Birkaç yıl içinde üniversiteye girişte arz-talep örtüşecek hale gelir
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, liselerden yılda yaklaşık 540 bin öğrencinin mezun olduğunu belirterek, üniversiteye girişte birkaç yıla kadar arz ve talebin örtüşecek hale geleceğini söyledi.
Selim Karahan'ın Haberi
YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan ve 32 üniversite rektörünün katılımıyla Erzurum Atatürk Üniversitesi Kültür Merkezi Mavi Salon'da 2009-2010 yılı değerlendirme toplantısı başladı. Toplantı öncesi üniversite yerleşkesini gezen YÖK Başkanı Özcan ve Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Muhittin Şimşek yürüyerek salona geldi.
Toplantıda konuşan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak, üniversitelerin bölgesine bilim ve teknoloji üreten, bu teknolojiyi bölgesindeki halkına sunmaya çalışan kurumlardan olduğunu söyledi. Artık yayın yapmanın önemli olmadığını kaydeden Koçak, "Yayınların artmasını istiyoruz, ancak asıl istediğimiz bu yayınların halka ne kadar yansıdığıdır. Artık dünyada bilimde, parada, girişimcilikte sınırlar kalktı. Çok çalışkan öğretim üyelerini ve öğrencileri üniversitenizde barındırmak istiyorsanız onlar için cazip gelecek imkânlar sunmalısınız." dedi.
Yapılan ve devam eden çalışmalara değinen YÖK Başkanı Özcan ise rektörler ile yapılacak görüşme ve fakültelerin bazı bölümlerini son 5- 6 yıllık kayıtları değerlendirilerek kapatma kararı alabileceklerini açıkladı. Göreve geldiklerinde ilk ilgilendikleri sorunun üniversiteye giriş sınavında bekleyen öğrencilerin problemini hafifletmek olduğunu dile getiren Özcan, bu kapsamda toplam 200 bin öğrencinin üniversitelerde okuma hakkı elde ettiğini ifade etti. Özcan, "Bunu kontenjanları artırarak, ikinci öğretimlere vurgu yaparak ve yeni açılan üniversitelerimizden faydalanarak yaptık. Problemi bir ölçüde çözmüş sayılırız. Daha gidecek yolumuz var. Birkaç yıla kadar arz ve talebi örtüştürecek hale geliriz. 540 bin öğrencimiz liselerden mezun oluyor. Bizim de üniversitedeki kontenjanlarımız buna yaklaştı. 860 bin bekleyen öğrencimiz var, bu öğrencilerimizi de halledersek sorunlar çözülür. Ancak bu öğrencilere eğitim verecek akademisyen ihtiyacı var. Yurt dışına 3 yıl içerisinde bin 400 öğrenci gitti. Son olarak başbakanımız bu sene gidecek 940 öğrenciye güle güle mesajı verdi. Böylece 2 bin 300 civarında öğrenci ilerde öğretim üyesi olmak için yurt dışında bulunuyor. Önümüzdeki yıllarda 2 bin öğrenci daha yollarsak 5 bine ulaşmış olursunuz. Türkiye'nin son 5-10 yılında öğretim ihtiyacı kalmayacak." diye konuştu.
MYO'YA SINAVSIZ GİRİŞLER KALDIRILACAK
Meslek yüksekokullarına sınavsız girişlerin kaldırılacağını dile getiren Özcan, okul müdürlerinden alınan raporlara göre sınavsız giren öğrencilerin bazılarının dört işlem yapacak kapasitesi olmadığını vurguladı. Böyle öğrencilerden iyi üretimin mümkün olmadığını söyleyen Özcan, hamurun kalitesinin artırılması gerektiğini bildirdi.
Mesleki ve teknik eğitim konusunda daha fazla destek beklediklerini belirten Özcan, mesleki ve teknik eğitimin memleketin en önemli husulardan biri olduğunu söyledi. Özcan, "Eğer bunu beceremezsek inanın ne Türk ekonomisine ne sanayisine yeterince katkı sağlayamayız. O insanlarda hiçbir zaman planladıkları üretimi yapamayacaklar. Biz isterdik ki mesleki teknik eğitim ile ilgili bütün sivil toplum kuruluşları, okullar, üniversitelerden biraz daha fazla gürültü çıksın, mesleki ve teknik eğitim istediğimiz düzene getirelim." şeklinde konuştu.
Öğretim üyesi dışındaki öğretim elemanlarının üniversiteye alınışlarındaki süreçte yaşanan mavzuat değişikliklerine de değinen Özcan şöyle konuştu: "Bütün subjektif unsurları kaldırıp objektif verilere dayanan bir sistem geliştirdik. Eş, dost ve torpil gibi unsurların olmamasını önemli görüyorum. Çünkü yüksek eğitimin önümüzdeki 20-30 yılını garantiye alacak bir meseledir. En iyileri seçer üniversiteye alırsak size temin ederim bundan sonra 30-40 yıl yükseköğretimle ilgili hiçbir derdiniz olmayacak. Maalesef bu da Danıştay'ın 8. Dairesi tarafından durduruldu, ama kanun tasarısı var. Ayrıca üniversitelere yabancı öğrencileri alma serbestisinin tanınması noktasında üniversiteler kendi kriterlerini belirleyecek ve YÖK'e bildirecek. Onaylandığında öğrenci alınacak. Bu yükseköğretim için devrim niteliğindedir. Bu değişiklikten sonra dışarıdan öğrenci seçebiliriz. Eğer bu değişikliği yapamazsak biz kendi içimizde rekabet yapmaya çalışan, dışarıdaki ile rekabet gücümüzü bilmeyen üniversiteler olarak kalacaktık. Bu bizim için kötü bir durumdu. Yapılamayan şeyler ise yabancı dil öğretimiyle ilgilidir. Sadece bu dönemde değil cumhuriyet döneminde pek beceremedik. Bu konuda büyük sıkıntılarımız var. Yurt dışında yaptığımız anlaşmalarda İngilizce problemi karşımıza çıkıyor. Üzücü, bunu halletmek için bir ekibimiz çalışıyor."
