Endonezya medyası: Said Nursi, Kur’anî bir davet yöntemi geliştirdi

Endonezya medyası: Said Nursi, Kur’anî bir davet yöntemi geliştirdi

Endonezya medyasında dikkat çeken analiz

RİSALEHABER

Endonezya Republika Gazetesi'nde Bediüzzaman Said Nursİ, Risale-i Nur ve Nur talebeleriyle ilgili bir yazı yayınlandı.

Dünyanın en büyük İslam ülkesi Endonezya'da ikinci büyük gazete olan Republika gazetesinin İslam ekindeki yazıyı Risale-i Nurlar hakkında doktora tezi yazan Gontor Darussalam Üniveristesi öğretim üyesi Dr. Sujiat Zubaidi Saleh yazdı. 

Said Nursi, Kur’anî bir davet yöntemi geliştirmiştir

“Türkiye’de İslam Medeniyetinin inşasında Bediuzzaman Said Nursi’nin Katkısı” başlıklı yazı şöyle:

Bediüzzaman Said Nursi en çok tesiri olan müceddid bir Türk alimidir. Dini ilimlere vâkıf olmasının yanında Matematik ve Coğrafya gibi fen ilimlerini de öğrenmiştir. Said Nursi’ye göre Kur’an’ın mucizeliğini anlatmada din ve fen ilimleri birbirinden ayrılmaz ve birbirini tamamlayıcı bir bütündür.

Said Nursi’nin ilme bu bütüncül yaklaşımı onu bu modern asırda hikmetli bir müteffekkir yapmıştır. O İslam dininin dinamik ve verimli olması cihetiyle Kur’an ve sünnetin hayata tatbikine gayret göstermiştir. Hatta Nursi, uyumlu ve sulh içinde bir toplum hayatına ulaşmak için taassub ve istibdata karşı çıkan “Kur’anî bir davet yöntemi” geliştirmiştir. 

Said Nursi’nin nazarında içtimai hayattaki uyuma ulaşmak ve karışıklıklardan uzak kalmak için 5 prensip gerekir. Bu beş prensibin “Birincisi, merhamet; ikincisi, hürmet; üçüncüsü, emniyet; dördüncüsü, haram ve helâli bilip haramdan çekilmek; beşincisi, serseriliği bırakıp itaat etmektir.” Bu zikredilen prensiplere ulaşmak için Said Nursi, Nur Talebeleriyle imanın ve İslâmî değerlerin tecdidi vizyonuyla ümmetin ittihadı için gayret etmiştir. 

Nur cemaatinin temel karakteri

Nur cemaatinin temel karakteri; sulhu ve emniyeti muhafaza eden anarşist fiillerden uzak, manevi ve ahlâkî cihadı ön planda tutan müsbet harekettir. Nur cemaati medeni bir sosyal yapıya ulaşılması için kucaklayıcı, akademik ve çatışmadan uzak bir davet yöntemini ön planda tutmuştur. 

Bu muhteşem İslam Medeniyetinin inşasında ve sosyal hayatın ilerlemesinde müslümanlar geçmişteki hatalarından ders çıkarmalılar. Said Nursi’ye göre müslümanların önceki dönemde ilerlememelerinin 8 engel vardır (Bu sekiz engel Hutbe-i Şamiye’den okunabilir).

Dinî ve Fenni ilimlerin entegrasyonu ve Dikotominin reddedilmesi

Said Nursi dinî  ilimlerin yanında fennî ilimlere vâkıf olmuştur. Fennî ilimlere vâkıf olması Batının seküler düşüncesinin tehlikesine karşı entelektüel bir ufuk kazandırmıştır. Bu durum Said Nursi’yi hem ilmî dikotomiye karşı çıkması hem de idareci ve siyasilere okullardaki dini müfredatın yenilenmesi çağrısını yaptırmıştır. Said Nursi İslâmî bakış açısı, entelektüel zenginliği ve maneviyatı Batının dikotomik bakış açılı düşünce ve kültüründen daha üstün olduğu inancını taşır. Bu yüzden Said Nursi “Vicdanın ziyası, ulûm-u diniyedir. Aklın nuru, fünun-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecelli eder. O iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder. İftirak ettikleri vakit; birincisinde taassub, ikincisinde hile, şübhe tevellüd eder.” demektedir.

enodnezya_medya.jpg

Nurcu (Nur Cemaati)

Nur cemaati Said Nursi’nin fikirlerinden ilham alan sosyal yapının içindeki İslâmî değerlerin bir tezahürüdür. Nur hareketi “batılılaşma” potasında erimeden zamanın gelişimiyle birleşen modern İslâmî düşünceyi neşreden nur talebelerinden teşekkül eder. Onlar batıdan gelen müspet değerleri alıp menfi değerleri reddetmişlerdir. Bu bağlamda Nurcular halkın genelinde değişime vesile olan dini ve sosyal bir harekettir. Medenî ve gelişmiş bir İslâmî düşünceye sahiptirler. Onlara göre İslamın zaferi siyasi sistemi değiştiren bir devrim değil, materyalist düşünceden insanları kurtarıp şuurlu müslümanlar yetiştirmektir. Nurcular manevi cihadla meşguldürler.

Ayasofya Hâdisesi

Ayasofya’nın tekrar camiye çevrilişinde Said Nursi’nin rolü vardır. Said Nursi dönemin başbakanı Adnan Menderes’e mektub yazıp Ayasofya’nın tekrar cami olarak açılması ve Risale-i Nurların devlet eliyle basılması ricasında bulunmuştur. Her nekadar bu taleplere o zamanda ulaşılamasa da Said Nursi’nin talebeleri bu uğurda çalışmışlardır. 2012 yılında Said Nursi’nin talebelerinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile olan görüşmelerinde Tayyip Erdoğan, Ayasofya’nın tekrar camiye çevrileceĞine söz vermiş, cami olarak açılması için uygun bir zemin hazırlanması gerektiğini ifade etmiştir. Elhamdülillah 10 Temmuz 2020 tarihinde Danıştay kararından sonra Erdoğan Ayasofya’yı camiye çeviren kararı imzalamıştır. 24 Temmuz’da ilk cuma namazı kılınmıştır. 

Sonuç olarak Tayyip Erdoğan’ın Said Nursi’yi takdir ederek onun dinî, sosyal ve siyasî olarak Türk medeniyetinde katkısı olduğunu söylemesine şaşırmamak gerekir. 2017’deki Müspet Hareket Sempozyumu açılış konuşmasında Tayyip Erdoğan “Said Nursi’nin rolü ve katkıları olmadan bugünkü gelişmiş Türkiye’ye ulaşmak mümkün değildir” demiştir. 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.