Hayatın nasıl yaşanması gerektiğinin kuralları, ancak hayatı veren ve hayatın devamı için bütün şartları hazırlayan Rabbimiz tarafından konabilir. Hayatın yaradılışında fail olamayan, müdahil olamaz.

***

Hayatımızın her anında, insi ve cinni şeytanların hile ve tuzaklarına karşı mümin feraseti ve basireti ile davranmaya gayret göstermeliyiz. Takva ve amel-i saliha zırhlarına bürünerek, Rahim ve Kerim olan Rabbimizin inayetine iltica etmeliyiz.

***

Her mümin, hakkın ve hakikatin hatırını daima üstün tutmalı; hakkın hatırını siyasi, maddi ve şahsi hiç bir hatıra feda etmemelidir. Gerçek hakperestler, gerekirse hayatlarını ve bütün varlıklarını hakka feda etmekten asla geri duramazlar. Bütün varlıkları ile ve dört elle bu dünyaya sarılanlardan, bu hakikati anlamalarını beklemek abesle iştigaldir.

***

İniş ve çıkışlarla dolu bir hayatı yaşarken, lezzet veya meşakkatlere gereğinden fazla takılmadan yolumuza devam etmeliyiz. Rabbimizin takdir ettiği kadar yaşayacak ve hayallerimizi O'nun takdir ettiği kadar gerçekleştireceğiz. Gayret gösterecek, fakat başarısızlıklarda asla hezimet duygusu yaşamayacağız.

***

İslâm’a hakkıyla hizmet etmek için bütün ön yargılardan, grup ve kişisel menfaat kaygılarından tamamen azade olmak gerekir. Aksi takdirde yapılacak hizmetin tam anlamıyla "İhlâslı" olduğunu hiç kimse iddia edemez.

***

Dava aşkı ve mücadele şuuru olmayan insanlar için hayatın hiç bir anlamı yoktur. Ancak uğrunda yaşanmaya değer bir ideali olan insanlar için hayat güzeldir ve bir anlam taşır.

***

Öfke, husumet ve kıskançlık ile yola çıkanların; kendilerini "dava adamı", çıktıkları yolu "dava" olarak adlandırmalarının bir anlamı ve kıymeti yoktur. Bu tür insanların muvaffak olmaları da mümkün değildir.

***

Rabbimizin bize takdir ettiği bu dünya hayatını yaşarken, karşılaştığımız herhangi bir olaya veya başımıza gelen bir musibete hak ettiğinden daha fazla önem vermemeliyiz. Musibetlerin zahiri sebeplerine takılmamalı, nazarlarımızı perde gerisindeki hikmetlerine yoğunlaştırmalı ve bunları anlamaya çalışmalıyız.

***

Bizler şevksizlik ve isteksizlik girdaplarına atarak başarısız kılmak isteyen, başarılı olmamızı istemeyen kişiler ile nefis ve şeytana karşı kulaklarımızı tıkamalı ve yolumuza azim ve inanç ile devam etmeliyiz. Negatif ve şevk kırıcı sözlere karşı sağır olmak elzemdir. Yoksa hiç bir hedefe ulaşamayız.

***

Gerçek ve samimi olan dost, dünyanın hiçbir maddi varlığı ve menfaati ile kıyas edilemez. Fena ve fani olan, ilişkilerin menfaat üzerinde kurulduğu bu kararsız dünya hayatında, gerçek dostluk nadir bulunan, bulunduğu zaman da tadına doyulamayan dostluktur.