'Düşünüyorum o halde varım' bitti 'İnanıyorum o halde varım' başladı

'Düşünüyorum o halde varım' bitti 'İnanıyorum o halde varım' başladı

Nevzat Tarhan: Karar veren organ beyin değil, beynin üzerine bir mekanizma var

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, yapılan araştırmalarda karar veren organın beyin değil, beynin üzerine bir mekanizma olduğu sonucunun çıktığını söyledi.

Iğdır Üniversitesinde düzenlenen III. Uluslararası Bilimler Işığında Yaratılış Kongresi'nde konuşan Tarhan, gençlerin artık dinin “nasılını” değil, “nedenini” sorguladıklarını belirtti.

İslam alimlerinin yüzlerce yıl önce ilm-i kelamı havasa özgü saydığını, ancak yaşadığımız dönemde avamın da ilm-i kelamla ilgilenmeye ihtiyaç duyduğuna dikkat çeken Tarhan, bu nedenlerle Yaratılış gerçeğinin bilimler ışığında aydınlatılmasının önemini vurguladı.

Evren madde tabanlı değil enerji tabanlı

“Beyin nasıl çalışıyor?” sorusuna cevap aranmasıyla birlikte beynin bilimin yeni uzayı olduğunun anlaşıldığını dile getiren Tarhan, “Bu projeyi 2013’te ABD Beyin İnisiyatifi başlattı. 2015’te 10 yıllık projeye dönüştü. İnsan Beyin Projeleri 2018 yılında Davos’ta Dünya Ekonomi Formu toplantısında yapay zekâ, otonom robotlar ve Endüstri 4.0 olarak gündeme geldi. Beyin fonksiyonları incelendiğinde ‘İnsan nasıl karar veriyor?’ sorusuna aranan cevaplarda yaratıcıyı alternatif olarak görmeyen ve önemsemeyen bakış tükendi. İnsan, karar verdikten sonra beyinde açıklama bekleyen P300 aksiyon potansiyeli var. Bu durumda karar veren organ beyin değil, beynin üzerine bir beyin, bir mekanizma var. Buradan hareketle nörokuantoloji bilim dalı üzerinde durulmaya başlandı. Yani evren madde tabanlı değil enerji tabanlı. İnsan evrende farklı bir enerji bandında yaşıyor. Karar veren kuantum bir beyin var ve bu da evrensel enerjinin bir parçası. O halde kendini göstermeyen bir gerçeklik var. Akıl yürütme ile böyle bir gerçekliğin dinlerdeki tek Tanrı inancına örtüştüğünü tez olarak kabul etmek gerekmektedir” şeklinde konuştu.

'İnanıyorum o halde varım'

Konuşmasının devamında bilimsel bilginin 1990’lardan sonra bir devrim yaşadığına da dikkat çeken Tarhan, “Daha önce pozitivizmin atası olarak kabul edilen Descartes’in  'Düşünüyorum o halde varım' sözü yeni beyin buluşları ve bilgilerinin anlaşılması ile sorgulandı. Nörobilimci Damasio’ nun Descartes’in Yanılgısı isimli kitabı ezberleri bozdu. 'Hissediyorum o halde varım, inanıyorum o halde varım' tezleri bilimsel dünyada bilimsel metodolojinin test edilebilirlik, tekrarlanabilirlik, doğrulanabilirlik, yanlışlanabilirlik gibi yöntemleri ile anlaşılmaya başladı.” diye ifade etti.

Yaratılış bilimsel bir tez olarak üniversiteler tarafından ele alınmalı

Konuşmasına insan fıtratının “tesadüfen” gelişemeyeceği yönündeki hipotezlerle devam eden Tarhan, “Yaratılış kavramını bilimsel bir tez olarak ele almak gerekiyor. İşte bu yeni bilimsel kanıtlarla hareket ettiğimizde yaratılışın artık bilimsel bir tez olarak üniversiteler tarafından ele alınması gerektiği anlaşılıyordu. Yaratılış Kongresi yaparak bu ihtiyacı karşılamak bizim için mesleğimizin bir gereği olarak ortaya çıkmıştı” dedi. 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum