Bediüzzaman: Okuyucudan ricam odur ki, mânâya karşı ihtiramsızlık, lâkaytlık göstermesin
Bir şahıs bir şahsa tamamen benzemediği gibi, fehim dahi fehme benzemez
Risale Haber-Haber Merkezi
(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Nokta adlı eserinden bölümler.)
İfade (1)
Evliyâullah demişler: اَلطُّرُقُ اِلَى اللهِ بِعَدَدِ اَنْفَاسِ الْخَلاَۤئِقِ Yani, mârifetullahın burhanları nefesler kadar hadsizdir.
Mârifet-i Nebinin burhanları dahi nüfûs-u mü’minîn kadar muhtelif şahsiyetler ile tezahür eder. Demek şu enfâs-ı halâik miktarında ve bu nüfûs-u ehl-i iman adedinde layuad burhanların netice-i yegânesidir. Evet muvaffak bir nazar, kainatın her zerresinin her hâlinden vücud-u Sânii, hem Peygamberin her bir hâl, kâl, fiilinden sıdk-ı nübüvvetin şuâını görür. Bir şahıs bir şahsa tamamen benzemediği gibi, fehim dahi fehme benzemez. Delil bir olsa da, tarz-ı telâkki ve tarik-i tefehhüm ayrı ayrıdır.
İşte şu risalede kelime-i şehâdetin iki kelâmındaki tevhid ve nübüvvete dair tarz-ı tefehhüm ve tarik-i telâkkimi Japonun eski bir suali münâsebetiyle yalnız meslek-i nazar noktasında mûcez bir icmal ile yazdım. O maksad-ı âliyeye uzanan mi’râc-ı zevkî-i işrâkî ve minhâc-ı hadsî-i ilhamî ise tabire sığışmaz. İşârâtü’l İ’câz’da
2 يَاۤ اَيُّهَا النَّاسُ اعْبُدُوا ilâahir… 3 وَاِنْ كُنْتُمْ فِى رَيْبٍ مِمَّا نَزَّلْنَا ilâahir…
4 وَبِاْلاٰخِرَةِ هُمْ يُوقِنُونَ ilâahir… âyetleri beyanında yine Kur’ân’dan istifaza ettiğim aynı fehmimi Arabî olarak yazmıştım. Şu kelime-i şehâdetteki cevher-i iman bir nurdur. Allah (c.c.) istediğinin kalbine atar. Kayyumu hidayet-i İlâhiyedir. Burhan ise bir mücahiddir, düşmanını tard eder, süpürgecidir evhamdan tehzib eder.
Peşinen derim; Türkçe güzel ifade edemiyorum. Mânâyı düşündükçe lâfzı düşünemiyorum. Kári’den ricam odur ki, lafzın perişaniyetini görüp mânâya karşı ihtiramsızlık, lâkaytlık göstermesin.
5 وَمِنْ اللهِ التَّوْفِيقُ
Said Nursi
1 : Üstad Bediüzzaman Mesnevî-i Nuriye’de Nokta Risalesi’nin bundan sonraki bölümleri için şu açıklamayı yapmış ve oraya almıştır: “Nokta’nın ikinci kısmı, haşir ve melâike ve bekâ-yı ruha ait olduğundan, bu hakikatleri kerametli Yirmi Dokuzuncu Söz ve Onuncu Söz gayet parlak bir surette izah ettiğinden, onlara havale edilerek buraya derc edilmedi. Üçüncü kısım ise, on dört dersten ibaret Nurun İlk Kapısı namıyla ayrıca neşredildi. Said Nursi
2 : “Ey insanlar, ibadet ediniz.” Bakara Sûresi, 2:21.
3 : “Eğer indirdiklerimizden herhangi bir şüphe içindeyseniz.” Bakara Sûresi, 2:23.
4 : “Onlar, âhirete de kesin olarak iman etmiş kimselerdir.” Bakara Sûresi, 2:4.
5 : Muvaffakiyet sadece Allah’tandır.