İnsanlar, evliliği bir ömür boyu sürecek şekilde plânlamak zorundadırlar. Arada istenmeyerek bir yol kazası olursa da, o da nasiptendir deyip katlanırız.
Sadece, fiziki görüntü üzerine bina edilen evliliklerin, zamanla o güzel görüntülerin yaşlılık erozyonuna uğraması sonucu çatırdamaya başlaması da mukadderdir.

Trabzon’da turistik bir otelin lobisindeki asansörün önünde bekleyen kişiler yaşlı bir görevliyi görünce sormuşlar.
-Amca, biz yedinci kata çıkmak istiyoruz. Bu asansör beş kişiyi taşır mı?
Yaşlı görevli şöyle cevap verir,
-Uşağum hele bir binin, düşmezse çıkarsınız.

İşte evlilik gibi hayati bir konuda ihtimal üzerine hareket edilmez. Yürütemezsek boşanırız gibi bir mantıkla evlilik olmaz.

Eş seçimi

Eş seçiminde asıl olan kişinin kendini tanımasıdır. Kişinin kendini tanımadan yapacak olduğu evlilik, beden ölçülerini bilmeden kendine elbise almasına benzer. Bizler bazen gerçek beden ölçümüzden, bir veya iki beden küçük elbiseyi zayıflarız umuduyla satın alırız. Ancak biz hiçbir zaman zayıflayıp o elbiseyi giyemeyeceğimizi bile bile kendimizi kandırırız.

Aynen bu örnekte olduğu gibi, eş olarak seçeceğiniz kişiye ilişkin özelliklerin doğru tanımlanması gerekir. Evleneceğiniz kişinin istediğiniz özelliklere sahip olup olmadığını iyi değerlendirmek, dikkat edilmesi gereken, olmazsa olmazlardandır. Tanıma, tanışma, tavsiye ve ailelerin devreye girmesi ve anlaşması çok önemlidir.

Eş adayının dini inancı, dünya görüşü, eğitim ve kültürel durumu, sosyal ekonomik durumu, kişisel özellikleri, yaş farkı evliliğe tesir eden ve dikkate alınması gereken önemli faktörlerdir.

Evlilik bedeni, ruhi ve sosyal birleşmedir.

Evlilik birinin öbürüne tabi olması değil,  iki insanın bedeni ve ruhi birleşimidir. Farklı iki insanın, yeni bir hayat kurup birlikte yaşamasıdır. Birlikte yaşamak emek ister, sorumluluk ister, özveri ister. 

Evliliğin amacı, eşleri kısıtlamak değil, ikisini bir bütün yapmaktır. Evlilik insanın haklarının yarıya inmesi ve sorumluluklarının iki katına çıkmasıdır. Bu önemli hadise bir takım oyunu olması dolayısıyla, birliktelik esastır. Çünkü biz hiç birimiz hepimiz kadar güçlü değiliz.

Evlenen insanlar artık bekârlıktaki gibi kendi başlarına hareket etmemeli. Birlikte ortak akılla karar vermek durumundadır. Sosyal birleşmeden amaçlanan düşünce budur. Eşler artık evli olduklarının bilincinde olmalıdır ve bu bilince uygun hareket etmelidir.

Bu düsturlar dikkate alınmadığı için, günümüzde boşanma oranları önüne geçilemez bir şekilde, arkasında yıkılan yuvalar, kırılan kalpler, telâfisi imkânsız yaralar bırakarak yükseliyor. Bu büyük afet bütün insanlığı ve geleceğimizi tehdit ediyor.