisselâmdan daha ziyade rahmete mazhardır ve daha büyüktür. Bunun sırrı nedir? Hem bu tarzdaki salâvatın teşehhüdde tahsisinin hikmeti nedir? Aynı dua, eski zamandan beri ve bütün namazda tekrar etmeleri... Halbuki bir dua bir defa kabule mazhar olsa yeter. Milyonlarca duaları makbul olan zâtlar musırrâne dua etmesi ve bilhassa o şey vaad-i İlâhîye iktiran etmiş ise... Meselâ عَسٰۤى اَنْ يَبْعَثَكَ رَبُّكَ مَقَامًا مَحْمُودًا 2 Cenâb-ı Hak vaad ettiği halde, her ezan ve kàmetten sonra edilen mervî duada

وَابْعَثْهُ مَقَامًا مَحْمُودًا نِالَّذِى وَعَدْتَهُ 3 deniliyor; bütün ümmet o vaadi îfa etmek için dua ederler. Bunun sırr-ı hikmeti nedir?

Elcevap: Bu sualde üç cihet ve üç suâl var.

Birinci cihet: Hazret-i İbrahim aleyhisselâm, gerçi Hazret-i Muhammed aleyhissalâtü vesselâma yetişmiyor. Fakat onun âli, enbiyadırlar. Muhammed aleyhissalâtü vesselâmın âli, evliyadırlar. Evliya ise, enbiyaya yetişemezler. Âl hakkında olan bu duanın parlak bir sûrette kabul olduğuna delil şudur ki:

Üç yüz elli milyon içinde, Âl-i Muhammed aleyhissalâtü vesselâmdan yalnız iki zâtın, yani Hasan (r.a.) ve Hüseyin'in (r.a.) neslinden gelen evliya ekser-i mutlak hakikat mesleklerinin ve tarikatlarının pîrleri ve mürşidleri onlar olmaları عُلَمَۤاءُ اُمَّتِى كَاَنْبِيَۤاءِ بَنِىِۤ اِسْرَۤائِيلَ 4 hadîsinin mazharları olduklarıdır. Başta Câfer-i Sâdık (r.a.) ve Gavs-ı Âzam (r.a.) ve Şah-ı Nakşibend (r.a.) olarak herbiri, ümmetin bir kısm-ı âzamını tarîk-i hakikate ve hakikat-i İslâmiyete irşad edenler, bu âl hakkındaki duanın makbuliyetinin meyveleridirler.

1) "Allah'ım, İbrahim'e (a.s.) ve İbrahim'in (a.s.) nesline rahmet ettiğin gibi, Muhammed'e (a.s.m.) ve Muhammed'in (a.s.m.) nesline de rahmet et." Buharî, Enbiyâ: 10.
2) "Umulur ki Rabbin, seni övülmüş bir makam olan en büyük şefaat makamına kavuşturur." İsrâ Sûresi, 17:79.
3) "Muhammed'i (a.s.m.) ona va'dettiğin övülmüş bir makam olan şefaat makamına kavuştur." Buharî, Ezân: 8, 17. Sûrenin tefsiri: 11; Tirmizî, Mevâkît: 43; Salât: 42; Ebu Davud, Salât: 37; Nesâî, Ezân: 38; İbni Mâce, Ezân: 4; İkâme: 25; Müsned, 3:354.
4) "Ümmetimin alimleri İsrâiloğullarının peygamberleri gibidir." Bu hadîs, kaynaklarda haber-i meşhur olarak geçmektedir. bk. Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ: 2:64; Tecrîd-i Sarîh Tercemesi: 1:107 (Diyanet İşleri Yayınları)

Bediüzzaman Said Nursi
Şualar