Gaybı hakkıyla bilen O’dur hem gaybına hiç kimseyi muttali kılmaz

Gaybı hakkıyla bilen O’dur hem gaybına hiç kimseyi muttali kılmaz

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Cin Sûresi 25-28. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

25-(Ey Resûlüm!) De ki: “Tehdîd olunageldiğiniz (o azab) bilmiyorum yakın mıdır, yoksa Rabbim ona uzun bir süre mi ta‘yîn eder?”

26-(Bütün) gaybı hakkıyla bilen (O’)dur; hem gaybına hiç kimseyi muttali‘ kılmaz.

27-Ancak peygamber(lerin)den (gaybın bir kısmını bildirmeye) râzı olduğu kimseler müstesnâdır; (*) çünki O (Allah), onun (o peygamberin) önünden ve arkasından gözetleyici (melek)ler gönderir.

28-Tâ ki (o peygamberlerin), Rablerinin gönderdiklerini hakkıyla teblîğ ettiklerini ortaya çıkarsın; çünki Allah, onların yanında bulunan (her)şeyi (ilmi ile) kuşatmış ve herşeyi bir bir kaydetmiştir.

(*)“Resûl-i Ekrem (asm), لَايَعْلَمُ الْغَيْبَ اِلَّااللّٰهُ [Gaybı ancak Allah bilir] sırrınca kendi kendine gaybı (insanlara gizli olan şeyleri) bilmezdi; belki Cenâb-ı Hakk ona bildirirdi, o da (öylece bilir ve) bildirirdi. Cenâb-ı Hakk, hem Hakîmdir (her işi hikmetlidir), hem Rahîmdir (sonsuz merhamet sâhibidir). Hikmet ve rahmeti ise, umûr-ı gaybiyeden (bilinmeyen işlerden) çoğunun setrini (gizlenmesini) iktizâ ediyor (gerektiriyor), mübhem (kapalı) kalmasını istiyor. Çünki şu dünyada insanın hoşuna gitmeyen şeyler daha çoktur. Vukūundan (olmasından) evvel onları bilmek elîmdir (elem verir).” (Zülfikār, 19. Mektûb, 9)