Bediüzzaman: Risaletü'n-Nur namı verilmesinin sırrı şudur ki

Bediüzzaman: Risaletü'n-Nur namı verilmesinin sırrı şudur ki

Kur'ân'a şiddet-i sevk ve inhisar-ı hizmetim için hususî imamım

(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin BARLA LAHİKASI adlı eserinden bölümler.)

ALTINCI KÜÇÜK BİR MESELE

Otuz üç adet Sözlerin ve otuz üç adet Mektupların mecmuuna Risaletü'n-Nur namı verilmesinin sırrı şudur ki:

Bütün hayatımda Nur kelimesi her yerde bana rastgelmiştir. Ezcümle, karyem Nurs'tur, merhume validemin ismi Nuriye'dir, Nakşî üstadım Seyyid Nur Muhammed'dir,  Kadirî üstadım Nureddin. Kur'ân üstadlarımdan Nuri, talebelerimden benimle en ziyade alâkadarı Nur isimli bulunanlardır. Kitaplarımı en ziyade izah ve tenvir eden, nur misâlidir. Kur'ân-ı Hakîmdeki en evvel aklıma, kalbime parlayan ve fikrimi meşgul eden,

اَللهُ نُورُ السَّمٰوَاتِ وَ اْلاَرْضِ مَثَلُ نُورِهِ كَمِشْكٰوةٍ 1

âyetidir. Hem hakaik-i İlâhiyede müşkûlâtımın ekserisini halleden Esmâ-i Hüsnâdan Nur ism-i nurânîsidir. Hem Kur'ân'a şiddet-i sevk ve inhisar-ı hizmetim için hususî imamım Zinnûreyn'dir.

اَللّٰهُمَّ يَا نُورَ النُّورِ     وَيَا مُنَوِّرَ النُّورِ     وَيَا مُصَوِّرَ النُّورِ     وَيَا مُقَدِّرَ النُّورِ     وَيَا مُدَبِّرَ النُّورِ     وَيَا خَالِقَ النُّورِ     وَيَا نُورًا قَبْلَ كُلِّ نُورٍ     وَيَا نُورًا بَعْدَ كُلِّ نُورٍ     وَيَا نُورًا فَوْقَ كُلِّ نُورٍ     وَيَا نُورًا لَيْسَ مِثْلَهُ نُورٌ     سُبْحَانَكَ يَالاَ اِلٰهَ اِلاَّ اَنْتَ اْلاَمَانُ اْلاَمَانُ اَجِرْنَا ﴿ وَعَلِى ﴾ مِنَ النَّارِ وَادْخِلْنَا ﴿ وَادْخِلْ عَلِى ﴾ الْجَنَّةَ مَعَ اْلاَبْرَارِ وَنَوِّرْ قُلُوبَنَا وَقَلْبَهُ وَقُبُورَنَا وَقَبْرَهُ بِأَنْوَارِ اْلاِيمَانِ وَالْقُرْاٰنِ يَارَحِيمُ يَاغَفَّارُ وَصَلِّ عَلٰى مُحَمَّدٍ الْمُخْتَارِ وَاٰلِهِ اْلاَطْهَارِ وَصَحْبِهِ اْلاَخْيَارِ اٰمِينَ اٰمِينَ اٰمِينَ     2

1) "Allah göklerin ve yerin nurudur. Onun nurunun misâli, bir lâmba yuvası gibidir..." Nur Sûresi, 24:35.

2) Ey bütün nurlar Onun nûrunun ancak bir kesif gölgesi olan Nurların Nûru, Ey maddî ve mânevî bütün nurlar ve umum nûrâniyat Ondan feyiz alan Nurların Münevviri, Ey her nûra ve nûrânîye ve herbir nurlu mahlûka meşîet ve kudretiyle sûret-i maddiye ve mâneviyesini veren Nurların Musavviri, Ey bütün nurların bütün keyfiyâtını ilim ve irâdesiyle takdir eden ve maddî ve mânevî miktarlarını veren Nurların Mukaddiri, Ey bütün nur ve nûrânîleri bütün levâzımâtıyla halk eden ve bütün nurları sevk ve idâre ve tedbir ve teshir eden Nurların Müdebbiri, Ey bütün nurları halk eden Nurların Hâlıkı, Ey her nurdan önce var olan Nûr-u Ezelî, Ey bütün nurların sönüp gitmesinden sonra bâkî kalan Nûr-u Sermedî, Ey Nûru bütün nurların fevkinde olan ve azamet-i nûrâniyetiyle bütün mevcûdâta hükmeden Nûr-u Semâvât ve Arz, Ey hiçbir nur hiçbir cihetle Onun nûruna misil olamayan Nûr-u Mukaddes ve Muallâ olan Allah'ım! Sen aczden ve şerikten münezzeh ve mukaddessin. Senden başka ilâh yok. El-aman, el-aman! Bizi (ve Ali'yi) Cehennem ateşinden kurtar. Bizi (ve Ali'yi) iyiler zümresiyle beraber Cennete koy. Bizim kalblerimizi ve onun kalbini, bizim kabirlerimizi ve onun kabrini iman ve Kur'ân nuruyla nurlandır, ya Rahîm, ya Gaffâr! Âlemlerde seçilmiş Muhammed'e, onun tertemiz âline ve hayırlı Sahabîlerine salât et. Âmin, âmin, âmin.

Said Nursî