Bediüzzaman: Nefis ile cihad-ı ekber, mü'minleri uhuvvet ve muhabbete davet

Bediüzzaman: Nefis ile cihad-ı ekber, mü'minleri uhuvvet ve muhabbete davet

Şeriat-ı Garraya ittiba' ve sünen-i Ahmedîyeyi ihyaya azm-ı kat'î ile teşebbüs etmek

(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin DİVAN-I HARB-İ ÖRFÎ adlı eserinden bölümler.)

MAKALE - 16

VEHİM: Böyle cemiyet ve fırkaların teşkilatı, hükümetin zayıflamış olan itaâtı ve icraâtını haleldar edecek. Zîra temeddün-ü hakikiye elân mazhar olamamışız.. Ve vahşet ve cehaletten de husûmet ve taassub çıkıyor?..

İrşâd: Bu cemiyete intisaba şart olan evamir-i Şer'iyeye imtisâl ve nevâhîden içtinab..ve muhafaza-i meşruta-i meşruaya azm-ı kat'-î ile cehd edenler, hükûmetin itaâtına iyi bir menba' ve icraâtına güzel bir mecra teşkil ederler. Zîra, evâmir-i şer'iyye ile mukayyeddirler. Bâzı cemiyetlerin efradı gibi fevzâvî ve anarşistliğe ve hodserane muamelâta ve tahakkümâta temâyül edemezler. Hem de bu cemiyette hükûmet hâriç kalamaz.

VEHİM: Bu cemiyete istihsanen intisab edenler ne ile muvazzaf olurlar?..

İrşâd: İki vazifesi vardır.

Birincisi:

Kendi nefsi ile cihad-ı ekberde bulunmak, yâni Şeriat-ı Garraya ittiba' ve sünen-i Ahmedîyeyi ihyaya azm-ı kat'î ile teşebbüs etmektir.

İkincisi:

Sair mü'minleri uhuvvet ve muhabbete davet. Ve sâkin ve sabit olan uhuvvet-i dîniyeyi ihtizaza getirerek, tezyîd ve izhar etmektir. Bu cemiyete resmen intisab, yalnız defter-i mahsusasına kaydettirmekle değildir. Belki rabt-ı kalb ve istihsan ve teveccüh iledir. Zîra bu ittihad ruhânî ve manevîdir. Sûrî ve cismanî değildir.