Dünya Allahu Ekber hükümüne geçiyor

Dünya Allahu Ekber hükümüne geçiyor

Ramazan bayramı hutbesi

Risale Haber-Haber Merkezi

إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ فَأَصْلِحُوا بَيْنَ أَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللَّهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ(1)
 
Muhterem Müslümanlar!

Bir fazilet, bereket ve mağfiret iklimini geride bırakarak, bayram sabahına ulaşmış bulunacağız inşallah. Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennem azabından kurtuluş vesilesi olan ramazan ayında yaptığımız ibadetlerin verdiği huzur ve mutluluğun sevincini hep birlikte yaşıyoruz. Sabahın erken vaktinde, ramazanın aydınlığında nurlanmış kalplerimizle, her zamankinden daha coşkulu bir şekilde, Allah'ın birliğine inanmanın, âlemlere rahmet olarak gönderilen son Peygamber Hz. Muhammed (s.a.v.)'in gösterdiği yolda olmanın mutluluğunu tadıyoruz. Bizi ramazanın manevî ikliminden geçirip, bu bayram sabahına ulaştıran Yüce Allah'a hamdolsun.
 
Aziz Cemaat!

Nebi (as) vesilesiyle müşerref olduğumuz İslamiyet’in ve yaptığımız ameller ve ibadetlerin güzelliklerinden biride hem bayram hem Cuma hem de cemaatle kılınan namazlarda Müslümanların kalplerini birleştirmesi ve dillerini bir tek kelimede zikir ettirmesidir. İnsanlar Cenab-ı Hakkın ezeli hitabına, toplu olarak kalplerinden ve dillerinden çıkan sesler, dualar ve zikirlerle mukabele ediyor. O sesler, dualar zikirler birleşerek Allahın ulûhiyetine karşı geniş bir surette ibadet şeklini alıyor. Bir nevi Allah-u Tealanın “namaz kılın, ibadet edin” emrini yerine getirmek için bir araya gelen insanlar yapmış oldukları azim ubudiyetleriyle Allahın sevgili bir kulu ve sultanı ve kâinat ağacının en mükemmel meyvesi olduklarını ve insanın yaratılış gayesinin ibadet olduğunu gösteriyorlar. Evet, eğer namazların arkasında, hususan bayram namazlarında, bir anda Allahu Ekber diyen yüzer milyon insanların sesleri, gayb âleminde birleştikleri gibi, şehadet âleminde dahi birbiriyle birleşip toplansa dünya tamamıyla büyük bir insan olup, azametine nispeten büyük bir sadâ ile söylediği Allahu Ekber'e denk geldiğinden, o Müslümanların hep beraber bir anda Allahu Ekber demeleri, küre-i arzın büyük bir Allahu Ekber'i hükmüne geçiyor.                                                                                   
 
Adeta bayram namazlarında İslâm âlemi zikir ve tesbih sesleriyle zemini titreterek, her tarafta Allahu Ekber deyip, kıblesi olan Kâbe-i Mükerremenin samimî kalbiyle niyet edip, Mekke ağzıyla, Arafat dağının diliyle Allahu Ekber diyerek, o tek kelime, dünyanın her tarafındaki müminlerin ağızlarından bütün dünyaya yayılıyor.  Bir tek Allahu Ekber kelimesinin yansımasıyla hadsiz Allahu Ekber meydana geldiği gibi, o makbul zikir ve tekbir, semâvâtı dahi çınlatıp berzah âlemlerine de yansıyarak büyük bir Allahu Ekber sesi veriyor. İşte, bu arzı böyle kendine sâcid ve âbid ve ibâdına mescid ve mahlûklarına beşik ve kendine müsebbih ve mükebbir eden Zât-ı Zülcelâle, yerin zerrâtı adedince hamd ve tesbih ve tekbir edip ve mevcudatı adedince hamd ediyoruz ki, bize bu nevi ubudiyeti ders veren Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmına ümmet eylemiş.

Değerli müminler!

Bugünler sevmek, sevilmek ve sevindirmek günleridir. Her bayramda olduğu gibi bu bayramda da başta anne ve babalarımız olmak üzere büyüklerimizi, komşularımızı, akraba ve dostlarımızı ziyaret etmeliyiz. Fakirleri, yetimleri, kimsesizleri sevindirmeli ve gözetmeliyiz.
Dargın olanlarımız varsa barıştırmalıyız. Zira Müslümanların birbirlerine dargın durmaları dinimizin hiç hoşlanmadığı bir davranıştır. Nitekim hutbemin başında okumuş olduğumuz ayet-i kerimede Yüce Allah "Mü'minler ancak kardeştirler, öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki esirgenesiniz.''(2) buyrulmaktadır. Dolayısıyla dargınlarımız barışmalıdır. Ayrıca, hastaları ziyaret etmeli ve çocukları sevindirmeliyiz. Ailemizin mutluluğu, milletimizin huzuru, millî birlik ve beraberliğimizin devamı, devletimizin bekâsı için dua ve niyazda bulunmalıyız.

Bu vesileyle ramazan bayramınızı tebrik eder, tüm alem-i islama ve hepimize hayırlar getirmesini Cenab-ı Haktan niyaz ederim.
 
Hazırlayan: Fatih Aksüt

1-Hucurat Sûresi, 49/10
2-Hucurat Sûresi, 49:10