Hür Adam filminin 7 sahnesinde namaz var

Hür Adam filminin 7 sahnesinde namaz var

Yazar Cemil Tokpınar, namazla ilgili çalışmaları ve Hür Adam filminin yansımalarını RisaleHaber’e anlattı…

Röportaj:Dursun Sivri-RisaleHaber

Foto: Esad Sivri

 

Giriş

 

Namaz, İslâm’ın beş şartından en önemlisi. İmandan, düşünceden, zihinden, itikattan fiile, davranışa yansıyan bir ibadet. İnsaniyetin imandan sonra en öncelikli kriteri de denilebilir.

 

Cemil Tokpınar’ın namaz üzerinde günlük gazete yazıları ile başlayan tahşidatı, önem vurgusu sonra kitaplaştı. Kitabın büyük ilgi görmesi aynı konuda himmet, hamiyet sahibi hizmet eden diğer hocaların da harekete geçmesine vesile oldu. Sonra ortak bir kampanya düşünceleri derken “Namaz Gönüllüleri Platformu” meydana geldi. İyi bir kamuoyu oluşturmayı başardılar. Bu sayede namaz kılanların sayılarında belirgin bir artış olduğu gerçek..

.

Kendileri ile hem namaz kampanyalarını, hem de namaz ibadetine vurgunun dikkati çektiği “Hür Adam” filmi ve namaz konusunu konuştuk.

 

“Sabah Namazına Nasıl Kalkılır?” kitabınızla yapılan tanıtım kampanyalarından sonra başlayan “Namaz Gönüllüleri Platformu” projesi nasıl doğdu?

 

Namaz, çok önemli bir ibadet olduğu ve Türkiye’de de çok ihmal edildiği için duyarlı hocalarımız,”Neler yapabiliriz?” düşüncesinden hareketle farklı zamanlarda birçok kitaplar yazmışlar. Bunların içinde 1991 de yazılan Abdullah Yıldız Hocanın “Namaz: Bir Tevhid Eylemi”, Vehbi Karakaş Hocanın “Niçin namaz?”  kitapları ilklerden. Farklı zamanlarda yayınlanan Mehmet Göktaş, Kerim Buladı Hocalarımızın kitapları da var.

 

Sonra bizim, “Sabah Namazına Nasıl Kalkılır?” kitabımız çıkınca şöyle bir şey oldu: Milletin içinde namaz kılma arzusu var ama kılmıyor. Önem ve kıymetini tam anlayamıyor. Kitap okuyan insanlarda hangi hocanın eseri olursa olsun namaz kılma oranında artış oluyor. Namaza başlayanlar memnuniyetini, mutluluklarını, mektuplarla, maillerle bildiriyor. Bizim kitap 2002’de çıktı. 2004-2005’e gelindiğinde 65. baskı yapılmış. Mektup ve maillerden aldığımız bilgilere göre namaza başlayanlar olmuş. Nesil Yayınları olarak 2005 yılında “Namaz Seferberliği” adında bir kampanya başlattık. Bu kampanya geniş bir kesim tarafından hizmet aşkıyla çok benimsendi. Sponsorlar “Sabah Namazına Nasıl Kalkılır?” kitabını çok sayıda alıp dağıttılar. Yayınevinin tanıtım kampanyası çok etkili oldu. Şu ana kadar bir milyon sekiz yüz elli bin adet kitap dağıtımı ve satışı yapıldığını biliyoruz.

cemil_tokpinar_haberici.jpg

 

Ne gibi etkinlikler düzenlendi?

 

Bu kampanyanın odağında “Sabah Namazına Nasıl kalkılır?” kitabı var.

Konferanslar vermek, radyo televizyon programlarında namazı anlatmak, internet ortamında namaz konusunu işlemek, kitabımızın tamamını şifresiz olarak internette web sitelerine koymak, vaazlar vermek, kitap dağıtım kampanyaları organize etmek vb. çalışmalar başlatıldı.

 

RİSALE-İ NUR’DAKİ NAMAZ BAHİSLERİ ÇOK ETKİLİ

 

Bu kampanyalarda Risale-i Nur’un namazla ilgili konuları, öğretileri stratejilerinizde yer alıyor muydu?

 

Mutlaka. Biz Elhamdülillah çocukluğumuzdan beri Risale-i Nur’u okuduğumuz için, Risale-i Nur’daki namaz bahisleri, namazla ilgili ayetlerin tefsirleri çok etkili dersler.

Sonra Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) hadisleri, sünnet-i seniyyelerinden çıkardığımız örnek uygulamaları, bu konuya şevkle atılmamıza vesile oldu.

Bu kampanyanın yankıları çok güzel oldu. Bizim ferdî olarak başlattığımız kampanyadan 6 ay sonra, namaz için yüreği yanan hocalarımızla buluşmaya başladık.

 

Yıl 2006’nın Şubat’ı. Yaptığımız istişare toplantılarında; “bu kampanyayı daha etkin nasıl yapabiliriz?” diye müzakerelerin sonunda Ağustos 2006 da ortak bir basın açıklaması yapma kararı aldık.

 

100 civarında, gazeteci, yazar, bilim adamı birlikte bir deklarasyon yayınladık.

Milleti namaza davet ettik.

 

Bu deklarasyona imza atanlar arasında kamuoyunun yakından tanıdığı, Hayrettin Karaman, Senai Demirci, Vehbi Vakkasoğlu, Abdurrahman Dilipak, Ali Bulaç, Ahmed Şahin gibi birçok isim yer alıyor.

 

Namaz Gönüllüleri Platformuna üye olabilmenin şartı nedir? Nasıl üye olunabilir?

 

İnternetteki web sitesinde üye giriş penceresini tıklayınca, “aslında bütün mü’minler namaz gönüllüsüdür” diye başlar. Resmi bir prosedürü yoktur.

 

Görev olarak yapılması gereken işleri yok mu?

 

Sorumluluk olarak eliyle, diliyle vb. namaza dair gayret göstermek.

 

Görev olarak memleketin her yöresinde eş zamanlı faaliyetler yapılabilir mi?

 

Mutlaka yapılabilir. Üzerinde durduğumuz ve olumlu sonuçlar aldığımız, büyük salonlarda düzenlenen namaz panelleridir. Bu panellerde en az üç hoca, namazın farklı yönlerini anlatıyorlar. Şimdi namaz vakti girdi. Namazı kılıp gelelim.

(Not: İkindi namazı vakti girmişti. Namazı kılıp geldik ve devam ettik)

cemil_tokpinar_haberici1.jpg

 

HÜR ADAM FİLMİNİN 7 SAHNESİNDE NAMAZ VAR

 

Bediüzzaman’ın namaza verdiği önem “Hür adam” filminde de özellikle vurgulanmış. Filmi mutlaka izlemişsinizdir. Namazla ilgili sahnelerden bahseder misiniz?

 

Hür Adam filmini altı defa izledim. Hatta arkadaşlarımızla bulunduğumuz semtte özel programlar yapıp sponsor desteğiyle bin kişinin izlemesine vesile olduk. Filmin birçok mesajı var. Bunlardan birisi namaz. Filmde yedi yerde namaz sahnesi var:

 

Birisi, Üstad Hazretlerinin Ruslar’a esir düştüğünde verilen idam cezası tebliğ edildiğinde kıldığı namaz.

 

İkincisi Eğirdir gölünde Barla’ya götürülürken kayıkta kıldığı namaz.

 

Üçüncüsü Emirdağ’da cami kapısı kilitli olduğu için “Yeryüzü bir mesciddir” deyip seccadesini serip kıldığı namaz.

 

Dördüncüsü, mahkemede ezan sesi gelince “Ben namaz kılacağım” demesi. “Kaza edersin” diyen savcıya, “Biz burada namazın hukukunu müdafaa için varız, başka suçumuz yoktur” demesi.

 

Beşincisi, Binbaşı Asım Bey’in “Allah’ım canımı al” şeklindeki duası öncesinde kıldığı namaz.

 

Altıncısı, Barla’da mescidde içerde ezan okunup namaz kılınan sahne…

 

Yedincisi, hapishanede, Şamlı Hafız Mehmed’in imam olup cemaatle namaz kılıp tesbihat yaptıkları sahne.

 

Bu sahnelerden sadece birisi için bile film çekilseydi, Hür Adam filmi görevini yerine getirmiş sayılırdı. Çünkü Hür Adam filminde mesaj sayılabilecek birçok temel konu var. Bunlardan birisi de namaz konusudur.

 

Nedir diğer konular?

 

Üstad Hazretlerinin şefkat ve merhameti, iyilikseverliği var… İnsanlara, hayvanlara, hatta bitkilere karşı iyilikseverliği, “Merhaba Çınar kardaş!..” sözü, bir lüks, bir fantezi değil, Üstadın kendi hayatında yaşadığı bir vakıadır. Yemek yediği özel tahta kaşığa, “Bu benim 30 yıllık arkadaşım” diyen bir Üstad’tır o.

 

Sonra, Üstadımızın metaneti, dik duruşu ayrı bir mesaj. Çekilen çileler, hapisler, işkenceler… Mahkemelerdeki savunmalar yine ayrı bir mesaj konusudur.

 

Namaz vurgusunun özellikle yer aldığı için biz “Namaz Gönüllüleri Platformu” olarak filmin gösterime girdiği ilk günlerde bir açıklama yaptık. Bu basında ve RisaleHaber’de yayınlandı.

 

Şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Hür Adam filmi Türk sinemasında bir inkılâp yapmıştır. Bilindiği gibi bizim yerli filmlerimizde bolca cenaze namazı sahneleri gösterilir. Başka bir şekilde namaz sahnesi varsa; ya hafife almak için veya dalga geçmek için konulduğu izlenimi veriyordu.

 

Biz de Hür Adam filminin yapımında, çekiminde namaz vurgusunu iyi ve doğru işlediği için tebrik ettik. Gerçeği de odur zaten.

 

Hür Adam filmi değerlendirildiği zaman bu alanda ilk olduğu görülür. Çok masraf yapılmış, çok emek verilmiş, gerçekten profesyonel bir eser ortaya konulmuştur. O bir klasiktir. Şu an için klasiktir. Birçok insan tekrar tekrar izliyor. Ben şahsen 6 defa izledim. Demek ki, orada dikkati çeken mânâ tekrar izlenme ihtiyacı hâsıl ediyor.

“Hür Adam” milyonlarca insanın dikkatini çekti. Google’a girip “Hür Adam” yazdığım zaman bazen altı milyon sonuç çıktığını gördüm.

 

Hür Adam filmi için biz Nur Vakfı olarak kendi çapımızda kampanyalar yaptık Başakşehir’de. Öğrenci, öğretmen, yetim, fakir insanların seyretmeleri için sponsorlar bulduk. Bazı sponsorlar 100 bilet bedelini karşılıyorlardı.

cemil_tokpinar_haberici2.jpg

 

Nasıl geri bildirimler aldınız?

 

Çok güzel geri bildirimler aldık. Oğlum 18 yaşında. Ancak “Şimdi Üstadı tanıdım” dedi. Hâlbuki çocukluktan beri Risale okuyor, derslere gidiyor. Dedi ki, “Çekilen sıkıntıların bu seviyede olduğunu tam anlayamıyorduk. İlmelyakîn olan bilgim aynelyakîn oldu.”

 

Her izleyip çıkan “Allah Razı Olsun” diyor. Bu filme sadece Risale-i Nur hizmeti içinde olan cemaatler değil umum ehl-i iman daha fazla sahip çıkmalıydı.

 

Cumhuriyetin ilk yılında yapılan inkılâplar milletin isteği ile yapıldığı gibi yanlış bir kanaati tashih ediyor bu film. Milletin isteği ile değil, jakoben zihniyetin, baskı, zulüm, hapis, dışlama gibi çok çeşitli baskıcı uygulamaları ile yapılmış olduğu anlaşılıyor. Bunları bilmek her mü’minin şuuru için gereklidir.

 

Ezanın, Kur’an okumanın, öğrenmenin, öğretmenin hatta Türk müziğinin yasaklandığı, zorla şapka giydirildiği gibi birçok uygulamanın belgeseli gibi.

Böyle bir esere ister cemaatler olarak ister bütün mü’minler olarak yeteri derecede sahip çıkılmadığı kanaatindeyim.

 

Sert eleştirileri ile bilinen Ali Murat Güven filmi göklere çıkarıyor. Keza Atilla Dorsay, ciddi bir eleştiri yapmadığı gibi “Bediüzzaman’ın hayatını çekmek için 160 dakika değil bin 600 dakika gerekir” dedi.

 

Açıklamalarınız ve çalışmalarınız için teşekkür ederiz.

 

Ben de teşekkür ederim. Ayrıca RisaleHaber.com’da emeği geçen herkesi tebrik ederim. RisaleHaber sitesine her gün girer, mutlaka okurum. Risale-i Nur hizmetinin, Nur Talebelerinin gözü kulağı gibi yayın yapıyor. Çok halis, müstakim, birleştirici ve kucaklayıcı bir yapısı var. Allah razı olsun.