Hulusi'den Bediüzzaman'a: Kur'ân-ı Hakîmin tilmizlerinin aldanmamaları için altı esası ders veriyorsunuz

Hulusi'den Bediüzzaman'a: Kur'ân-ı Hakîmin tilmizlerinin aldanmamaları için altı esası ders veriyorsunuz

Bu nurlu eserler hem okşamak, hem korkutmak gibi iki zıt tesiri hâizdir

(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin BARLA LAHİKASI adlı eserinden bölümler.)

Hulûsi Beyin bir fıkrasıdır.

Yirmi Dokuzuncu Mektubun Altıncı Kısmını pederim, Fethi Bey, Hoca Abdurrahman ve diğer bir zât hazır iken, geçen Cuma okudum. Ben birkaç defa sırf kendi hesabıma mütalâa ettim. Okuyacak ve okunması icap edecek mahdut zevâtın da inşaallah istifadesine çalışacağım. 

Bu nurlu eserler hem okşamak, hem korkutmak gibi iki zıt tesiri hâizdir. İnsanlara bu iki vasıtadan birinin müessir olacağı da şüphesizdir. İşte bu hakikati göz önünde bulunduran şerâit-i imandaki esaslara müşabih bir tarzda, Kur'ân-ı Hakîmin tilmizlerini ve hâdimlerini hakikaten ikaz ediyor ve aldanmamaları için altı esası kendilerine bihakkın ders veriyorsunuz:

1. Hubb-u câh yerine, Allah'a imanın bir mânâsı olan rızâ-i İlâhî'yi;

2. Havf ve vehim yerine kadere imanı;

3. Hırs ve tamah yerine اِنَّ اللهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ الْمَتِينُ 1 âyet-i celilesi delâletiyle Kur'ân'a, kütüb-ü İlâhiyeye imanı;

4. Menfî milliyetçilik hissi yerine, bütün cin ve inse mürsel Nebiyy-i Efham (Sallâllahu Teâlâ Aleyhi ve Sellem) Efendimiz Hazretlerinin mesleğini, 2 اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ ve وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللهِ جَمِيعًا وَلاَ تَفَرَّقُوا 3 gibi âyât-ı mübarekeyi derhatır ettirmek suretiyle Peygamberlere imanı;

5. Enâniyet yerine acze, noksanımızı itiraf ve Kur'ân'ın tereşşuhatının neşr ve muhafazası bâbında hissemize düşen hizmeti yapmak ve hizmetle mükellef olduğumuzu bilerek neticeyi hesaplamamak, yani bir nevi beşeriyetten çıkmak, kütüp ve suhuf-u enbiyayı inzâle vasıta olan melâikeye benzemek suretiyle meleklere imanı;

6. Tembellik ve tenperverlik yerine vazifedarlık, kudsî ve her saati birgün ibadet hükmüne geçecek kıymette olduğuna şüphe edilmemek lâzım gelen Kur'ânî hizmetine vakit bırakmayacak hallere karşı, bu hizmetin ulviyetini düşünerek, elden çıkmazdan evvel gözü dört açmayı, yani ölmezden evvel hayatın kadrini bilmek gibi, kat'î bir lisanla âhirete imanı delâleten, remzen, işâreten, sarahaten ders veriyorsunuz ve ikaz lütfunda bulunuyorsunuz.

Allahü Zülcelâl Hazretleri sizden ebeden razı olsun ve ümmet-i merhume-i Muhammediyeyi dalâletten kurtarmak ve şahrâh-ı Kur'ân'a delâlet eylemek hususundaki ihlâslı mücahede ve hizmetinizde dâim ve muvaffak buyursun. Âmin.

بِحُرْمَةِ سَيِّدِ الْمُرْسَلِينَ وَبِحُرْمَةِ الْقُرْاٰنِ الْمُبِينِ 4

1) "Şüphesiz ki rızık veren, mutlak kudret ve kuvvet sahibi olan Allah'tır." Zâriyât Sûresi, 51:58.
2) "Mü'minler ancak kardeştirler." Hucûrât Sûresi, 48:10.
3) "Allah'ın dinine ve Kur'ân'a hep birlikte sım sıkı sarılın; ayrılığa düşüp dağılmayın." Âl-i İmran Sûresi, 3:103.
4) Peygamberlerin Efendisi hürmetine ve Kur'ân-ı Mübîn hürmetine.

Hulûsi