Dünyevileşme

Dünyevileşme, son zamanlarda özellikle Müslüman kesim arasında bazen iyi bazen kötü özellikleri sebebiyle bahis konusu edilmektedir.

Dünyevileşme, genelde yaşadığımız bu dünyada işlerimizin çoğunlukla maddi olanlarıyla (Yani, dünyanın üçüncü yüzüyle) daha çok meşgul olma anlamında kullanılmaktadır.

Peki nedir dünyanın üçüncü yüzü?
Üstad Said Nursi’ye göre, dünyanın üç yüzü vardır. Biri ahirete, biri Allah’ın isimlerine ve üçüncüsü de dünyaya bakar.

Üstadın bahsettiği üçüncü yüz, Ali İmran suresi.15. ayetinde şöyle tarif edilmektedir. ”İnsanlara, kadınlar, oğullar, yüklerle altın ve gümüş yığınları, salma atlar, davarlar, ekinler kabilinden aşırı sevgiyle bağlanılan şeyler çok süslü gösterilmiştir. Halbuki bunlar dünya hayatının geçici faydalarını sağlayan şeylerdir. Oysa varılacak yerin (ebedî hayatın) bütün güzellikleri Allah katındadır.”

Anladımıza göre üçüncü yüz olarak ayette; ‘..dünya hayatının geçici faydalarını sağlayan şeyler..” gösterilmiştir. Bunlara nasıl davranılması gerektiği ise,  Ankebut suresi 64. ayette bildirilmiştir; “Bu dünya hayatı sadece bir oyun ve oyalanmadan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte asıl hayat odur. Keşke bilmiş olsalardı.”

Peki yalnızca ahiret için mi çalışacağız. Dünyada bulunmamız itibariyle herhangi bir yaptırım olmayacak mı?

Bu soruya da Rabbi Rahim’imiz, Kasas suresi 77. ayette şöyle açıklama getiriyor; “Allah'ın sana verdiğinden (O 'nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu gözet, ama dünyadan da nasibini unutma! Allah'ın sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde bozgunculuğu arzulama. Şüphesiz ki Allah, bozguncuları sevmez."

İşte dünya için çalışmada ölçü!

Allah(cc), eğer, insanlar bu şekilde davranmazsa olabilecekleri de Ta-Ha suresi 124.ayette şu şekilde bildiriyor. ”Her kim de benim zikrimden (Kur'ân'dan) yüz çevirirse, (bilsin ki) ona dar bir geçim vardır ve onu kıyamet günü kör olarak haşrederiz.”

Konu hakkında ayetlerin dışında Peygamberimiz (asm) Efendimizin de üzerinde durduğunu ve özellikle biz ümmeti hakkında korkularını dile getirmiştir; “Korktuğum şeylerden birisi de benden sonra size dünya nimet ve zinetlerinin açılması (sizin de onlara gönlünüzü kaptırmanızdır.)”  

“Ben bundan sonra sizin hakkınızda fakirlikten korkmuyorum. Aksine sizden evvelki ümmetlerin önüne dünyalıklar serilip birbirleriyle yarıştıkları ve onları helak ettiği gibi sizin önünüze de serilip çekişmenizden ve sizi de helak etmesinden korkuyorum.” 

Bu korkularını belirttikten sonra da hala dünyadan gereği gibi faydalanmadıklarında da şu ikazı yapmaktadır; “Altına, gümüşe, kumaşa, elbiseye kul olanlar helak olsunlar. Zira onlara verildiğinde razı olurlar, verilmezse olmazlar.” 

Dünyevileşme konusu hakkında zamanımızın müceddidi Bediüzzaman Said Nursi, Birinci Mektup’ta  geçen dördüncü suale verdiği cevapta şunları söylüyor;”Dünyanın fâni yüzüne karşı olan aşk-ı mecazî, eğer o âşık, o yüzün üstündeki zeval ve fenâ çirkinliğini görüp ondan yüzünü çevirse, bâki bir mahbup arasa, dünyanın pek güzel ve âyine-i esmâ-i İlâhiye ve mezraa-i âhiret olan iki diğer yüzüne bakmaya muvaffak olursa, o gayr-ı meşru mecazî aşk, o vakit aşk-ı hakikîye inkılâba yüz tutar. Fakat bir şartla ki, kendinin zâil ve hayatıyla bağlı kararsız dünyasını haricî dünyaya iltibas etmemektir. Eğer ehl-i dalâlet ve gaflet gibi kendini unutup, âfâka dalıp, umumî dünyayı hususî dünyası zannedip ona âşık olsa, tabiat bataklığına düşer, boğulur. Meğer ki, harika olarak bir dest-i inâyet onu kurtarsın.”

İşte, insan“..nefsini unutup, hayatın zevâlini düşünmeyerek hususî, kararsız dünyasını aynı umumî dünya gibi sabit bilip kendini lâyemut farz ederek dünyaya saplansa, şedit hissiyatla ona sarılsa, onda boğulur, gider. O muhabbet onun için hadsiz belâ ve azaptır. Çünkü, o muhabbetten yetimâne bir şefkat, meyusâne bir rikkat tevellüt eder. Bütün zîhayatlara acır, hattâ güzel ve zevâle maruz bütün mahlûkata bir rikkat ve bir firkat hisseder; elinden birşey gelmez, ye's-i mutlak içinde elem çeker. Fakat gafletten kurtulan evvelki adam, o şedit şefkatin elemine karşı ulvî bir tiryak bulur ki, acıdığı bütün zîhayatların mevt ve zevâlinde bir Zât-ı Bâkînin bâki esmâsının daimî cilvelerini temsil eden âyine-i ervahları bâki görür; şefkati bir sürura inkılâp eder. Hem zeval ve fenâya maruz bütün güzel mahlûkatın arkasında bir cemâl-i münezzeh ve hüsn-ü mukaddes ihsas eden bir nakış ve tahsin ve san'at ve tezyin ve ihsan ve tenvir-i daimîyi görür. O zeval ve fenâyı, tezyid-i hüsün ve tecdid-i lezzet ve teşhir-i san'at için bir tazelendirmek şeklinde görüp, lezzetini ve şevkini ve hayretini ziyadeleştirir.”

Üstad Said Nursi aynı konu üzerinde bir başka yerde ise artık konuyu iyice açıklığa kavuşturuyor, “..dünyaya ait işler, kırılmaya mahkûm şişeler hükmündedir. Bâki umur-u uhreviye ise, gayet sağlam elmaslar kıymetindedir. İnsanın fıtratındaki şiddetli merak ve hararetli muhabbet ve dehşetli hırs ve inatlı talep ve hâkezâ şedit hissiyatlar, umur-u uhreviyeyi kazanmak için verilmiştir. O hissiyatı şiddetli bir surette fâni umur-u dünyeviyeye tevcih etmek, fâni ve kırılacak şişelere bâki elmas fiyatlarını vermek demektir.” 
Peki, nasıl davranmalıyız ki bu konuyu gerçek anlamıyla anlamış olalım? Bunun için, biz   “insanlar, insana verilen cihazat-ı mâneviyeyi, eğer nefsin ve dünyanın hesabıyla istimal etsek ve dünyada ebedî kalacak gibi gafilâne davransak, ahlâk-ı rezileye ve israfat ve abesiyete medar olur. Eğer hafiflerini dünya umuruna ve şiddetlilerini vezâif-i uhreviyeye ve mâneviyeye sarf etsek, ahlâk-ı hamîdeye menşe, hikmet ve hakikate muvafık olarak saadet-i dâreyne medar oluruz.” 

Demek ki, dünyevileşme dendiğinde ne çok fazla korkmak ne de çok fazla önemsememe durumunda olmalıyız.

Her şeyde olduğu gibi, bu konuda da müsbet hareket ve orta yolu seçmek gerektiği anlaşılmalıdır.

[email protected]

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.