Abdulkadir MENEK

Abdulkadir MENEK

Eğitim sistemi ve genel manzara

Bir millet ve devlet için eğitim sistemi, nesilleri inşa eden ve geleceği şekillendiren en önemli zemindir.

Geleceğe yön verecek ve ülkeyi yönetecek insanlar, eğitim sistemi tarafından yetiştirilir.

Aile ocağı ve özellikle annelerin rolü de çok önemli ve hayatidir ancak, kadınların çalışma hayatına çok yoğun bir şekilde katılmaya başlamaları ile birlikte maalesef bu çok önemli meseleye harcadıkları mesai büyük oranda azaldı.

İş hayatının vermiş olduğu yorgunluk ve dışarının insan ruhu üzerinde yorgunluk ile birlikte vermiş olduğu bıkkınlık ve olumsuz etkiler nedeniyle, en büyük talim ve terbiye ocağı olan ailede çok ciddi anlamda aşınmalar ve kayıtsızlığın giderek arttığını söylemek gerek.

Aile içinde sohbet, muhabbet ve karşılıklı etkileşimden çok daha fazla bir süre ile televizyon, internet ve telefona ayrılan zamanın her geçen gün giderek çok daha fazla bir ağırlık kazandığı da önemli bir gerçek olarak karşımızda duruyor.

Son yıllarda bu büyük ihtiyacın farkında olan Milli Eğitim Bakanlığı ve yetkililer çok önemli adımlar atmaya başladılar.

Okullarda ‘’Değerler Eğitimi’’ başlığı altında yapılan çalışmalarla, yeterli olmazsa bile çok büyük bir ihtiyaca cevap verilmeye çalışılıyor.

Kur’an-ı Kerim, Peygamberimizin Hayatı, Temel Dini Bilgiler gibi seçmeli dersler ile orta dereceli okullarda çok önemli bazı adımlar atıldı. Bu derslerin öğrenciler tarafından seçilmesi ve bu derslerin de maksadına en uygun şekilde işlenmesi gibi hususların da çok önemli olduğunu kaydetmemiz gerekir.

İmam Hatip Liselerinin önündeki bütün engeller kaldırıldı ve talepleri karşılayacak şekilde bu okulların açılmasına gayret gösteriliyor. Bu okulların kendilerinden beklenen misyona tam olarak hizmet ettiği konusunda elbette bazı eksiklikler var. Temenni ederiz ki, bu eksiklikler en kısa zamanda giderilir ve bu okullardaki eğitim düzeyinin çıtası, misyonlarına yakışacak şekilde yükseltilir.

Fakat genel olarak eğitim sistemine bakıldığı zaman çok önemli eksikliklerin de mevcut olduğunu fark etmemek mümkün değil.

Okullarımızda yetişen gençlerimizin önemli bir kısmi, değerlerimize yabancı ve onlardan uzak bir şekilde yetişiyor.

Eğitim sistemini ve bütün okulları kapsayacak şekilde yepyeni bir anlayışla bu önemli meseleye çok ciddi çalışmalarla ve cesaretle eğilmek ve önemli kararlar almak için daha fazla zaman kaybetmemeliyiz.

Kaybedecek bir tek gencimiz olmadığı anlayışı ile hareket etmeli, manevi duyguların ve manevi değerlerin, bilimsel yaklaşım ve gelişmelerle en güzel şekilde harmanlanarak ve en uygun bir sentez halinde bütün okullarımızda müfredat programlarına entegre edilmesi sağlanmalıdır.

Her gün bizleri çok fazla üzen ve içimizi acıtan olayları işitmek ve bunların birçoğunun faillerinin gençlerimiz olduğunu öğrenmekten, büyük ıstıraplar duyduğumuzu ifade etmeliyiz.

Okullarımızda verilen bütün derslerimizde yeni bir anlayış ve yaklaşımı hakim kılmazsak, daha bir çok insanımızın bu büyük materyalist sele kapılarak heder olmalarının önüne geçemeyiz.

Bu konuya temas etmemin önemli bir nedeni de, birkaç gün önce çok elim bir hadisenin yaşanmış olmasıdır. Bu ve buna benzer çok sayıda hadisenin yaşandığını hep beraber maalesef üzülerek ve yaşayarak öğreniyoruz.

Bu nedenlerden dolayı, bu hadiseye, münferit bir olay olarak bakmak mümkün değildir.

Bu elim olayın mağduru, hasta olan çocuğunu Diyarbakır'a tedaviye daha rahat bir şekilde götürüp getirmek için bütçesine uygun bir otomobil araştırdı.

İnternet üzerinden Ankara'da buldu. Sahipleriyle buluşup arabayı satın almak için memleketi olan Cizre'den yola çıktı. Ankara'ya ulaştı. Satıcılarla buluştu. Gölbaşı'na götürüldü.

Orada bir çete tarafından kendisine işkence edilerek alçakça ve hunharca öldürüldü. Katiller, cebindeki 40 bin TL'yi alarak cesedini sazlık bir alana atıp ortadan kayboldular.

Karıncayı bile incitmeyen bir inanç ve medeniyetten; böyle alçak, zalim, hunhar ve insanlıktan zerre kadar nasibi olmayan bu insanlara nereden ve nasıl gelindi?

Bu zalimler, hangi eğitim sisteminin ürünü? Nasıl bir ortamda yetiştiler?

Yetkililer başta olmak üzere herkesin kendini ciddi bir muhasebeden geçirmesi gerekmiyor mu?

Bir genç insanı para için alçakça katlederek, evlatlarını yetim bırakmak, nasıl bir ruh halinin eseri?

Bu elim hadisede vefat eden Cizreli hemşehrim Hüseyin Angı kardeşime Allah'tan rahmet ve mağfiret niyaz ediyorum. Mekânı cennet olsun. Allah evlat ve ailesine sabırlar versin.

Şimdi başka bir imtihan ile karşı karşıyayız. Emniyet mensupları, vazifelerini en iyi şekilde yaparak bu canileri adalete teslim ettiler. Şimdi sıra adaletin en doğru şekilde tecelli etmesi gereken mahkemede. Tutuklanan katiller umarım ve temenni ederim ki, hak ettikleri dünya cezasını alırlar.

Ahirette ise Allah'ın mutlak adalet mahkemesinde layık oldukları cezayı alacaklarına imanımız tamdır.

İşte bununla birlikte yetkililer, bu ve benzeri olayların bir daha yaşanmaması için gerekli bütün tedbirleri almalıdırlar.

Bunun en esaslı ve sağlam yolu, Allah korkusunu benliklerinde hisseden ve dünya mahkemeleri ile birlikte İlahi mahkemelerde hesap vereceklerinin şuuru ile yetişen nesiller yetiştirmektir.

Bu dünyada, herkesin başına bir polis görevlendirmek mümkün değildir. Bunun tek yolu, kalplerde manevi bir yasakçı inancını yerleştirerek, bütün insanlarımızı, toplumsal sorumluluk sahibi olarak yetiştirmektir.

Sağlam ve tahkiki bir imanın sahibi olarak yetişecek nesillerin, bu tür olaylara karışma ve bunlara sebep olma oranları muhakkak ki, çok büyük oranda düşecektir.

Dünya saadeti ve huzuru ile birlikte, ebedi saadet ve kurtuluşun yolu, çok sağlam iman ve irfan sahibi nesiller yetiştirmektir.

Devlet ve Milli Eğitim, hiçbir itiraza ve menfi yaklaşımlara aldırmadan, bu milletin çocuklarına bu önemli açıdan yaklaşmalı ve imanlı nesillerin yetiştirilmesi için gereken her türlü adımı atmalıdır.

Bugüne kadar atılan adımlara ilave olarak, bütün müfredat sistemine ‘’Eserden Müessire’’ ve ‘’Sanattan Sanatkâra’’ bakışı ile yaklaşmalı ve ateizm, deizm, materyalizm tehlikeleri ile karşı karşıya bulunan masum genç nesillerimize karşı en önemli ve en hayati görevini tavizsiz bir şekilde yerine getirilmelidir.

Seküler dejenerasyonun etkilerini azaltmak için, manevi değerlerimize ve inanç sistemimize çok sıkı bir şekilde sarılmaktan başka çıkış yolumuz yoktur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum