Bediüzzaman'ın Kastamonu Lahikasındaki hitapları

Bediüzzaman'ın Kastamonu Lahikasındaki hitapları

Bediüzzaman ve talebelerin hitapları sadece kendi devirlerine ait değildir. Şahsa yapılmış ve orada kalmış hiç değildir

Risale Haber-Haber Merkezi

Risale Akademi'nin düzenlediği "Kastamonu Lahikası Müzakereleri" başladı. 

İbrahim Tutar, "Kastamonu Lahikasında Bediüzzaman'ın talebeleri ile olan iletişim dili", Ali Irmak, "Kastamonu Lahikasında Hitaplar ve muhataplar" başlıklarında sunum yaptılar.

Her lahika kitabının bir dönemi ifade ettiğini belirten Ali Irmak, “Kastamonu Lahikası mektuplarını incelediğinde ise üslubun dikkat çekiciliği hemen göze çarpar. Bu mektuplar Bediüzzaman ve talebeleri arasında kuvvetli bağlar oluşturmuştur. Mektuplar bir nezaketin, edebin ve inceliğin göstergesidir. Bediüzzaman’ın mektuplarında kullandığı hitaplar, talebelerinin hangi seviyede olması gerektiğini açıkça belirtmiş, talebeleri de aynı zenginlikle, aynı çeşitlilikle, aynı samimiyetle bu hitaba karşılık vermişlerdir” dedi. 

Bediüzzaman’ın mektuplarda kullandığı dilin muhatapları için şevk unsuru olduğuna dikkat çeken Irmak, sunumunu şöyle sürdürdü:

ali_irmak.jpg“Bu hitaplara muhatap olanlar büyük bir gayretle Bediüzzaman yanlarında olmamasına rağmen hizmetlerini hakkıyla yerine getirmişlerdir. Kastamonu Lahikası’nda kullanılan hitaplar aynı zamanda Bediüzzaman’ın muhataplarına ne kadar değer verdiğinin, onları ne kadar önemsediğinin de bir göstergesidir.  Hitaplar da kullanılan kelimeler özenle seçilmiştir. Hitaplar çok net ve açıktır. Muhataplar ne denmek istediğini çok kolay anlamışlar ve karşılığını da aynı netlikte vermişlerdir.  

“Bediüzzaman hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmamıştır. Talebelerini de ümitsizlik hastalığından uzak tutmuştur. Bunu da en iyi şekilde mektuplar yoluyla sağlamıştır. Mektuplarda ki seslenişler hep ümit vericidir. Kastamonu Lahikası’nda hitaplar aynı zamanda İslam’ı nasıl tebliğ edeceğimizin de ipuçlarını vermektir. Muhataplarına üslubun güzelliklerini, inceliklerini bizzat göstermiştir. Bediüzzaman muhatabına hitap ederken aslında bizlere de İslam’ın inceliklerini öğretmiş, İlahi Ahlak’ın en üst seviyesine nasıl çıkılacağını işaret etmiştir. "İnsanlara akıl seviyelerine, istidat ve durumlarına göre hitap edin." hadisini nasıl anlamamız gerektiğinin de güzel örneklerini sunmuştur.

“Bediüzzaman şahıslara yaptığı hitap şekillerinden bazı örnekler şunlardır:
“Nur iskele memuru Sabri Kardeş
Nur fabrikası nam sahibi Hafız Ali Kardeş!
Mustafalar, Küçük Ali, mübarek ve münevver kardeşler!
Re’fet Kardeş
Sabri Kardeş
Hüsrev Kardeş!
Makinesi kuvvetli Ali Kardeş
Kıymettar Hulusi ve Hakkı gibi Kardeşlerim!
Küçük Ali kardeşlerim!
Evvela, Risale-i Nur santralı ve Hulusi, Hakkı, Süleyman’ı temsil eden Sabri kardeşim!
Salisen, Nur fabrikasının sahibi Hafız Ali Kardeş!
Rabian, bizi ve Kastamonu şakirtlerini kıyamete kadar minnettar eden ve müstesna kalemiyle Risale-i Nur’un hemen umumunu bu havaliye yetişen ve evlat ve peder ve valideleri ve refikasıyla Risale-i Nur’a hizmet eden kahraman Tahiri kardeşim!
Hamisen, mücahitlerin üstadı ve efelerin hakiki bir nasihi ve Risale-i Nur’un halis muhlis bir şakirdi olan Hasan Atıf Kardeşim!
Sadisen, eski dost ve kardeş ve Risale-i Nur’un o zamanda ciddi bir talebesi ve Isparta hayatımda bana hüsn-ü hizmetle samimi bir arkadaş ve himmeti uzun, eli kısa aziz kardeşim Mehmet Celal!”  

Muhatabına hitap eden kişi, devrin kültürünü çok iyi bilmeli ve o devrin perspektifinden bakabilmelidir. Bediüzzaman içinde bulduğu devri ve oluşturulan kültürü çok iyi bilmektedir. O kadar olumsuzluklar ve ağır şartlar altında şevk unsuru olan hitapları muhataplarına can simidi gibi yetişmiş ruhlarında derin izler bırakmıştır.

ibrahim_tutar.jpgKastamonu Lahikası’nda hitapların birçoğu kardeşlere yapılmıştır. Bu hitaplar üzerinde durulduğunda samimiyetin üst sınırı, sıdkın önemi, kardeşlerin hangi özelliklere sahip olması gerektiği gibi daha bir çok konular gözler önüne serilmiş olacaktır.
“Aziz, sıddık, mübarek kardeşlerim ve hizmet-i Kur’aniye ve imaniyede ihlaslı ve kuvvetli ve şanslı arkadaşlarım!
Aziz, sıddık ve fedakar ve vefakar kardeşlerim!
Aziz, mübarek, sıddık, sadık, ruhum, canım kardeşlerim!
Aziz, sıddık ve alicenab kardeşlerim!
Aziz, sıddık, mübarek kardeşlerim, dünyada medar-ı tesellilerim ve berzah yolunda nurani yoldaşlarım ve mahşerde inşaallah, şefaatçilerim!
Aziz, sıddık, mübarek, masum kardeşlerim!
Aziz, sıddık, mübarek kardeşlerim ve hizmet-i Kur’aniye ve imaniyede sebatkar, sarsılmaz, yılmaz arkadaşlarım ve bu misafirhane-i dünyada şefkatkar ve fedakar ve vefadar yoldaşlarım!
Aziz, sıddık, sebatkar kardeşlerim ve hakiki varislerim!
Aziz, sıddık kardeşlerim ve hizmet-i Kur’aniyede kuvvetli arkadaşlarım!”
Aziz, sıddık kardeşlerim ve hizmet-i imaniyede kuvvetli, metin, ciddi, sarsılmaz, fedakar arkadaşlarım ve seyahat-i berzahiye ve uhreviyede nurani yoldaşlarım!

Dostlara yaptığı hitaplar da mektuplarda yer almaktadır. Bu hitaplardan kardeş, arkadaş, dost kavramlarının da ayrımının olduğu da gözükmektedir. 
Ey yoldaş-ı hüşyar! 
Ey yoldaş!” gibi hitaplar dostlara yapılmış hitaplardır.

Hitaplar aynı zamanda bir eğitim metodudur da. Hitaplar da ilk önce muhatapların özelliklerinden söz edilmiş onlara olumlu mesajlar yüklemiş ve daha sonra da çeşitli ikazlarla neler yapılması gerektiğini belirtilmiştir. Muhataplar da özelliklerinden bahsedildiğinde onore olmuş ve yapacağı hizmete daha sıkı sarılmıştır.

Bediüzzaman ve talebelerin hitapları sadece kendi devirlerine ait değildir. Şahsa yapılmış ve orada kalmış hiç değildir. Hitapların asıl muhatabı bizleriz. “Bediüzzaman’ın hitaplarına muhatap olacak özellikler bizlerde var mı?” sorusuna cevap verebilirsek o incelik abidesi hitaplara o zaman muhatap olabiliriz. 

 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.