Bediüzzaman: Toprağın adeta bir ilâh gibi hadsiz ilmi ve nihayetsiz iktidarı bulunsun

Bediüzzaman: Toprağın adeta bir ilâh gibi hadsiz ilmi ve nihayetsiz iktidarı bulunsun

Hareket-i fikriye ile seyahatimde hava âlemini temâşâ ve o unsurun sahifesini mütalâa ederken

(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin EMİRDAĞ LAHİKASI-I adlı eserinden bölümler.)

Bismillahirrahmanirrahim

Hüve Nüktesi

بِاسْمِهِ سُبْحَانَهُ  وَاِنْ مِنْ شَىْءٍ اِلاَّ يُسَبِّحُ بِحَمْدِهِ 1

اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَةُ اللهِ وَبَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَۤائِمًا 2

Çok aziz ve sıddık kardeşlerim,

Kardeşlerim, لاَ اِلٰهَ اِلاَّ هُوَ 3 ve قُلْ هُوَ اللهُ 4 deki ( هُو )"Hû" lâfzında, yalnız maddî cihette bir seyahat-i hayaliye-i fikriyede, hava sahifesinin mütalâasıyla âni bir surette görünen bir zarif nükte-i tevhidde, meslek-i imaniyenin hadsiz derece kolay ve vücub derecesinde suhuletli bulunmasını ve şirk ve dalâletin mesleğinde hadsiz derecede müşkilâtlı, mümteni binler muhal bulunduğunu müşahede ettim. Gayet kısa bir işaretle o geniş ve uzun nükteyi beyan edeceğim.

Evet, nasıl ki bir avuç toprak, yüzer çiçeklere nöbetle saksılık eden kabında, eğer tabiata, esbaba havale edilse, lâzım gelir ki, ya o kapta küçük mikyasta yüzer, belki çiçekler adedince mânevî makineler, fabrikalar bulunsun; veyahut o parçacık topraktaki herbir zerre, bütün o ayrı ayrı çiçekleri, muhtelif hasiyetleriyle ve hayattar cihazatıyla yapmalarını bilsin, adeta bir ilâh gibi hadsiz ilmi ve nihayetsiz iktidarı bulunsun. Aynen öyle de, emir ve iradenin bir arşı olan havanın, rüzgârın herbir parçası ve bir nefes ve tırnak kadar olan ( هُو )"Hû" lâfzındaki havada, küçücük mikyasta, bütün dünyada mevcut telefonların, telgrafların, radyoların ve hadsiz ve muhtelif konuşmaların merkezleri, santralları, âhize ve nâkileleri bulunsun ve o hadsiz işleri beraber ve bir anda yapabilsin; veyahut o ( هُو ) "Hû"daki havanın, belki unsur-u havanın herbir parçasının herbir zerresi, bütün telefoncular ve ayrı ayrı umum telgrafçılar ve radyo ile konuşanlar kadar mânevî şahsiyetleri ve kabiliyetleri bulunsun ve onların umum dillerini bilsin ve aynı zamanda başka zerrelere de bildirsin, neşretsin. Çünkü, bilfiil o vaziyet kısmen görünüyor ve havanın bütün eczasında o kabiliyet var. İşte, ehl-i küfrün ve tabiiyyun ve maddiyyunların mesleklerinde, değil bir muhal, belki zerreler adedince muhaller ve imtinâlar ve müşkilâtlar âşikâre görünüyor.

Eğer Sâni-i Zülcelâle verilse, hava bütün zerratıyla O'nun emirber neferi olur. Birtek zerrenin muntazam birtek vazifesi kadar kolayca, hadsiz küllî vazifelerini Hâlıkının izniyle ve kuvvetiyle ve Hâlıka intisap ve istinad ile ve Sâniinin cilve-i kudretiyle ve bir anda, şimşek sür'atinde ve ( هُو )"Hû" telâffuzu ve havanın temevvücü suhuletinde yapar. Yani, kalem-i kudretin hadsiz ve harika ve muntazam yazılarına bir sahife olur. Ve zerreleri, o kalemin uçları; ve zerrelerin vazifeleri dahi, kalem-i kaderin noktaları bulunur. Birtek zerrenin hareketi derecesinde kolay çalışır.

İşte, ben لاَ اِلٰهَ اِلاَّ هُوَ 5 ve قُلْ هُوَ اللهُ 6 deki hareket-i fikriye ile seyahatimde hava âlemini temâşâ ve o unsurun sahifesini mütalâa ederken, bu mücmel hakikati tam vazıh ve mufassal, aynelyakîn müşahede ettim. Ve ( هُو )"Hû"nun lâfzında, havasında böyle parlak bir burhan ve bir lem'a-i Vâhidiyet bulunduğu gibi, mânâsında ve işaretinde gayet nuranî bir cilve-i Ehadiyet ve çok kuvvetli bir hüccet-i tevhid ve "( هُو )'Hû' zamirinin mutlak ve müphem işareti hangi Zâta bakıyor?" işaretine bir karine-i taayyün o hüccette bulunması içindir ki, hem Kur'ân-ı Mu'cizü'l-Beyan, hem ehl-i zikir, makam-ı tevhidde bu kudsî kelimeyi çok tekrar ederler diye, ilmelyakîn ile bildim.

Dipnot-1: Onun adıyla. O her kusurdan münezzehtir. "Hiçbir şey yoktur ki Onu hamd ile tesbih etmesin." İsrâ Sûresi, 17:44.
Dipnot-2: Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketi; sonsuza kadar sürekli üzerinize olsun.
Dipnot-3: "Ondan başka hiçbir ilâh yoktur." Bakara Sûresi, 2:163; Âl-i İmrân Sûresi, 3:2; Haşir Sûresi, 59:22.
Dipnot-4: "De ki: O Allah'tır." İhlâs Sûresi, 112:1.
Dipnot-5: "Ondan başka hiçbir ilâh yoktur." Bakara Sûresi, 2:163; Âl-i İmrân Sûresi, 3:2; Haşir Sûresi, 59:22.
Dipnot-6: "De ki: O Allah'tır." İhlâs Sûresi, 112:1.