Göğün insanları bürüyecek apaçık bir duhân, duman getireceği günü gözetle!

Göğün insanları bürüyecek apaçık bir duhân, duman getireceği günü gözetle!

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Duhan Sûresi 7-16. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

Rahmân, Rahîm olan Allah'ın ismiyle

7-Eğer kat‘î olarak îmân eden kimseler iseniz (bilin ki Allah), göklerin ve yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir.

8-O’ndan başka ilâh yoktur; (ancak O,) hayat verir ve öldürür. Sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbi (O)dur.

9-Hayır! Onlar, şübhe içinde (eğlenip) oynuyorlar.

10, 11-O hâlde, göğün insanları bürüyecek apaçık bir duhân (bir duman) getireceği günü gözetle! Bu (pek) elemli bir azabdır.(*)

12-(O zaman insanlar:) “Rabbimiz! Bizden bu azâbı aç (kaldır); (artık) şübhesiz biz inanan kimseleriz” (derler).

13-Nerede onlarda ibret almak? Hâlbuki kendilerine gerçekten apaçık beyân eden bir peygamber gelmişti.

14-Sonra ondan yüz çevirdiler ve: “(Bu) öğretilmiş bir mecnun!” demişlerdi.

15-Şübhesiz ki biz, (sizden) azâbı biraz açı(verip kaldırı)cılarız; (ama) siz gerçekten yine (küfre) dönecek olan kimselersiniz.

16-(Fakat) o pek büyük şiddetli tutuşla (kendilerini) yakalayacağımız gün, muhakkak biz, (onlardan) intikam alıcılarız.

(*) Rivâyetlere göre bu duman, kıyâmet yaklaştığı sırada, doğu ile batı ve yer ile gök arasını kaplayacak olan bir duman olup, kıyâmet alâmetlerindendir. İbn-i Mes‘ûd (ra)’dan bir rivâyette ise, şöyle denmiştir: “Kureyş şirk üzere kalmakta ısrâr edip Resûlüllah (asm)’a karşı isyânlarını ortaya koydukları vakit Hz. Peygamber (asm), Yûsuf (as)’ın zamanındaki kıtlık yıllarına ma‘ruz kalmaları husûsunda onlara bedduâ etti. Bunun üzerine öyle bir kıtlık ve meşakkate uğradılar ki, kemik yemek mecburiyetinde kaldılar. İçlerinden biri göğe bakardı da hâlsizlikten kendisi ile gök arasında duman tabakası gibi bir şey görürdü.” Âyet buna işâret etmektedir. (Celâleyn Şerhi, c. 7, 119)