Fransa'da üç haftadır devam eden gösterilerde Paris sokaklarından alevler yükselirken onlarca işyeri hasar gördü.

Akaryakıt depolarının abluka altına alındığı olaylarda Fransız ekonomisine önemli bir girdi sağlayan Eyfel Kulesi bile ziyarete kapatıldı.

Genellikle orta sınıfa mensup "Sarı Yelekliler" olarak bilinen protestocular, herhangi bir siyasi parti ya da sendikaya bağlı olarak hareket etmiyor.

Macron daha önce de tepki çekmişti

İlk olarak 17 Kasım'da, ardından da geçen cumartesi günü Fransa genelinde on binlerce kişinin katılımıyla hükumet karşı protestolar düzenlendi.

İlk hafta ek vergiler yüzünden yaşanan akaryakıt zammı nedeniyle ambulans şoförleri başta olmak üzere birçok sektörden çalışanlar eylem başlatmış, yol kapatma eylemleri geniş kitleler tarafından desteklenmişti.  

Yaşanan olaylar Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'u zor durumda bıraktı. Aslında siyasetin içinden gelmeyen Macron için çalışanların bu gösterileri bir ilk değil.

Macron, Rothschild ailesinin bankalarında üst düzey yöneticilik yaparken, François Hollande'ın cumhurbaşkanı olduğu dönemde dışarıdan atanarak Ekonomi Bakanlığı yaptı.

2016 yılında iş yasasında, işverenler lehine yaptığı düzenleme yüzünden çalışan kesimlerin tepkisini çekti.

"Macron yasası" olarak adlandırılan bu düzenleme yüzünden binlerce işçi sokaklara dökülmüştü.

Çalışan kesimle yıldızı hiç barışmadı

Emmanuel Macron, 2017'deki seçimler öncesi, bu kez kendisini bakan yapan François Hollande'a karşı bayrak açtı.

Macron'un adaylığı, Sosyalist Parti kurmayları tarafından ihanet olarak yorumlandı.

Ama 39 yaşındaki genç lider, "Yürüyüş" adını verdiği siyasi hareketiyle, aşırı sağa karşı kurulan güç birliğinden de yararlanarak seçimlerden zaferle çıktı.

Elysee Sarayı'nın yeni sahibi Macron ile çalışan kesimin yıldızı seçimlerin ardından da hiç barışmadı.

Fransız Cumhurbaşkanı, işçi sendikaları tarafından "küresel sermayenin adamı" olarak görülen bir siyasi figür.

Fransa'daki son gösterilerde "Macron istifa" sloganları atan protestocular, hükumetin sadece ticari işletmeleri düşündüğünü ve halkın sorunlarını görmezden geldiğini savunuyor. 

Fransız polisinin şiddetine karşı Batı sessizliğini koruyor

Macron'un bir sermaye grubunun adayı olarak ortaya çıkarıldığını söyleyen Eski Avrupa Parlamentosu Milletvekili Ozan Ceyhun, "Yorulmuş bir Hollande'ın arkasından gelerek ne sosyalist ne de hristiyan demokrat olarak ortaya çıkan bir adaydı ve Fransız halkına büyük vaatlerde bulundu" dedi.

Ülkede yaşanan ekonomik krizle birlikte son akaryakıt zamları, Paris sokaklarını savaş alanına çeviren olayların fitilini ateşledi.

Çiftçiler ve emeklilerin bir süredir düzenlediği eylemler, yaşanan son hadiselerle birlikte şiddet olaylarına dönüştü.

Protestoların benzin zammı diye başlayıp geniş yığınlara yayıldığını söyleyen Ceyhun, şu açıklamalarda bulundu:

"Artık protestolar sadece benzin zammına değil. Macron'un hem iç hem dış politikalarına geniş kitlelerin tepkisi var. Paris'te gündeme gelen konular Avrupa Birliği için utanç verici."

İlk haftaki olayların 3 gün sonrasında parlamentoya sarı yelek giyerek gelen milletvekili Jan Lasal, meclis tarafından cezaya çarptırıldı.

Gösteriler Fransa'yı siyasi ve ekonomik açıdan etkiledi

Macron hem mecliste yaşananlar, hem de kitlesel gösteriler nedeniyle kendi tabanı tarafından da eleştirilir hale geldi.

Macron'un uyguladığı politikaların insanlar açısından hayal kırıklığı olduğunu söyleyen Yeni Yüzyıl Üniversitesi Öğretim Üyesi Kazım Uğur Kızılarslan, "İnsanlar çevreci politikalara mahkum edildiklerini gördüler. Aslında bu kesim Macron'un oy tabanıydı. Bu hareket bu hayal kırıklığını besledi. Daha sonra hareketi farklı gruplar şehir merkezinde teslim almaya başladı" açıklamasında bulundu.

Çıkan olaylarda 2 kişi hayatını kaybetti. 141'i güvenlik görevlisi olmak üzere 780 kişi yaralandı, 794 kişi gözaltına alındı.

Fransız basınında yer alan haberlere göre, Paris'teki gösterilerde 158 kişi gözaltına alındı, 11'i polis 65 kişi yaralandı.

Şu ana dek şiddet olaylarına karıştıkları iddiasıyla 9 kişiye hapis cezası verildi.

Fransa'yı saran isyanın hem ekonomik hem siyasi sonuçları da oluştu.

Gösteriler, Fransız ekonomisine ağır bir darbe vurdu. Resmi rakamlara göre sadece enerji şirketlerinin ciro kaybı yüzde 40'lara yaklaştı.

Siyasi açıdan ise hükümet kan kaybederken, göstericilere destek veren aşırı sağcı Marine Le Pen'in popülaritesini artırıyor.

Kaynak: TRT Haber