Filistinliler: 66 yıl da geçse evimize döneceğiz

Filistinliler: 66 yıl da geçse evimize döneceğiz

İsrail tarafından 66 yıl önce yurtlarından çıkarılan Filistinliler, o günden bu yana topraklarına geri dönme umutlarını hiç yitirmediklerini belirtiyor.

Aradan 66 yıl geçmesine rağmen hala eski topraklarına dönecekleri günün yakında geleceğine inanan Filistinliler, yurt dışındaki mülteci akrabalarıyla tekrar bir arada yaşayacakları günü bekliyor.
 
Vatanlarından, evlerinden koparılıp topluca sürgüne gönderilen Filistinlilerin her biri, "geri dönme" konusunda kararlılıklarını dile getiriyor.

İsrail işgalinin ardından 66 yıl önce göç ettirilen Filistinliler, daha çok Gazze Şeridi, Batı Şeria ve komşu devletlerdeki çeşitli kamplara yerleştirildi.

Batı Şeria'daki Ayde Mülteci Kampı da evlerinden zorla çıkarılan Filistinli mültecilerin yaşadığı kamplardan biri. 27 köyden göç ettirilen mültecilerin yerleştirildiği 115 dönümlük arazi üzerine kurulu kampta, 6 bin mülteci yaşıyor.

"Büyük Felaket" anlamına gelen "Nekbe" günü dolayısıyla konuşan 84 yaşındaki Abdülmecid Ebu Surur, üzerinden 66 yıl geçmesine rağmen hala ailesinin zorla çıkarıldığı "Beyt Netif" köyü ve oradaki bostanlarının hatırasıyla yaşadığını söyledi.

"Köydeki evlerin tümü yıkıldı"

"Köyümüzden zorla çıkarıldığımızda 18 yaşındaydım" diyen Ebu Surur, sürgün edildiklerinde yanlarında hiçbir şeyin olmadığını vurgulayarak, yaşamını değiştiren geceyi şöyle anlattı:

"Bir gece Yahudi çeteleri evlerimize baskın yaptı. Karşı koyanlar öldürüldü, diğerleri ise Ayde gibi kamplara sürüldü. Yeni evli ağabeyim Muhammed, bu baskında öldürüldü. Köydeki evlerin tümü yıkıldı."

Ebu Surur, silahlı çeteler baskın yapmadan önce köye bazı Yahudilerin gelip yerleştiğini, baskın esnasında ise bu kişilerin kendilerinden köyü terk etmelerini istediklerini kaydetti.

"Köyüme döneceğim günü hasretle bekliyorum"

Ebu Surur sözlerini şöyle sürdürdü:

"Beyt Lahim Dağına doğru kaçtık. Tüm eşyalarımızı geride bıraktık. Sadece yanımıza çok az miktarda yiyecek alabildik. Birkaç gün sonra eşyalarımızdan bir miktar almamız için izin verildi. Kışın çok zor şartlar altında çadırda kaldık. Köyün ahalisi değişik kasaba ve köylere gitti. Daha sonraysa ev yaparak burada mülteci olarak yaşamaya başladık"

Yıkılmış evlerinin anahtarını elinden bırakmayan Ebu Surur, hasta ve yaşlı olmasına rağmen her sabah Beyt Netif köyüne geri döneceği hissiyle uyandığını ve bir gün mutlaka köyüne döneceği inancıyla yaşadığını dile getirerek şunları kaydetti:

"Nekbe gününün başlamasından bu yana omuzlarımda büyük yük taşıyorum. Kendi topraklarıma ve köyüme tekrar geri döneceğim günü hasretle bekliyorum. Bu isteğimden asla vazgeçmeyeceğim."

"Geri dönüş ancak direnişle olur"

Kamp sakinlerinden 80 yaşındaki Müslim el-Berakia da "Topraklarımıza geri dönmek için umudumuzu kaybetmedik. Bu dönüş direnişle mümkün olabilecek, geri dönüş fikrinden asla taviz verilmeyecek" şeklinde konuştu.

İsrail'in hayatlarını yok ettiğini, aile bireylerinin bir kısmını öldürüp bir kısmını Batı Şeria, Ürdün, Lübnan, Suriye, Mısır ve dünyanın değişik bölgelerine göçe zorladığını vurgulayan Berakia, köylerinin Yahudi yerleşimcilere verildiğine dikkati çekti.

Ayde Mülteci Kampı'na geldiğinde çok küçük yaşta olmasına rağmen her şeyi hatırladığını belirten Celile el-Ezrak (75) isimli kadın ise "Küçük bir çocuktum. Ailem büyük baskından kaçtı. Uzun zaman bir ağacın altında yaşamak zorunda kaldık. Devamlı olarak bir yerden diğer yere göç ediyorduk. Sonunda buraya gelerek başımızı sokabileceğimiz bir yerimiz oldu" diye konuştu.

Ezrak, Beyt Lahim yakınlarında bulunan Ra's Ebu Ammar köyünde yaşadıklarını, verimli sebze ve meyve bahçelerinin olduğunu, 3 halasının Yahudi çeteler tarafından öldürüldüğünü, evlerinin yıkılışına şahit olduğunu anlattı.

"Hayatım zehir oldu"

Aylarca kabus gördüğünü, aç ve susuz kaldıklarını aktaran Ezrak, o günden sonra hayatın kendisine zehir olduğunu belirtti.

Ezrak, babasının ve annesinin kendisine vasiyeti olduğunu, topraklarına mutlaka geri döneceklerini ve bu uğurda mücadele vereceklerini sözlerine ekledi.

Öte yandan kamptaki çocuklar ve gençler "Nerelisin?" şeklinde yöneltilen sorulara, 1948'de babalarının sürüldüğü köyleri söylediler.

Nekbe (Büyük Felaket), 1948'de Filistin nüfusunun yarısından fazlasının (957 bin) zorunlu göçe tabi tutulması, silahlı Yahudi grupların 531 köy ve kente saldırarak 15 binden fazla kişinin hayatına mal olan katliamları ve İsrail'in bağımsızlığını ilan etmesi anlamında kullanılıyor.

Filistinliler, her yıl 15 Mayıs'ta Nekbe gününü anıyor ve İsrail'in kuruluşunı protesto eden çeşitli gösteriler düzenliyor.

AA

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.