Güzel şiirleri

Güzel farklı şekillerde görülmüş, algılanmış ve söylenmiş edebiyatımızda. Onlardan bazıları şöyle.
 
Yıldızlardan  Mutlak Güzele / Bediüzzaman’ın şiiri

Dinle de yıldızları, şu hutbe-i şîrînine;
Nâme-i nurîn-i hikmet, bak ne takrîr eylemiş.
Hep beraber nutka gelmiş, hak lisaniyle derler
"bir kadîr-i zülcelâlin haşmet-i sultanına
Birer bürhan-ı nur-efşanız, biz vücûd-u sânia
Hem vahdete, hem kudrete şâhidleriz biz..."
Şu zeminin yüzünü yaldızlıyan
Nâzenin mu'cizatı çün melek seyranına.
Şu semanın arza bakan, cennete dikkat eden,
Binler müdakkik gözleriz biz.
Tûba-i hilkatten semavat şıkkına.
Hep kehkeşân ağsânına.
Bir cemîl-i zülcelâlin dest-i hikmetiyle takılmış
Pek güzel meyveleriz biz.
Şu semavat ehline; birer mescid-i seyyar,
Birer hâne-i devvar, birer ulvî âşiyâne,
Birer misbah-ı nevvar, birer gemi-i cebbar,
Birer tayyareleriz biz...
Bir kadîr-i zülkemâlin, bir hakîm-i zülcelâlin;
Birer mu'cize-i kudret, birer hârika-i san'at-ı hâlikane,
Birer nâdire-i hikmet, birer dâhiye-i hilkat,
Birer nur âlemiyiz biz...
Böyle yüzbin dil ile, yüzbin bürhan gösteririz,
İşittiririz insan olan insana.
Kör olası dinsiz gözü, görmez oldu yüzümüzü,
Hem işitmez sözümüzü, hak söyleyen âyetleriz biz r30;
Sikkemiz bir, turramız bir, rabbimize müsebbihiz, zikrederiz abîdâne.
Kehkeşanın halka-i kübrâsına mensub birer meczublarız biz!..."
 
Bediüzzaman Said Nursi

***
Söyle sevda içinde türkümüzü

Söyle sevda içinde türkümüzü,
Aç bembeyaz bir yelken.
Neden herkes güzel olmaz,
Yaşamak bu kadar güzelken?
insan dallarla, bulutlarla bir,
Aynı maviliklerden geçmiştir,
İnsan nasıl ölebilir,
Yaşamak bu kadar güzelken?

Fazıl Hüsnü Dağlarca

*** 
 
Ne kadar güzel

Çayın rengi ne kadar güzel,
Sabah sabah,
Açık havada!
Hava ne kadar güzel!
Oğlan çocuk ne kadar güzel!
Çay ne kadar güzel!
 
(Garip)

***
 
Güzel havalar

Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada âşık oldum;
Eve ekmekle tuz götürmeyi
Böyle havalarda unuttum;
Şiir yazma hastalığım
Hep böyle havalarda nüksetti;
Beni bu güzel havalar mahvetti.
 
Orhan Veli Kanık

***
 
Güzel ile faydalı
 
Ben arıya arı demem
Arının balı olmalı
Ben güzele  güzel demem
Güzel faydalı olmalı
Güzel dediğin  işe yaramalı
Kadın mı? Hamur yoğurmalı
Çocuk doğurmalı
Ağaç mı?  Meyve   vermeli
Çiçek mi? Kokmalı
Bayramdan bayrama neyleyim güzeli
Güzel dediğin her Allah’ın günü
Yanı başımızda olmalı
Yağmur misali hem gözümüze, hem gönlümüze
Hem toprağımıza yağmalı
Güzel dediğin  yağmur misali hepimizin olmalı
 
Bedri Rahmi Eyuboğlu

***

Güzel

Kadın vurmuş maltıza tencereyi
Fasülye pişiriyordu
Adam düşünüyordu
Altmış beş fasulye diyordu
Yirmi beş de soğan
Doksan
İki yüz de yağ
Etti mi sana iki yüz doksan
Yaaa
Adam düşünüyordu
Bir kundura almalı diyordu
Hayrı kalmadı  bunların
Su alıyor bunlar diyordu
Nasıl etsem diyordu
Çocuk zıpzıp oynuyordu
Kedi sıçan tutuyordu
Kedinin tuttuğu sıçan
Ecel terleri döküyordu
Fasulyeler helme dökülüyordu
Çocuğun zıpzıpları
Kilimin sarısından mavisine
Mavisinden alına geçiyordu
Yoldan adamlar geçiyordu
Adamların kafasından hayaller geçiyordu
Kiminin han hamam geçiyordu
Soğan ekmek kiminin
Gökten  bulutlar geçiyordu
Gök mavisi  titriyordu  bulutların ötesinde
Güzel güzel

Oktay Rıfat

***
 
Güzelsin
 
Güzelsin cennetin en ruhperver nevnihalinden,
Güzelsin mahın en sevdalı, en parlak cemalinden,
Güzelsin, ben bütün hubana küsmüşken seni sevdim…
Güzelsin gönlümü dünyaya karşı infialinden!
Mübarek iffetin oldukça lami pak çehrende,
Güzelsin en musaffa gökte şemsin iştialinden;
Güzelsin, sevdiğinden ayrılan bur huri-yi mahzun
Seni görmüş de vermiş hüsnüne revnak melalinden,
Tebessüm eyledikçe nur-ı sevda çeşm-i safında
Güzelsin zührenin parlak yüzünden, mest halinden!
Güzelsin ruha tesir eyliyor aşkın müebbettir
Sakın endişe etme ben ölürsem de zevalinden
Hicab oldukca arız ruyuna ey gınce-yi ismet
Güzelsin maşrık-i gül -çehrenin hurşid-i alinden
Güzelsin gönlümün sevdası güldükçe cemalinde
Münevver bir gül-i firdevsin ilahi mealinden
Zeminden iğrenip hiddetle baktıkça semavata
Güzelsin şairin fikrindeki ulvi hayalinden
Güzelsin nimmestur eyleyince çehre-yi safın
Şafakta lami olmuş mah-ı tabanın hilalinden;
Güzelsin her güzelden hasılı ey yar amma sen
Bilinmez hal ü şanın gönlümün  mahzun mekalinden

Ali Ekrem

*** 
Ne Güzel Şey

Yıldızlı semalardaki haşmet ne güzel şey
Mehtaba dalıp yar ile sohbet ne güzel   şey
Dünyamızın üstünde bütün ruhlar uyurken
Yıldızların  altında ibadet ne güzel şey
Fani ve adavetlerle mahşer bu cihanda
Bir bitmeyecek aşk u muhabbet ne güzel şey
Dünyada senin aşıkın olmak ne saadet
Allah ile haşa bu rekabet ne güzel şey
Lütfen bana güldün, güzelim, mültefit oldun
İcab-ı necabet bu.. necabet ne güzel şey
Ey hilkatin emsali yok ibda-ı kemali
Senden bana bir zerre inayet ne güzel şey
Hüsnündeki ma’na-yı  semavi ne ilahi
Aşkımdaki reng-i ebediyet ne güzel şey

Faik Ali

***

Bugün Hava Güzel

Bugün hava güzel
Bugün içim içime sığmıyor
Anmemden mektup aldım
Memlekette gibiyim
Allah’a çok şükür karnım tok;
Elimi uzatsam  kahve fincanı  dudaklarımdadır.
Kuşlar kaçmıyor benden
Bir güvercin kanadında okşuyorum
Göklerin maviliğini
Serçelerin cıvıltısıyle
Siniyor içime
Ağaçların yeşilliği
Bulutların ipek gölgesi
Çocukların yüzünde  hışırdıyor
Çember çeviriyorum çocuklarla beraber
Elime çember almadan
Düşüncelerimi nura garkeden  güneşe sor,
Bir nisan rüzgarı da şehadet eder,
Bütün insanları  kardeş biliyorum
Cümlenin sağlığına duacıyım
Şayet ölürsem
Helalaşmağa vakit kalmadan
Hatırdan  çıkarmayın beni ;
Dünyaya benden  selam olsun,
Her nefes  alıp  verişiniz.

Cahit Sıtkı Tarancı

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum